Written by 10:00 POLITIKA

Yeni Vatandaşlık Yasası hazırlığı: Amaç vasıflı ama ucuz işgücü mü?

HÜSEYİN AVGAN

Federal hükümet “Vatandaşlık hukukunun modernizasyonu” adı altında oluşturmuş olduğu yasa tasarısını kamuoyuna açıkladı. Yasanın parlamentoda kabul edilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Federal konseyde ise sadece okunacak. Konseyde oylanma zorunluluğu olmadığı için yasanın 2024’ün başından itibaren yürürlüğe girmesine kesin gözüyle bakılıyor.

En son SPD-Yeşiller koalisyonunun olduğu 2000 yılında yürürlüğe konulan yasaya göre yeni değişikliklerde; vatandaşlığa başvurmak için Almanya’da 8 yıl yasal olarak ikamet etmiş olma şartı 5 yıla indiriliyor. Hatta, “ülkeye oldukça iyi uyum sağlamış” kişilere 3 yıl sonra başvuru imkânı tanınıyor. 3 yılda vatandaş olmak isteyenlerden tabii ki özel bir performans bekleniyor: Çalışma hayatında üstün performans gösterenler ya da “toplum yararına” gönüllü işler üstlenenler, çok iyi Almanca bilenler, kendisi ve ailesinin geçimini sağlayabilenler 3 yıl sonra vatandaş olabilecekler.

Yasa tasarısı, birden fazla vatandaşlığa (çifte vatandaşlığa) sahip olmaya da izin veriyor. Ayrıca en az 5 yıl Almanya’da düzenli ikamet eden yabancı anne babanın Almanya’da doğan çocuklarının Alman vatandaşlığına sahip olmasına da imkan tanıyor. 1974’den önce olduğu gibi Almanya’ya gelenler için dil testi istenmemesi gibi olumlulukları da içeren yasa tasarısında, yeterli gelire, yeterli konuta sahip olmayanlar, yeterli dil bilmeyenler, vatandaşlık testini kazanamayanlar, “Almanya’nın değerlerine uyum sağlamayanlar” vatandaşlıktan yararlanamayacaklar.

Bu arada Mart 2023’te çıkarılan Nitelikli İş Gücü Yasasında, mayıs ayında bazı değişiklikler yapılarak, Almanya’ya gelmek isteyenler için koşullar biraz daha genişletilmişti.

YENİ YASA VE ALMANYA’DAKİ GÖÇMENLER

Almanya’da nüfusun yüzde 24’nün göçmen kökenli olduğu ve bunların 12 milyona yakınının Alman vatandaşı olmadığı biliniyor. 12 milyon göçmen kökenli vatandaşın yüzde 60’a yakını 8 seneden daha fazla süredir Almanya‘da yaşıyor. Türkiye kökenli ve işgücü anlaşması yapılan ülkelerden gelen emekçilerin Almanya’da yaşama süresi ise 8 seneden çok daha fazla. Yeni yasada en olumlu olarak görülen vatandaşlığa geçiş süresinin kısalması şu anda burada yaşayan göçmenler açısından çok fazla bir değişiklik getirmeyecek.

2000 yılında, Alman İmparatorluğundan kalma ve esas olarak kan bağı esasına dayanan Vatandaşlık Yasası’nın değişmesi, vatandaşlığa geçişlerde birçok noktada kolaylıklar getirmesine rağmen, bu ülkede uzun dönemdir yaşayan tüm emekçilerin vatandaş olabilmesine olanak tanınmamıştı. Emekçilerin bölünmüşlüğü ve ayrımcılığa dayalı göç politikaları, bu yasada da korunmuştu.

Güvencesiz ve ucuz işgücü olarak çalışmak zorunda kalan, işsiz olan, düşük emeklilik aylığı alan, yeterli konutu olmayan kişilerin vatandaş olabilmeleri böylece engellenmişti. 2000’lerden bu yana düşük ücretli, güvencesiz işler hükümet politikalarıyla olağanüstü yaygınlaştı. Ve bu işlerde çalışan göçmenlerin sayısı, yerli emekçilere oranla daha fazla.

