Written by 12:08 uncategorized

Ücret hırsızlığı devam ediyor!

Dünyanın tüm ülkelerinde olduğu gibi Almanya’da kadınlar aynı işi yapmalarına karşın bir, iki istisna dışında bütün meslek gruplarında erkeklere göre daha düşük ücret alıyor.

Son olarak, “Equal Pay Day” (“Eşit Ücret Günü”) vesilesiyle Hans-Böckler-Vakfı (HBS) ve Devlet İstatistik Dairesi DESTATIS, kadınların elde ettikleri veya bir başka deyişle elde edemedikleri ücretlerle ilgili raporlar yayınladılar.

HBS hazırladığı rapor için 11 bin 200 kişinin internet üzerinden doldurduğu anket formlarını temel alırken, DESTATIS doğal olarak çok daha geniş bir veri tabanına sahip. Ancak bu durum raporların sonucunu değiştirmiyor; Kadınlar aynı işi yapmalarına karşın Almanya’da erkeklerden daha az ücret alıyorlar. HBS’e göre oran yüzde 21, DESTATIS’e göre ise yüzde 22.

Tabi bu rakamlar ortalamayı gösteriyor. Asıl olarak bu ortalamaya neden olan verileri incelemek gerekiyor. Bu konuda HBS daha fazla ayrıntıya yer veriyor. Meslek hayatının ilk yıllarında 25-30 yaşlarında kadınlar, erkeklere göre yüzde 13 daha az ücret alıyorlar. Yaş ilerledikçe ücret farkı da artıyor. 36-40 yaş grubunda bu oran yüzde 19’a çıkıyor. 51-55 yaş grubunda ise fark yüzde 21’e çıkıyor. 61-65 yaş grubu arasında ücret farkı yüzde 28’e çıkıyor. Kamu alanında ücret farkı yüzde 6 iken özel sektörde bu oran dört kat artarak yüzde 24’e çıkıyor. Erkeklerin ortalama brüt saat ücretleri 19,84 iken kadınların brüt saat ücretleri 15,56 Euro.

Araştırmada, kadınların erkeklerden daha az Noel parası veya yılsonu başarı ikramiyesi aldıkları da belirtiliyor. Erkeklerin yüzde 57’si Noel parası alırken bu oran kadınlarda yüzde 51’e geriliyor. Yıl sonu başarı ikramiyesi ise erkeklerin yüzde 20’sine ödenirken bu oran kadınlarda yüzde 10 ile sınırlı kalıyor.

 

ÜCRET HIRSIZLIĞININ NEDENİ

Kadınlar, kadın örgütleri, sendikalar ücret eşitsizliğini gündeme getirdiklerinde ise kadınların neden aynı işi daha düşük ücretle yaptıklarına dair temelsiz gerekçeler ortaya atılıyor. Gerekçelerin başında “çalışma yaşamına aralıksız katılmadıkları için mesleklerinde kıdemli olamıyorlar” gelirken, “kadınlar aileyi, çalışma yaşamına tercih ediyorlar” gerekçesi de listenin başında yer alıyor!

Kadınların neden aileyi tercih ettikleri daha doğrusu neden böyle bir tercihi yapmak zorunda kaldıkları üzerine ise tek kelime edilmiyor. Bunun nedenini fazla araştırmaya aslında gerek yok. Nitekim yapılan araştırmalarda ortaya çıkan veriler de bu soruya da yanıt veriyor. DESTATIS’in verilerinde dikkat çeken ve bu soruya yanıt veren en önemli unsur, Batı ile Doğu Almanya arasındaki fark. Almanya genelinde yüzde 22 olan ücret farkı, Doğu’ya gidildiğinde yüzde 8’e kadar geriliyor. Sadece Batı Almanya’ya bakıldığında ise bu oranın yüzde 23 olduğu görülüyor. 

Belirtmek gerekiyor ki Doğu Almanya’daki söz konusu yüzde 8’lik fark özellikle son 20 yılda ortaya çıktı. Kadınlar, DDR döneminde istihdam ediliyorlardı ve çocuk, yaşlı veya bakıma muhtaç aile bireylerinin bakımı  devlet tarafından üstleniliyordu. Ve genelde doğum nedeniyle ara verdikleri çalışma yaşamlarına kısa bir süre sonra devam edebiliyorlardı. Hem de herhangi bir kayıpları olmadan, ne ücret anlamında ne de hiyerarşik açıdan!

