Written by 14:58 ÇALIŞMA YAŞAMI

Vatandaşlık Parası (Bürgergeld) alanlar: Sesi duyulmayan azınlık

Marcus Decker/RedaktionsNetzwerk Deutschland RND

Almanya’da 5,5 milyon kişi Bürgergeld adı verilen Vatandaşlık Parası alıyor. Ancak sayıları çok olmasına rağmen, genel olarak halkın sırtından geçindikleri izlenimi hâkim. Bir araştırmanın gösterdiği gibi bu yaklaşım temelde yanlış.

Günümüz sosyopolitik tartışmalarında Almanya’da iki grup tekrar tekrar karşımıza çıkıyor: Mülteciler ve Vatandaşlık Parası alanlar, aralarında bilinen örtüşmeler olmasına rağmen iki farklı grup olarak ele alınıyorlar. Her iki grubun da ortak bir noktası var: Her grup diğerinin yani mültecilerin ve Vatandaşlık Parası alanların, kendi görüşlerine göre, devlet yardımlarına hak kazanıp kazanmadıklarına ve eğer hak kazanmışlarsa, bu yardımların ne kadar yüksek olması gerektiğine yakından dikkat ediyor.

Dahası, etkilenenlere sorulmuyor bile – cehaletleri yüzünden almadıkları bu yardımlara hak kazanacakları korkusu yüzünden. Mültecilerin veya Vatandaşlık Parası alanların sorunun çözümüne katkıda bulunabilme olasılığı baştan itibaren söz konusu değil. Bu arka plana karşı, Vatandaşlık Parası alanların anketine dayanan mevcut çalışma kendi başına değerli. Sonuçlar bazı durumlarda şok edici.

Çalışmaya göre, yüzde 69’u standart oranın sağlıklı bir diyet için yeterince yüksek olmadığına inanıyor. Ebeveynlerin yüzde 54’ü çocukları uğruna yemekten vazgeçtiklerini söylüyor. Yüzde 42’si Vatandaşlık Parası almaktan utanıyor. Vatandaşlık Parası alan 5,5 milyon kişiden üçte biri çocuk ve gençlerden oluşuyor ve 800 bininin çalışmalarına rağmen ücretleri yeterli olmadığından ek yardımlar aldığı söyleniyor. Bu nedenle, tekrarlanan ihlallerden sonra yaptırımlara tabi tutulan 16.000 kişinin pek önemi yok. Ve son olarak, çalışabilir vatandaş geliri alan 1,7 milyon kişiden çoğu yeterli vasıflara sahip değil ve birçoğu sağlıksız. Elbette, devlet yardımlarının alıcıları nihayetinde bu yardımları finanse eden vergi mükellefleri kadar tarafsızdır ve dolayısıyla fonların nasıl kullanılacağı konusunda önemli bir söz hakkına sahiptirler.

Çalışabilecek olanların yalnızca bir kısmının basitçe çalışmak istemediği ifadesi biraz hafife alınmış gibi görünüyor. Bununla birlikte, rakamlar Vatandaşlık Parası alanların aslında “çalışan orta sınıfın” sırtını büktüğü ‘yardım reddedenler’ olduğu şeklindeki genel izlenimi çürütüyor. Bu, sosyal demokrat SPD için özel bir zorluk. SPD -Yeşiller koalisyonu döneminde yürürlüğe konulan Hartz reformlarının bedelini sürekli oy kaybedip zayıflamakla ödedi. Hartz IV’ün Vatandaşlık Parası dönüştürülmesi buna sözde cevaptı. Ancak, nihai karar reformun vatandaş geliri alanları yaygınlaştırıp geçimlerini garanti altına almada çok ileri gittiğiydi. Şimdi, iyi bir öneri bulmak zor. Bu arada güçlenen Sol Parti, SPD sarkacının tekrar diğer tarafa -sola- dönmesini bekliyor.

Gerçek şu ki, mülteciler ve Vatandaşlık Parası alanlar hakkındaki tartışma genellikle sorunları çözmeye değil, sosyal grupları birbirinden ayırmak, bölüp birbirine düşürmeye hizmet ediyor. Ancak, bir toplumun nihayetinde yalnızca bir bütün olarak işlev gördüğü -tersinde ise hiç işlev görmediği- açık olmalıdır. Bu fikir de maalesef giderek kayboluyor.

Çeviren: Semra Çelik 

Close