Yunanistan’da 25 Ocak Pazar günü yapılan milletvekili genel seçimlerinin galibi ana muhalefet partisi Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) oldu. SYRIZA 149 milletvekili çıkardı ve sağcı ANEL partisiyle koalisyon hükümeti kurdu.
Yunanistan’da 25 Ocak Pazar günü yapılan milletvekili erken genel seçimlerinin galibi ana muhalefet partisi Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) oldu. SYRIZA 149 milletvekili çıkarırken tek başına hükümet kurmayı iki sandalyeyle kaybetti. Bu nedenle sağcı ve kemer sıkma politikaları karşıtı ‚Bağımsız Yunanlar‘ Partisi’nin koalisyon için anlaşmaya vararak hükümet kurdu. Syriza lideri Çipras yemin ederek başbakanlık koltuğuna oturdu. AB Komisyonu da SYRIZA ile işbirliği için hazır olduklarını açıkladı.
Oyların tamamının sayıldığı seçim sonuçlarına göre SYRIZA 36.3 alarak 149, Yeni Demokrasi Partisi 27.8 ile 76, Nazi Altın Şafak Partisi 6.3 ile 17, Potami 6.1 ile 17, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) yüzde 5.5 ile 15, Bağımsız Yunanlar, yüzde 4.8 ile 13, PASOK yüzde 4.7 ile 13 milletvekili çıkarak meclise girdi.
PASOK’tan ayrılan eski başbakan Yorgos Papandreu’nun partisi 2.5 ile yüzde 3’lük barajı aşamayarak meclis dışında kaldı.
KOALİSYON ANLAŞMASINA VARILDI
SYRIZA Genel Başkanı Aleksis Çipras, seçimlerden hemen sonra Bağımsız Yunanlar Partisi Genel Başkanı Panos Kamenos ile SYRIZA’nın merkez binasında bir araya geldi. Ardından her iki partinin koalisyon için anlaşmaya vardığı açıklandı. Çipras, Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas’ı ziyaret ederek hükümet kurma görevini resmen aldı. Ardından yemin ederek resmen başbakan oldu.
Yunanistan’da gelenek gereği başbakan ve bakanlar başpiskoposun yer aldığı ve kutsadığı dini bir tören yapılıyor. Çipras, başpiskopos Yeronimos’u arayarak dini törene katılmayacağını ve dini yemin etmeyeceğini bildirdi.
YENİ DEMOKRASİ SARSILDI
Bu arada Yeni Demokrasi Partisi yetkililerinin sonuçları ağır yenilgi olarak değerlendirdiği ve partinin genel başkanlık sorununun gündem olacağı, olağanüstü kongreye gitmenin tartışıldığı duyuruldu. Birçok parti yöneticisinin Yeni Demokrasi Partisi’nin halkı adeta tehdit eder bir taktikle seçime girmesinin hata olduğunu ve bu taktiğin halkta tepkiler yarattığını kabul ettikleri açıklandı.
Üçüncü parti olma hedefiyle seçime giren koalisyon ortağı PASOK’un içinde ise tartışmaların başladığı ve başkanlık sorunuyla birlikte tüm politikaların masaya yatırılacağı kongrenin kaçınılmaz olarak gündeme geleceği parti yöneticileri tarafından dile getirildi. PASOK’un partiden ayrılmış tüm kişi ve kesimlerin kongrede yer alması için çağrı yapacağı belirtiliyor.
AB KARŞITI TÜM PARTİLER OY ALDI
Seçimin özelliklerinden biri de yeni kurulan ve AB, IMF politikaları karşıtı olan birçok partinin yüzde 2.5 ve altında ama yüksek bir oran olarak değerlendirilebilecek oranlara ulaşması oldu. Sol parti ve örgütler ittifakı ANDARSIA ise yüzde 1 oranına ulaşamadı. Anketler ANDARSIA’yı en az yüzde 1.5 olarak gösteriyordu. SYRIZA’nın ittifak önerilerini reddeden ANDARSIA’nın oylarının SYRIZA’ya kaydığı tahmin ediliyor.
Bir yandan “memorandum tarih oldu” diyen ama bir yandan da AB ve IMF kararlarını tanıdığını söyleyerek “çatışma” içine girmeyeceğini açıklayan SYRIZA’nın kamuoyuna duyurduğu vaatler paketini uygulamaya koymasının AB ve IMF ile çatışma anlamına geldiği ve yoğun baskılar altında kalacağı yorumcuların ortak düşüncesi.
