AYHAN ZEYTİN / DUISBURG
16 Eylül Pazartesi günü Mercatorhalle (City Palais Hotel) önünde 2000’e yakın Demir-Çelik işçisi IG Metall’in çağrısı üzerine biraraya gelip politikacılardan beklentilerini dile getirdiler.
“Yeşil dönüşüm, düşük fiyatlar, yüksek enerji fiyatları, zayıf ekonomik aktivite, otomotiv endüstrisinden gelen talebin az olması, küresel pazarlardaki rekabet, çelik endüstrisindeki durum gergin” şiarıyla hükümet ortaklarından daha çabuk ve iyileştirici kararlar vermesi talep edildi.
Başbakan Olaf Scholz’un katılmadığı zirveye, çelik üretimi yapan 11 eyalet temsilcisi, Çelik İşverenleri Birliği ve IG Metall sendikası, Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck’e bu endüstrinin nasıl daha rekabetçi ve aynı zamanda daha iklim dostu hale gelebileceğine inandıklarına dair bir talep listesi sundu. Duisburg’da 400’den fazla işveren, dernek ve sendika temsilcisinin karşısına çıkan Habeck’in pek bir yeniliği yoktu. Sektörün hayatını kolaylaştırmak için iki alana odaklanmak istediğini söyleyen Habeck, Yeşil kurşun pazarlarının oluşturulması ve elektrik şebekesi ücretlerinden muafiyet düşünülebileceğini söyledi.
Ekonomi Bakanı Robert Habeck’e göre
Habeck’e göre, Almanya’da, 2030 yılına kadar ülkedeki ham çelik kapasitesinin yaklaşık üçte biri dönüştürülecek, böylece yaklaşık 12 milyon ton CO2’siz çelik üretilecek ve 10 milyon tondan fazla CO2 tasarrufu sağlanacak.
İkinci hedef olarak Habeck, artık sübvansiyonlu endüstriyel elektrik fiyatı için mücadele etmek istemediğini, bunun yerine dikkati ağ ücretleri konusuna çevirmek istediğini vurguladı. Hidrojen henüz yeterli miktarda ve rekabetçi fiyatlarla mevcut olmadığı sürece gaz kullanımına izin verilmesi gerektiği mesajı da verildi.
Çelik patronlarının beklentileri
Gunnar Groebler, Çelik İşverenler Birliğinin yeni Başkanı (Salzgitter AG Yönetim Kurulu Başkanı) olarak ilk kamuoyu önüne çıkışında konuyu kendileri açısından durumu şöyle özetledi: “Dirençli ve sürdürülebilir bir Alman ekonomisinin vazgeçilmez bir dayanağı olan çelik endüstrisi, büyük bir baskı altındadır. Kazanın patlamasını önlemek için en büyük üç vidanın artık sıkılması gerekiyor: “Yeşil kurşun pazarlarının kurulması, enerji fiyatlarının kontrol altında tutulması ve haksız rekabete karşı etkili koruma sağlanması.“
IG Metall’in beklentileri
“Toplu sözleşmelerin kapsadığı on binlerce iyi ücretli iş, çelik endüstrisine bağlıdır. Ancak bundan çok daha fazlası var: Temel bir endüstri olarak çelik endüstrisi, Almanya’yı endüstriyel bir ülke olarak başarılı kılan benzersiz değer yaratma ağının merkezinde yer alıyor. Bunun korunması ve CO2 nötr bir geleceğe dönüştürülmesi gerekiyor. Şirketlerin Almanya’yı endüstriyel bir ülke olarak açıkça taahhüt etmelerini ve yurt içi üretimin geleceğine sürekli yatırım yapmalarını bekliyoruz. Politikacıların bunun için uygun çerçeveyi oluşturması ve acil ihtiyaç duyulan yatırımlar için güvenilir bir ortam yaratması gerekiyor. Her şeyden önce buna rekabetçi bir endüstriyel elektrik fiyatı da dahildir.”