Dolayısıyla ev işleri, çocuk ve bakım işlerinin kadınların sırtına yıkıldığı ve sorumluluk alanları olarak görüldüğü, yeni uygulama ve yasalarla bu sorumlulukların pekiştirildiği bir dönemde, ücretlerin düşüklüğünü de kadınların tercihleriyle açıklamak gerçeklerin üzerini örtmeye çalışmaktan başka bir anlam taşımıyor.

 

YA YAŞLILIKTA NE OLUYOR?!

Kadınların bir ömür boyu aynı işi yapmalarına karşın sürekli daha az ücret almalarını “Ücret hırsızlığı” olarak değerlendiren Sol Parti (Die Linke) Kadın Politikaları Sözcüsü Cornelia Möhring, “Yaşam boyu devam eden bu ayrımcılık bireysel kader değildir” dedi.

 

Parttime işler, işe ara vermeye zorlanma, mini işler, güvencesiz işler ve birden fazla işte çalışma zorunluluğu sadece kadınların yükselme şanslarını engellemiyor, bu aynı zamanda kadınların çalışma yaşamı boyunca erkek meslektaşlarından çok daha az ücret almalarına neden oluyor. Bu ayrımcılık daha sonra kadınların emekli maaşlarına da yansıyor. 2012 yılında emekliye yeni ayrılan kadınlar ortalama 532 Euro maaş alırlarken bu miktar emekliye yeni ayrılan erkeklerde 899 Euro düzeyindeydi.  Burada fark yüzde 40,8!

 

SKANDAL!

 DGB tarafından yapılan değerlendirmede eşitsizliğin kabul edilmez boyutta olduğu ve azalmak yerine sabitleştiği söylendi. DGB kadın, eşitlik ve aile politikaları bölümü başkanı Anja Weusthof, “Bu bir toplumsal skandaldır” dedi. DGB bu eşitsizliğe neden olarak ise kadınların ve erkeklerin birlikte aynı anda çalışma ve aile sorumluluklarını yerine getirememelerini gösteriyor. Aile görevleri nedeniyle kadınların part time işlere itildiklerini söyleyen Weusthof, “Tam gün ve sosyal sigortalı işlerde kadın çalışanların sayısı yüzde 40’ın altında iken part time sosyal sigortalı işlerde çalışanların ise yüzde 80’ini kadınlar oluşturmakta” dedi. Kadınların aile nedeniyle (doğum, bakım vb) evde kalma süreleri uzadıkça işe dönme ve aynı işi aynı düzeyde yapma şanslarının da azaldığına dikkat çeken Weusthof, farklı bir çalışma modeliyle aradaki ücret farkının düşürülebileceğini belirtiyor. Buna göre tam gün çalışanların haftalık çalışma süreleri düşürülebilir ve part time çalışanların haftalık çalışma süreleri artırılabilir. DGB’nin yaptığı bir araştırmaya göre, part time çalışan kadınların yüzde 60’ı haftada 30 ve daha fazla saat çalışmak istiyorlar. Part time çalışanlar haftalık ortalama 21 saat çalışıyorlar.

 

Alman Kadın Konseyi (Deutsche Fruenrat) Başkanı Hannelore Buls, kadın konseyinin uzun bir süredir haftalık çalışma sürelerinin 30 saate indirilmesini talep ettiğini belirttiği açıklamasında, “Haftalık çalışma sürelerinin kısaltılması artık tabu olmaktan çıkmalı” dedi. Ayrıca kısa süreli işlerde çalışanların yeniden tam gün işe dönme hakları olması gerektiğini savunan Buls, bunun AB Ebeveyn Yönergesi’nde yer aldığını ama Almanya’da henüz yasal olarak düzenlenmediğine dikkat çekti.

 

Kendi başına yaşamını idame ettirebilmek için sürekli bir tam gün işte veya en azından düşük ücretli olmayan işlerde çalışmış olmanın gerektiğine dikkat çeken DGB İkinci Başkanı Elke Hannack, “Erkekler ve kadınlar hem çalışabilmeliler hem de birlikte bakım sorumluluğunu üstlenebilmeliler” dedi.

 

Pelin Şener

Close