Written by 20:08 HABERLER

Türkiye aranan Neonazi Attila Hildmann’ı neden vermiyor?

Yücel ÖZDEMİR / Köln

Almanya ile Türkiye arasında bir süredir hakkında kırmızı bülten çıkarılan aşırı sağcı, Neonazi Attila Hildmann’ın iadesi konusunda süren görüşmelerden bir sonuç çıkmadı. Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği, geçen hafta Berlin Savcılığına gönderdiği yazıda, Hildmann’ın aynı zamanda Türk vatandaşı olduğu için Almanya’ya iade edilmeyeceğini bildirdi. Savcılık tarafından 20 Nisan günü basına yapılan açıklamada, „Türkiye Büyükelçiliği, Hildmann’ın Türk vatandaşı olduğu için Almanya’ya iade edilmeyeceğini bildirdi“ denildi.

Türkiye yönetimi, başka ülkelere kaçan ve hakkında kırmızı bülten çıkardığı vatandaşlarının iadesi için ise pek çok yola başvuruyor. İktidarın baskısı sonucunda birçok siyasi mülteci daha önce İspanya, Bulgaristan, Ukrayna gibi ülkelerde gözaltına alınmıştı. Bazıları ise özel operasyonlarla zorla Türkiye’ye getirilerek, hapse atılmıştı.

BİR NEONAZİ OLARAK ATTİLA HILDMANN

Ancak iki yıldır Almanya ile Türkiye arasında iadesi konusunda tartışma yaşanan Attila Hildmann pek çok açıdan farklı bir profile sahip. 22 Nisan 1981’de Batı Berlin’de Türkiye kökenli göçmenlerin en fazla yaşadığı Kreuzberg ilçesinde Türk anne-babanın oğlu olarak dünyaya gelen Attila Hildmann, daha bebekken bir Alman aileye evlatlık olarak verilmiş. Neden verildiği, annesine babasına ne olduğu konusunda bilgi bulunmuyor.

Alman ailenin evlatlık çocuğu olarak Alman ve Alman vatandaşı olarak büyüyen Hildmann, gençlik yıllarında kriminal olaylara karıştı, üç buçuk ay cezaevinde kaldı. Kovid-19 pandemisi öncesine kadar ülkenin tanınmış vegan aşçılarından biriydi. Televizyonlarda boy gösterip yemekler yapıyordu. Çıkardığı kitaplar, yaptığı yemeklerle tanınıyordu. Politik kimliği üzerinde durulmuyordu. Böylece bir sağcı aslında Alman medyasının da desteğiyle Almanya’nın ünlü kişilerinden birisi haline getirildi. Bu sayede Berlin’de kurduğu vegan lokantalar ve internet üzerinden satışa sunduğu vegan ürünlerle çok para kazandı.

Hildmann, 2020’de pandeminin başlamasından sonra Almanya’nın değişik kentlerinde aşırı sağcı, milliyetçi çevreler tarafından başlatılan eylemler içinde boy göstermeye başladı. Özellikle de Berlin’de. Eylemlere katılma çağrısında bulunan Hildmann, polise direnç gösterdi. Aşırı sağcı Alman gruplarla bir araya geldi. Bu dönemde Neonazi gruplarla bağlantılarını güçlendirdi.

Sosyal medyaya, kendisini “Alman milliyetçisi” olarak tanımlayan, Hildmann hakkında 80’den fazla olayla bağlantılı „halkı kışkırtma”, “şiddete çağrı” ve “antisemitik söylemlerde bulunma” nedeniyle başlatılmış soruşturma var. Hildmann, Eski Başbakan Angela Merkel için Hitler faşizmi döneminde kurulan en büyük toplama kampı olan “Auschwitz’e gönderilmeli” demişti.

Katıldığı eylemlerde aşırı sağcı konuşmalar yaparak halk arasında nefreti körükledi, Yahudi düşmanlığı yaptı. Bu nedenle Berlin Savcılığı Şubat 2021’de hakkında arama kararı çıkardı.

IRKÇI POLİSLER HABER VERDİ

Arama kararı çıkarılmadan önce Hildmann Aralık 2020’de Türkiye’ye kaçtı. Önce Gömeç sonra Kartepe’de izine rastlandı. Hildmann’ı soruşturmadan haberdar eden ve savcılıkta çalışan iki kız kardeş tespit edildi. Savcılığın resmi soruşturmayı başlattığı Şubat 2021’e gelindiğinde Hildmann, çoktan ortalıktan kaybolmuştu. Türkiye’de olduğu tespit edilince de hakkında Interpol üzerinden uluslararası arama kararı çıkarıldı. Savcılık soruşturmasını önceden Hildmann’a bildiren iki kişiye 2 bin 700 ve 3 bin 500 avro para cezası verildi.

