Yaz tatilinin ardından kaldığımız yerden yayınımıza devam ediyoruz.
Yaz tatiline rağmen ülkenin siyasi gündemindeki hararetli tartışmalar devam etti. Özellikle aşırı sağcı-milliyetçi Almanya için Alternatif (AfD) partisinin anketlerde oylarının artış göstermesi en çok tartışılanların başında geldi. Bunda partinin yaz öncesinde ilk kez bir valilik seçimini kazanması, önümüzdeki yıl yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için adaylarını belirlemesi ve kimi ırkçı açıklamaları vesile oldu.
Anketlerde gösterilen yüksek oyun ne kadar gerçeği tekabül ettiğinden bağımsız olarak, bu partinin sürekli güçlenmesinde sermaye basının bütün kanallarını sonuna kadar bu partinin propagandasına açması da rol oynuyor. Bu nedenle Sommerloch (yaz boşluğu) vesilesiyle yapılan yayınlar da bu partinin değirmenine suç taşıdı. Irkçılıkla, yabancı düşmanlığıyla gerçek mücadele aynı zamanda halkın sorunlarını suistimal eden gericilere kapıyı kapatmayı da gerektiriyor.
Irkçı-milliyetçi partinin güç toplamasının başlıca nedenlerinden biri de elbette halkın sorunlarına doğru çözümler üreten, önerenlerin sesini duyurmamasından kaynaklanıyor. Bu kesimlere kapıları kapatanların sonra dönüp AfD’nin oylarını arttırdığını sorusunu sorup sözde çözüm aramaları samimi bir yaklaşım değildir. Konuyla ilgili ayrıntılı yazımızı sayfa 5’te bulabilirsiniz.
+++
Savaş, silahlanma, barış mücadelesi uzunca bir süredir gazetemizin en önemli gündemleri arasında. Zira, Ukrayna’dan başlayarak dünyanın değişik bölgelerinde savaş ve savaş tehlikesi devam ediyor. Sıradan emekçiler için savaş ve silahlanma ilk etapta kendisinden uzak bir durum olarak görülüyor. Ancak, gerçekte her savaşın, silahlanmaya ayrılan her bir euronun emekçileri yakından ilgilendirdiği biliniyor. Bunu Alman hükümeti tarafından önümüzdeki yıl için hazırlanan bütçeden görmek mümkün. Silahlanmaya Karşı Bilgilendirme Bürosu (IMI) Müdürü, Yazar Wagner konuyla ilgili olarak ayrıntıları gazetemize anlattı.
Dünyadaki savaş ve militarizmin ancak güçlü bir barış mücadelesiyle engellenebileceği ise açık. Bu nedenle önümüzdeki 1 Eylül’de savaşa karşı yapılan eylem ve etkinliklere katılmak, daha fazla insanın katılmasını sağlamak her zamankinden daha önemli. Tekellerin kazandığı halkların kaybettiği bu döngü ancak mücadeleyle tersine çevrilebilir.
+++
Tatil sonrası bu ilk sayımızda farklı ve değişik konulara yer vermeye çalıştık. Perakende işkolunda süren TİS görüşmeleri konusunda Ver.di Sendikası Şube Başkanı Sidar Çarman, okulların başlaması vesilesiyle eğitimdeki durumu Eğitim ve Bilim Sendikası Yürütme Kurulu üyesi Anja Bensinger-Stolze ile, Köln’de iki hastanenin kapatılmasına karşı verilen mücadeleyi Henning Frey ile konuştuk.
Alman Sendikalar Birliği Köln Başkanı Witich Roßmann ise bu yıl 50. yılını dolduran Ford Grevini kaleme aldı. “Yasadışı Grev” olarak bilinen ve tam yedi gün süren grev Almanya’da göçmen işçilerin mücadelesi açısından derslerle dolu.
+++
Yayınlandığı günden bu yana Almanya ve dünyadaki ekonomik, siyasi, kültürel, toplumsal gelişmeleri işçi sınıfının penceresinde vermenin çabası içinde olan gazetemiz bu nedenle işçilerin bütün sorunlarıyla ilgilenmenin çabası içinde. Bu nedenle sadece siyasi-ekonomik analizler, söyleşilerle sınırlı kalmayarak bilgilendirme amaçlı olarak da pek çok haber yayınladı. Önümüzdeki sayılarda da işçilerin işyerlerinde yaşadığı sorunlara doğrudan hukuki açıdan yardımcı olmaya da çalışacağız. Duisburg’da yaşayan iş hukuku avukatı Marc Muzikant bundan sonra ayda bir işçilerin yaşadığı hukuksal sorunlara yanıtlar arayacak. Örnek davalardan yola çıkarak işçilere yardımcı olmaya çalışacak. Bu nedenle bütün okuyucularımıza, çalıştıkları işyerlerinde yaşadıkları sorunları ve karşılaştıkları soruları gazetemize yazmalarını istiyoruz. Avukat Muzikant da bu sorulara yanıtlar vermeye çalışacak.
+++
Her açıdan güçlü ve daha fazla okunan bir gazete için okuyucularımızın desteği ve katkısına ihtiyaç var. Bu nedenle bir kez daha bütün okuyucularımızı gazeteye yazma, gazeteyi daha fazla insana ulaştırmaya, paylaşmaya çağırıyor, eleştiri ve önerilerinizi bekliyoruz.
İyi haftalar dileğiyle…