Ulusal Çelik Eylem Planı
Ulusal Çelik Eylem Planı, iklim nötrlüğü yolunda çelik endüstrisini destekleyecek önemli noktaları içeriyor. Buna rekabetçi enerji fiyatları, yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılması, hidrojen ekonomisinin geliştirilmesi ve adil uluslararası ticaret koşulları dahildir. Plan ayrıca, açıklanan önlemlerin uygulanması ve mevcut finansman araçlarının ayar edilmesi için ilk etapta federal hükümetten ve Avrupa Parlamentosundan acil bir program başlatılması çağrısında bulunuyor.
İşçiler açısında zirve ne anlam taşıyor?
Zirve denince, akla bunun son adım olduğu gelir, ama öyle değil. IG Metall’in iki gün önce dağıtılan el ilanında belirtildiği gibi, bu zirve büyük bir maratonun henüz başlangıcı. Yerel, ulusal ve Avrupa Parlamentosu üyeleri olmak üzere sektör için bir sürü kararın ve desteğin yasalaşmasını öne sürüyorlar.
Yani; yeşil dönüşüm, düşük fiyatlar, yüksek enerji fiyatları, zayıf ekonomik aktivite, otomotiv endüstrisinden gelen talebin az olması ve küresel pazarlardaki rekabet gibi nedenlerle, Almanya’da 2013 yılında çelik üretimi 42,2 milyon ton civarında iken, 2023 yılında bu rakam 35,4 milyon tona geriledi. Evet bu doğru. Bu rakam talebe göre yüksek de olabiliyor. Ayrıca demir-çelik sektöründe 2013 yılındaki işçi sayısı ile 2023 yılındaki işçi sayısı aynı değil, 80 binlerden 68 binlere geriledi.
40 değişik büyük işletmeden katılımın olduğu eylem eşliğinde IG Metall tarafından açıklanan 11 maddelik planda, iş garantisi gibi haklı talepler, Çelik Eyaletler İttifakı, Çelik Ekonomisi Derneği ve IG Metall tarafından hazırlanan Ulusal Çelik Eylem Planında bir kelimeyle dahi anılmıyor. Milyarlarca desteği ve garantiyi alacak işletmeler “Biz de bu yardım karşılığı iş garantisi veriyoruz” diyebilirler. Ya da IG Metall böyle talepleri olduğunu ve eylem planı içinde yer alması gerektiğinde diretebilirdi.
Bazı işletmeler doğrudan düzenleme sistemini gerçekleştiren makinalar (Direktreduktionsanlage) için hiçbir koşul aranmadan kamu kasasından milyarlarca destek sözü aldılar (Örneğin Thyssen-Krupp 2 milyar euro).
Patronlar her şeyi planlayıp, bütün işletmeler için her şeyini garanti altına almayı ve, mümkün mertebe dönüşümü (Transformation) en ucuz bir şekilde atlatmaya, hatta kazançlı çıkmaya çalışıyorlar.
Yani işçiler için maraton yeni başlıyor. Nasıl biteceği ise belirsiz. İşçileri neler beklediği bilinmiyor. Ama kurt ile kuzu misali, kurda ne kadar güvenilir orası açık olsa gerek!
IG METALL’İN 11 MADDELİK ÖNERİSİ
IG Metall yönetiminin, çelik sektöründeki tartışmalar üzerine açıkladığı 11 maddelik liste, işçilerin kimi beklentisini içerse de, özünde, bir işçi sendikasının meseleye işçilerin temsili ve çıkarları açısından bakmadığının bir örneği daha oldu. İşçilerin haklarını işverenlerin refah seviyesine bağlı gören bu bakış açısı, merkezine güçlü bir endüstri ülkesi yaratma koyarak, sendikanın kendi misyonunu adeta işveren ve hükümet danışmanlığına indirgemekte.
1. Almanya bir sanayi ülkesi olarak kalmalı!
2. İşverenlerin üretim yeri ve yatırımlara yönelik taahhütleri gerekli
Artık işten çıkarmalar, yer değiştirmeler ve yer kapatmalar olmamalı. Personel planlamasında ve iş güvenliğinde, iklimin korunması ve eşitlikte ve yeni teknolojilerin hayata geçirilmesinde daha fazla ortak karar talep ediyoruz.
