Written by 17:23 KÜLTÜR

Yazar Günter Wallraff’tan ‘Assange manıfestosu’: “Suçluyorum…!”

Araştırmacı gazeteci Günter Wallraff’ın şubat ayının başında Strassburg’daki Avrupa Parlamentosu genel merkezinde, ABD’nin ‘devlet düşmanı’ ilan ederek yoğun baskı uyguladığı Julian Assange’ı savunan bir manifesto sundu. Dünyaya sözde demokrasi veren büyük devletlerin demokratik hak ve özgürlükler karşısındaki gerçek yüzünü teşhir açısından önem taşıyan konuşa metnini okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

“Suçluyorum…!

Cesareti, erdemleri ve gerçeğe olan bağlılığı sayesinde, insanlığa karşı suçlar da dahil olmak üzere savaş suçlarına ilişkin gerekli soruşturmaya başka hiçbir araştırmacı gazetecinin yapamadığı şekilde katkıda bulunan Julian Assange’ın yanındayım. Gazetecilerin kötü haber taşıyıcısı olarak görülüp zulme uğramasını, işkence görmesini ve hapsedilmesini kabul edebilir miyiz? HAYIR! Bu, korku ve sessizlik ortamını besliyor. Ve temel demokratik değerlerle derinden çelişiyor.

DREYFUS DAVASI VE EMİL ZOLA
Suçluyorum…!

Bu, 126 yıl önce ordunun ve yargının kötülüklerini ve bariz adaletsizliklerini kınayan yazar ve gazeteci Émile Zola’nın tutkulu bir savunmasıdır. Kısa bir hatırlatma: Manipüle edilmiş delillere ve hukuki hatalara dayanan siyasi önyargılar nedeniyle, Albay Dreyfus- masum olmasına rağmen – Alman Reich’ı için casusluk yapmaktan suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Bu tanıdık geliyor mu? Assange vakasında tüm bunlar ve daha fazlası mevcut: Manipüle edilmiş delillere dayalı siyasi önyargı, psikolojik işkence ve masum bir adama yönelik casusluk suçlamaları.
Dreyfus daha sonra affedildi ve daha sonra masum bulunarak tamamen rehabilite edildi. O zamana kadar cesur bireylerin ve grupların ısrarla ve korkusuzca Dreyfus’u, dolayısıyla adaleti savunması gerekiyordu. Julian Assange nihayet özgür bir adam olana ve hukuk ve adalet yeniden tesis edilene kadar, bugün yine yapmamız gereken şey tam olarak budur; bu her bireye bağlıdır. Bu arada Émile Zola da uzun zamandır siyasi olarak zulüm gören insanları kabul etmesiyle ünlü olan Büyük Britanya’ya kaçtı. Assange’ın iadesine ilişkin duruşma 20/21 Şubat’ta. Şubat ayı bir dönüm noktası olacak: İngiltere nihayet yeniden temel değerlerine sahip çıkacak mı, yoksa basın özgürlüğünün kısıtlanmasında suç ortağı olmayı sürdürecek mi?

BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK
Julian Assange, on iki yılı aşkın bir süredir Amerikan adalet sistemi tarafından zulüm görüyor, ancak hak ettiği rehabilitasyon yerine hapishanede kalıyor ve aynı zamanda ABD’ye iade edilmekle tehdit ediliyor. Suçluyorum…! Buradan Amerikan yargısını Julian Assange’ın masumiyetini derhal tespit etmeye ve onu rehabilite etmeye çağırıyorum: bir tavır alın ve anayasanızın ifade ve basın özgürlüğünü açıkça koruyan ilkesini savunun!
Dünyanın her yerinde insanlar barış ve özgürlük için kampanya yürütüyor. Bu umut için bir neden. Özgür gazeteciliğin ve adaletsizliği ortaya çıkarmanın özgür bir toplumun temel taşlarından olduğunu unutmamalıyız. Demokrasi için ayağa kalktığımızda Julian Assange’ı asla unutmamalıyız!

TİBET, GUANTANAMO
Julian Assange eşsiz bir gazeteci ve aydınlatıcıdır. Alıntı yapıyorum: ‘Gerçekle başlamalısın. Gerçek, bir yere varmanın tek yoludur. Çünkü yalana ya da cehalete dayalı herhangi bir karar alma süreci iyi bir sonuca yol açamaz’ diyor Assange. Bu inanç onu harekete geçiriyor. Wikileaks’le, dijital dünyada araştırmacı gazeteciliği kurmayı, iktidar merkezlerine girmeyi göze alarak ve asla bu ölçüde ve bu düzeyde ayrıntıda hayal edemeyeceğimiz kamusal mağduriyetleri ve savaş suçlarını ortaya koymayı başardı.
Bugün sıklıkla göz ardı edilen şey: Julian Assange ayrıca, iktidar yapılarında şeffaflık olmadan neden adil bir toplum olamayacağını ve şirketler ya da hükümet çıkarları tarafından yönetiliyorsa özgür basının olamayacağını açıklayan kitaplar da yayınladı. Diğer şeylerin yanı sıra, totaliter Çin sansürünü kırmak için Scientology mezhebine ait binlerce ve binlerce dahili belgeyi ve Tibet’teki ayaklanmaların çok sayıda kesilmemiş videosunu yayınladı; ayrıca İsviçre bankası Julius Baer’in yasa dışı işlemlerine ilişkin belgeler ve Guantanamo’daki „yasadışı“ esir kampından gelen gizli ABD işkence kılavuzu da ona ait.
Kamuoyu öncelikle Assange’ı ABD ordusunun Irak ve Afganistan’da işlediği savaş suçlarının açığa çıkmasıyla ilişkilendiriyor: resmi olarak bilindiği üzere ABD ordusu tarafından binlerce işkence yapıldı ve 15.000 veya daha fazla sivil öldürüldü. Assange, sözde İkincil Cinayet videosuyla ABD ordusunun kanlı, korkunç eylemlerini ortaya çıkardı. Bunlar hedef odaklı cinayetler ve savaş suçları olmasına rağmen failleri bugüne kadar yargılanmadı. Bugüne kadar insanlığa karşı suçla ilgili herhangi bir suçlama yapılmadı. Ancak cinayette zaman aşımı yoktur. Suçluyorum…!