VATANDAŞLIĞI NE ZAMAN ALDI?

Hildmann’ın Türk vatandaşlığını ne zaman aldığı konusunda da belirsizlik var. Kendisi Telegram kanalında Eylül 2021’de aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu söylerken, hakkında soruşturma açan Federal Savcılık Mart 2022’de bunun doğru olduğunu açıklamıştı. Hildmann’ın bir yakın arkadaşı ise Der Spiegel ve Spiegel TV’ye yaptığı açıklamada, Hildmann’ın 2021 yazından önce Türk vatandaşı olmadığını söylemişti.

Hildmann’ın kendisi ise aynı yayın organlarına Ekim 2021’de yaptığı açıklamada Türk vatandaşı olduğunu söylemişti. Hildmann’ın Türkiye’ye gittikten sonra Türk vatandaşı olduğu tahmin ediliyor. Keza kendisi Türkiye’ye kaçtıktan sonra, hakkında arama kararı çıkaran Berlin Savcılığına Twitter üzerinden, “Almanya özgür oluncaya kadar benim kan bağı vatanım olan Türkiye’de kalacağım. Benim gerçek vatanım ve toprağım” ifadesini kullanmıştı. Bu paylaşımda da vatandaşlık bağı değil „kan bağı“ ifadesini kullanmıştı.

Bu iddia doğru ise Hildmann Interpol tarafından kırmızı bültenle aranırken Türk vatandaşlığına geçtiği anlamına geliyor ki bu hukuken oldukça sorunlu bir durum.

BERLİN BÜYÜKELÇİLİĞİ SORULARIMIZA YANIT VERMEDİ

Hildmann’ın ne zaman ve nasıl Türk vatandaşı olduğuna dair Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliğinde yazılı olarak geçtiğimiz pazartesi günü yönelttiğimiz sorulara şu ana kadar herhangi bir yanıt verilmedi. Görüştüğümüz elçilik görevlisi, seçim yoğunluğu nedeniyle yanıtların gecikebileceğini söyledi.

Hildmann hakkında soruşturmayı yürüten Alman ekip Hildmann’ın Türk vatandaşlığına sahip olduğundan, 31 Mart 2022’den bu yana haberdar. Bu tarih aynı zamanda Interpol Ankara’nın Almanya’daki soruşturma ekibine Hildmann’ın gözaltına alınmasının söz konusu olmadığını bildirdiği tarih. Ardından Almanya’nın yaptığı iade başvurularına da Türkiye olumlu yanıt vermedi. Öte yandan açıklamalar Almanya’nın Hildmann’ın iadesi konusunda çok fazla ısrarcı olmayacağına işaret ediyor.

TÜRK VATANDAŞLIK KANUNU NE DİYOR?

Türk Vatandaşlık Kanunu’na göre, doğumla birlikte vatandaşlığa geçiş söz konusu. Ancak doğduktan kısa bir süre sonra evlatlık olarak verilenler için de bunun geçerli olup olmadığı belirsiz. Daha doğrusu bununla ilgili kesin bir belirleme yok.

41 yaşında olan Attila Hildmann gibiler için ise bakanlığın onay vermesi gerekiyor. Mevcut düzenlemede şöyle deniliyor: „Yurt dışında yaşayan ve 18 yaşını tamamladığı halde doğumuna ilişkin bildirimde bulunulmayan kişilerin aile kütüğüne tescili, Türk vatandaşı ana veya babadan dolayı Türk vatandaşlığını kazandıklarının bakanlıkça yapılacak inceleme sonucunda tespiti halinde mümkündür.“

Yasaya göre, Hildmann gibi kişilerin yapacakları başvurularda asıl belirleyici olanın bakanlığın incelemesi olduğu görülüyor. Bu durumda başvurunun ne zaman yapıldığı, incelemenin ne zaman bitirildiği önemli. Eğer Hildmann, hakkında Almanya tarafından arama kararı çıkarıldıktan sonra “bakanlığın incelemesi“yle Türk vatandaşı yapıldıysa bu bakanlığın, Hildmann arandığı halde vatandaşlık verdiği anlamına geliyor. Almanya’nın çıkardığı uluslararası arama kararını tanımadığı anlamına geliyor.

Close