Uluslararası Af Örgütü, CDU/CSU ve SPD partilerinin koalisyon anlaşmalarıyla açıkça korku yaratmak ve hukukun üstünlüğünün ortadan kaldırılmasını meşrulaştırmak için toplumu bölmek istediği eleştirisini getirdi. Özellikle göç, iltica ve ırkçılık konularının analiz edildiği ve sözleşmenin insan haklarını ihlal ettiği belirtildi. Örgütün açıklamasında öne çıkan eleştiriler şöyle:
SINIR DIŞI ETMELER
“Sınır dışı etmeler insan haklarını başlı başına ihlal etmezler, ancak sıklıkla insan hakları ihlalleriyle birlikte gelirler. Bu nedenle sınır dışı edilmekle karşı karşıya olan kişileri daha önce zorunlu olan yasal temsilden mahrum bırakmak sorumsuzluktur. Afganistan’a yapılan her sınır dışı ile Alman hükümeti şu anda uluslararası hukuku ihlal ediyor, çünkü insan hakları durumu felaket düzeyinde. Bu, Suriye’ye yapılan sınır dışılar için de geçerli, oradaki insan hakları durumu belirsizliğini koruyor.
GÖZALTINA ALINAN GÖÇMENLER
Süresiz gözaltı her zaman hukuka aykırıdır. Kişisel özgürlük temel bir insan hakkıdır. Özgürlükten yoksun bırakma, bir devletin topraklarındaki insanlara karşı alabileceği en ağır önlemdir.
AİLE BİRLEŞİMİ
Evlilik ve aile, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Temel Haklar Şartı, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve daha fazlasının özel koruması altındadır. İkincil koruma sağlananlar için planlanan aile birleşiminin askıya alınması bu hakkın ciddi bir ihlalidir ve Avrupa ve uluslararası hukukun yanı sıra çocuğun çıkarlarının önceliğine aykırıdır.
SINIRDAN GERİ GÖNDERMELER
Bir kişi Alman sınırında koruma başvurusunda bulunursa, komşu bir AB ülkesine geri gönderilemez. Bunun yerine, Dublin Tüzüğü uyarınca bir iltica prosedürü başlatılmalı veya kişi başka bir AB üye ülkesine transfer edilmelidir. Koalisyon sözleşmesinde gündeme gelen sınırdan geri göndermeler, son derece tehlikelidir ve Avrupa genelinde zincirleme sınır dışı etmelere neden olabilir.
GÜVENLİ MENŞE ÜLKELERİ
Uluslararası Af Örgütü, “güvenli menşe ülkeleri” kavramını temelden reddediyor. Her iltica başvurusu, Cenevre Mülteci Sözleşmesi’nin gerektirdiği gibi adil ve etkili bir prosedürle ayrı ayrı incelenmelidir. Uluslararası hukuk kapsamındaki bu gereklilik, “güvenli menşe ülkeleri” kavramıyla çelişmekte, iltica hakkını ihlal etmektedir.
SİLAH SATIŞI
Silah ihracatı ekonomik ve dış politika çıkarlarıyla değil, insan hakları ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmalıdır. Bu, yasal bağlayıcı gücü, şeffaflığı ve hükümet eylemlerinin denetimini düzenleyen kısıtlayıcı bir silah ihracatı kontrol yasası gerektirir. İnsan haklarını veya uluslararası insan hukukunu ihlal eden silah ihracatına son verilmesi gerekir.
ULUSLARARASI HUKUK
Uluslararası Af Örgütü, kurallara dayalı düzenin omurgası olarak çok taraflılığa ve Birleşmiş Milletler’e olan bağlılığı memnuniyetle karşılıyor. Ancak, İsrail’in güvenliğine bir devlet meselesi olarak bağlı kalmanın uluslararası hukukla bağdaşmadığını savunuyor.
VERİ SAKLAMA
Güvenlik yetkilileri tarafından veri saklama ve internetteki görsellerin biyometrik karşılaştırmasının getirilmesi, temel hakların derin ve orantısız ihlallerini temsil etmekte.
POLİS YASASI
Federal Polis Yasası’nda bir reform yapılmasını temelde memnuniyetle karşılanıyor ancak bunun yanlış yöne gitme tehlikesi olduğu uyarısı yapılıyor. Polise “güven” konusundaki tehlikeli atıf, daha fazla polis şeffaflığı ve hesap verebilirliği için önlemlerin alınmayacağını düşündürüyor. Polisin izlenmesi gerektiği doğrudur – koalisyon böyle bir önlem planlamıyor. Dahası, ırksal profillemeye bir geçit olarak rastgele izleme seçenekleri çoktan kaldırılmış olmalıydı: Koalisyon anlaşması bu sorundan bile bahsetmiyor. Bunun yerine, yetkilerin genişletilmesi tehdidi var.”