3. Yarın için şimdiden yatırım yapılmalı
Her yıl yaklaşık 60 milyar euro: Bu, Alman devletinin önümüzdeki on yıl içinde yalnızca kamu altyapısına yatırım yapmak zorunda kalacağı miktar. Bu, bizim anladığımız şekliyle kuşaklar arası sözleşmenin bir parçasıdır: Artık işleyen, sürdürülebilir bir ekonominin temellerini atmak istiyoruz.
4. Finansmanda daha fazla esneklik ve adalet
Borç freni yatırımın freni haline geldi ve en azından reforme edilmesi gerekiyor. Temel nokta: Yatırım harcamaları hiçbir şekilde borç frenine tabi tutulmamalıdır. En yüksek vergi oranı – en çok kazananlar için! Emek ve sermaye geliri yeniden kişisel gelir vergisi oranında vergilendirilmelidir. Ve: Önerdiğimiz servet vergisi yılda yaklaşık 28 milyar euroluk bir artışa olanak sağlayacak.
5. Maddi yardım istiyorsanız kurallara uymalısınız
Devletin özellikle temel ürün ve teknolojileri desteklemesini istiyoruz. Ancak vergi paralarımızdan kamu finansmanının koşulsuz akmasını kabul etmiyoruz. Açık kurallara ihtiyacımız var: yalnızca toplu iş sözleşmeleri olanlara maddi yardim, konum ve istihdam güvenliği, ileri eğitim ve öğretim yerleri! Şirketlerin sübvensiyon alıp ardından işyerlerini yok etmeleri veya yer değiştirmeleri ve başka yerlere yatırım yapmaları söz konusu olamaz. Güvenilirliğe ihtiyacımız var.
6. Mobilite geçişini büyük ölçüde hızlandırın
Bizim için mobilite, şehirde ve kırsalda araba, otobüs, tren ve diğer ulaşım araçlarının mümkün olan en iyi kombinasyonu anlamına gelir. Bunun için devletten ve şirketlerden şunu talep ediyoruz: nihayet elektromobilitenin yaygınlaşması için gerekli çerçeveyi ve koşulları yaratın! Uygun fiyatlı elektrikli otomobiller talep ediliyor. Şarj akımına ilişkin vergiler düşürülmeli ve araç vergisi ile şirket arabası vergileri, CO2 emisyonlarıyla daha uyumlu hale getirilmelidir. Ve her yerde şarj istasyonlarına ihtiyacımız var.
7. Enerji geçişini kararlılıkla ele almak – enerji yoğun şirketlerin üzerindeki yükü hafifletmek
Şu ana kadar alınan rahatlama tedbirleri yeterli değil. Enerji fiyatları şu anda yeniden düşmüş durumda. Ancak Ukrayna’ya karşı savaştan önce bu oranlar özellikle uluslararası karşılaştırmada zaten çok yüksekti. Enerji yoğun endüstriler için kilovat saat başına 5 sentlik bir tavan endüstriyel elektrik fiyatına ihtiyacımız var.
8. Daha iyi bir iklim için çalışmak nitelikli uzmanlar gerektirir
Yenilenebilir enerjiler, kirletici olmayan hareketlilik ve çevre dostu konutlar isteyen herkesin vasıflı işçilere ihtiyacı var: Buna çırakların ödeneklerinde önemli bir artışın yanı sıra meslek okulları ve stajyer yurtlarına yapılmaslı gereken yatırımlar da dahildir. Tüm gençlere mesleki eğitim garantisi verilmesini ve şirket içi eğitimin güçlendirilmesini talep ediyoruz.
9. İş ve eğitimin güçlendirilmesi
10. Daha az bürokrasi – ama doğru!
Rüzgar türbinlerinin daha hızlı kurulmasını, enerji hatlarının daha hızlı döşenmesini istiyoruz. Planlama ve onay süreçlerinin acilen daha da hızlandırılmasına ihtiyacımız var.