2005’te çıkarılan Göç Yasasıyla birlikte, Almanya bir göç ülkesi olduğu tanınmasına rağmen, bunun gereklerini yerine getirecek ne yasal ne de sosyal düzenlemeler yapıldı.

ÇİFTE VATANDAŞLIK

Yeni yasa tasarısında çifte vatandaşlık da resmen kabul ediliyor. Buna göre özellikle Türkiye kökenli emekçiler içerisinde vatandaşlığa geçmek isteyenlerin sayısının artacağı tahmin ediliyor. İsteyen emekçilerin eski vatandaşlığını koruyabilmesi olumlu olmasına rağmen, iki vatandaşlık haklarının nasıl kullanılacağı düzenlenmediği sürece, uzun vadede sorunları beraberinde getirecektir. 2000 yılında öngörülen yasada da belli şartlara bağlı olarak çifte vatandaşlık öngörülmüştü. Ancak Hessen eyalet seçimleri öncesinde CDU’lu Başbakan adayı Ronald Koch’un başlatmış olduğu ırkçı kampanya sonucu geri çekilmek zorunda kalınmıştı. Bu yasada da göçmen emekçileri yoksul-zengin, sosyal sistemden faydalanan-faydalanmayan gibi ayırımlara tabi tutulması, esas olarak göçmenleri ‚yararlı‘ ve ‚zararlı‘ kategorisi üzerinden ırkçılığı yaygınlaştıran AfD ve sağ popülist partilerin değirmenine su taşımak anlamına gelmektedir.

YENİ YASANIN AMACI NE?

Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser yeni Vatandaşlık Yasası’nı tanıtırken, yasanın amacını açıkça şu şekilde ifade etti: “Almanya ekonomisinin ihtiyaç duyduğu nitelikli göçmenlerin kazanılması. En iyi beyinler için küresel bir rekabetin ortasındayız. Ekonomimiz pek çok alanda acilen vasıflı çalışanlara ihtiyaç duymakta. Ama en iyi beyinleri ancak öngörülebilir bir gelecekte toplumumuzun tam anlamıyla bir parçası olabilmeleri halinde kazanacağız.”

Faeser bu sözleriyle, Alman sermayesi tarafından uzun zamandır dile getirilen talebin tamamını değil, ‚yarım doğrusu’nu ifade ediyor. Bugün kapitalist ülkelerin tamamında, nitelikli işgücü üzerine ciddi bir rekabet sürdüğü bir gerçek. Emperyalist ülkeler, değişik ülkelerin yetiştirdiği nitelikli işgücüne el koymak için, yasalarını yeniden düzenlemekte. İşçi ve emekçilerin dünya genelinde çalışma ve yaşam koşullarının kötüleşmesi, milyonlarca emekçinin bu çarkın dişlilerine takılmasını beraberinde getirdi. Görece çalışma ve yaşam koşullarının daha iyi olduğu ülkelere giden emekçilerin Almanya’ya gelmesini kolaylaştırmayı hedefleyen bu yasa, nitelikli işçi gücü açığını gidermekle birlikte, ülkedeki nitelikli işgücünün ucuzlamasını da hedeflemek anlamına geliyor.

Alman hükümetinin göç ve göçmenlere yönelik sürdürmüş olduğu iki yüzlü politikayı, yerinden yurdundan ettiği mültecilere kapıları sıkıca kapatarak ölüme terk ettiği bir süreçte, başka ülkelerdeki nitelikli işgücüne ucuza el koyma, işgücünü ucuzlatma girişimleri teşhir edildiği ölçüde, ırkçıların göçmen emekçileri hedef göstererek, ortalığı bulandırması da engellenebilir.

Close