HER HAKSIZLIĞI DEŞİFRE ETTİ
Julian Assange, ister ABD ister Rusya, ister tarikatlar veya güçlü şirketler hakkında olsun, kamuyu ilgilendiren çok daha fazlasını yayınladı. Hatta 2019’da bir ABD mahkemesi, doğru olmayan hiçbir bilginin yayınlanmaması nedeniyle bunun basın özgürlüğü kapsamına girdiğini açıkça doğruladı.
Julian Assange, kendi çıkarları doğrultusunda bazen CIA ajanı, bazen Rus gizli servisinin ajanı ya da Çin casusu olarak iftiraya uğradı. Farklı siyasi kamplar tarafından bu atıflarla suçlanması, gerçekte ne için zulme uğradığını gösteriyor: İlgili devletler açısından mutlak bağımsızlığı, onu tahmin edilemez ve dolayısıyla daha da tehlikeli hale getiriyor.
Hükümetler Assange’ın serbest bırakılması için ortak bir çaba göstermedikçe, iktidarın yanlış tarafında olduklarını ortaya koyacaklar. İnsanlığa karşı suçlar ve savaş suçları da dahil olmak üzere, yaptıkları entrikaların gizliliği üzerindeki kontrolü her ne pahasına olursa olsun engellemek istiyorlar. Bu ciddi caydırıcılık olmasaydı, Wikileaks’in bugün İnternet çağında muhtemelen çok sayıda taklitçisi olurdu. Julian Assange bunun için on iki yıldır acımasız zulme katlanmak zorunda kaldı. Kötülüğün ve kınanmanın timsali olarak tasvir ediliyor ve ona gerçek anlamda karakter suikastı uygulanıyor. Dünyanın en güçlü gizli servisi olan CIA, özellikle dezenformasyon gerçekleştiriyor ve bir suçluya anahtar tanık olarak yalan beyanda bulunması için şantaj yapıyor. Julian Assange bir cüzamlıya, benmerkezci bir iblise, bir canavara, küresel bir „çözüm girişimine“ dönüştü (Stasi’nin muhaliflere karşı sözde „ayrıştırma önlemleri“ ile kasıtlı olarak özel hayatlara iftira attığı Doğu Almanya dönemini anımsatıyor) .
Burada, BM’nin işkence özel raportörü rolüyle Julian Assange’ın tecrit hapishanesi koşullarını kamuoyu önünde defalarca kınayan Nils Melzer’den bir alıntı yapmak istiyorum: “Savaş, şiddet ve siyasi zulüm mağdurlarıyla 20 yıl boyunca çalıştığımda, hiçbir zaman böyle bir deneyim yaşamadım. Bu „bir grup demokratik devlet, tek bir kişiyi bu kadar uzun bir süre boyunca kasıtlı olarak izole etmek, şeytanlaştırmak ve ona suikast düzenlemek için bir araya geldi.“

TAKSİT TAKSİT ÖLÜM
Yıllar süren hapis ve tecrit nedeniyle Assange sessizleşti. Bu, bir bütün olarak araştırmacı gazetecilik için emsal ve caydırıcı bir senaryo yaratarak devletlerin gizli tutmak istediklerini ortaya çıkarmayı amaçlıyor. ABD’ye iadesi felaket olur, basın ve ifade özgürlüğü açısından felaket olur. Ancak o insanları ürkütmek için bir örnek olmalı: ABD hükümetinin, ABD ordusunun ve onların gizli servislerinin insan hakları ihlalleri ve savaş suçları açısından sır olarak ilan ettiği şeyleri kamuoyuna açıklayan hiç kimse artık hayatından emin olmamalı.
Assange neredeyse beş yıldır, normalde teröristlerin ve tehlikeli katillerin barındığı kötü şöhretli Belmarsh maksimum güvenlikli hapishanesinde bulunuyor. Ayrıca Ekvador büyükelçiliğinde daha önce yedi yıl boyunca özgürlüğünden mahrum bırakılmış, burada avukatları ve doktorlarıyla yaptığı görüşmeler dinlenmiş ve kayıtlar CIA’ya iletilmişti. On yıldır hem zihinsel hem de fiziksel olarak yok edilmeye direniyor.
Benim izlenimim: Zaman kazanmak için hareket ediliyor. Taksitle ölmesi isteniyor. Sonsuz prosedürler, sürekli yenilenen belirsizlik: Wikileaks kurucusunun bu yıpranmasına avukatlar „sonsuz prosedürler yoluyla cezalandırma“ diyor. Mesaj şu: ‘Bakın böyle insanların başına neler geliyor! Onları avlayacağız, peşlerine düşeceğiz!’. Assange ABD’de en fazla 175 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya; bu da ölüm cezasına eşdeğer.
Aydınlanma demokrasinin oksijenidir ve Julian Assange bir aydınlanma kurbanıdır. Julian Assange’ın desteğimize ihtiyacı olduğu gibi bizim de onun gibi insanlara ihtiyacımız var. Onun iadesini önlemeyi, özgürlüğünü ve tam rehabilitasyonunu güvence altına almayı başarmalıyız. Ona ihtiyacımız var, bunu ona ve kendimize borçluyuz.
(Çeviren: Semra Çelik)

Close