11. Sosyal kısıtlamaları önlemek – Güçlü ve geleceğe yönelik bir refah devleti için!
Ekonominin güçlendirilmesine ilişkin kamuoyu tartışması şu anda dengesiz durumda.Biz ülkemizin geleceğine yatırım talep ederken, FDP gibi partiler kemer sıkma politikalarına, sosyal kesintilere ya da çalışma saatlerinin uzatılmasına bel bağlıyor. Ekolojik yeniden yapılanmaya ancak çalışanların işlerinden ve sosyal güvenliklerinden korkmaları gerekmediği takdirde onay verilecektir. Özellikle zorlu zamanlarda güçlü omuzların daha fazlasını taşıması adil olur. Spesifik olarak: En çok kazananlar ve süper zenginler uygun şekilde katılmalıdır. Herkes sosyal sigortalara ödeme yapmalı.
Program, büyük sanayi şirketlerinin genel ve şirket işyeri işçi temsilcileri başkanlarının bir toplantısında geliştirildi ve tartışıldı.
Ulusal Çelik Eylem Planı
- Elektrik piyasası tasarımına ilişkin güvenilir bir etki değerlendirmesi yapılması gerekmektedir.
- Rekabetçi enerji ve özellikle elektrik fiyatlarının sağlanması.
- Elektrik şebekesi ücretlerine bir üst sınır getirin.
- İklim dostu hidrojenin yeterli miktarda ve uluslararası rekabetçi fiyatlarla kullanılabilmesi için orta ve büyük çelik şirketlerinin altyapı gereksinimlerinin oluşturulması gerekiyor.
- İklim koruma anlaşmaları gibi finansman araçları, doğal gaz ve kömürün hidrojenle değiştirilmesini desteklemelidir. Koklaşabilir taş kömürü ve yüksek fırın rotasındaki bazı çelik şirketlerinin, elektrikli çelik ve hidrojen metalurjisine geçişleri için halihazırda finansman bildirimleri var. Bu kararların güvenle desteklenmesi gerekir.
- Çelik İttifakı ülkeleri yeşil kurşun pazarlarının zamanında yaratılmasından yanadır. CO2’si azaltılmış çeliğe olan talep, kamu sözleşmeleri yardımıyla canlandırılabilir.
- Aşağıda imzası bulunan, federal hükümete ve kamuya ait şirketlere Steel Alliance ülkelerini örnek alma çağrısında bulunuyor. Bu nedenle Federal Hükümet’ten, kamu alımları ve ihale uygulamalarının talebin ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde uyarlanıp uyarlanamayacağını ve ne şekilde (örneğin kotalar veya vergi ve ikramiye modelleriyle) uyarlanabileceğini incelemesi istenir.
- İmzacılar, Federal Hükümet ve Avrupa Komisyonu’nun, kilit sektörlerde yüksek dönüştürücü etkiye sahip gönüllü B2B lider pazar girişimlerinin oluşturulmasını destekleme konusunda ortak bir sorumluluğa sahip olduğunu düşünüyor.
- İmzacılar, Federal Hükümet’i derhal Avrupa Komisyonu’nu etkilemeye ve etkili ticaret politikası önlemleriyle küresel kapasite fazlası sorununu çözmeye çağırıyor.
- CBAM’ın (Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM) AB emisyon ticaret sistemini tamamlaması ve ithalatların aynı emisyon fiyatlarına tabi olmasını sağlamayı amaçlamaktadır) etkinliğinin sağlanması ve hileli atlatma stratejilerinin ve ticaretin hedefli saptırılmasının önlenmesi aciliyetini sürdürmektedir. AB’ye akıyor.
- Federal Hükümet’ten, hurdanın AB’de geçerli olandan daha düşük teknoloji standartlarına sahip Avrupa dışı ülkelerle bağlantısının, örneğin Atık Sevkiyat Yönetmeliği çerçevesinde, yerel ihtiyaçlara fayda sağlayacak şekilde düzenlenebileceğini incelemesi talep ediliyor.
Ulusal Çelik Eylem Planı, Çelik İttifakı Eyaletleri, Çelik Ekonomisi Derneği ve IG Metall tarafından hazırlandı.