AB ve IMF üçüncü memorandum anlaşması olarak kabul edilen yeni yaptırımların imzalanmasını seçim sonrasına ertelemişti. AB ve IMF yetkilileri seçim süreci boyunca anlaşma imzalanmadan borç diliminin serbest kalmasının mümkün olmadığını açıkladıkları biliniyor.
NAZİLERİN VEKİL SAYISI TARTIŞMA YARATTI
Tüm ambargolara rağmen Nazilerin 17 milletvekili çıkarması hem partiler tarafından hem de yorumcular tarafından seçimlerin en olumsuz özelliği olarak değerlendiriliyor ve tehlikeli bir gelişme olarak tanımlanıyor. Kamuoyundaki tüm teşhirlere rağmen Nazilerin oylarını koruması Yunanistan’da cunta taraftarı faşist tabanın toparlanması olarak görülüyor. Gelişmenin sadece “AB ve IMF politikalarının halkta yol açtığı tepkilerin sonucudur” değerlendirmesiyle açıklanamayacağı söyleniyor. Her zaman var olan gerici kesimin toparlandığı yorumları yapılıyor
Seyit ALDOĞAN /Atina
Borç kriziyle gelen Syriza’nın yükselişi
Yunanistan’da 2010 yılında dönemin Başbakanı Yorgos Papandreu, Kastelorizo Adası’ndan Yunan halkına seslendiği konuşmada IMF ve AB’den yardım istediklerini açıklayarak ülkenin içine düştüğü krizi resmi olarak açıklamış oldu. Sermayenin krizini işçi ve emekçilerin sırtına yıkmak isteyen uluslararası sermaye kuruluşları ve Yunan hükümeti krizden çıkış reçetesi olarak AB, IMF ve AB Merkez Bankasının oluşturduğu “memorandum anlaşmaları”nı gündeme getirdi. Kamu emekçilerinin aylıklarında kesintilere gidildi, yılda iki kez alınan ve iki maaşa denk düşen ücretler kaldırıldı ve sosyal politikalarda kesintiler başladı. AB, IMF ve uluslararası sermaye kuruluşlarının Yunan ekonomisinin iflas eşiğinde olduğu yönündeki açıklamalarına paralel olarak “Kurtarma paketlerinin zorunlu olduğu” söylendi. Paket, iş yasalarının tepeden tırnağa sermaye sınıflarının taleplerine göre değiştirilmesini; emeklilerin, işçilerin ve tüm emekçilerin aylıklarının yüzde 30 civarında düşürülmesini, vergilerin artırılmasını, kamu sektöründe çalışan 150 bin emekçinin işten çıkarılmasını, kamu kuruluşlarının satılmasını, özelleştirmelerin hemen yapılmasını, eğitim ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere kısıntılara gidilmesini, çok sayıda okul ve sağlık kurumunun kapatılmasını, ev vergisi adı altında taşınmazlara yüksek vergiler getirilmesini, yakıt vergisinin yükseltilmesini, sosyal politikaların durdurulmasını, toplu işten atmaların yasalaştırılmasını içeriyordu.
2012 SEÇİMLERİ VE SYRIZA’NIN YÜKSELİŞİ
Halk arasında yükselen tepkilerin ardından AB Merkez Bankası Yardımcısı Lukas Papadimos 11 Kasım 2011 tarihinde Yeni Demokrasi Partisi, PASOK ve gerici bir hareket olan LAOS partisinin kurduğu hükümete başbakan olarak atandı.16 Mayıs 2012’ye kadar hükümette kaldı.
Haziran 2012’de gerçekleştirilen seçimde, bir önceki milletvekilliği seçiminde yüzde 80’ler üzerinde oy alan PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi toplam oyların ancak yüzde 34’ünü alarak koalisyon hükümeti kurdular. Daha önceki seçimlerde yüzde 4’lük bir oy oranına sahip olan SYRIZA ise yüzde 27 oyla ana muhalefet partisi oldu.
Son birkaç aydan beri artık kriz politikalarının sonuna geldiğini söyleyen ve para piyasalarından çıkacak duruma geldiğini iddia eden hükümet, AB ve IMF’nin üçüncü memorandum anlaşmasını dayattığını ve hükümet ile imzalanması konusunda anlaşmaya varıldığını halktan gizlemeye çalıştı. Yunan halkının bu süreçte sisteme ve AB, IMF politikalarına karşı duyduğu tepki giderek yükseldi ve bu konuda tek güçlü alternatif görülen SYRIZA bugünkü oy oranına ulaşarak iktidara geldi. (YH)
Çipras ilk ziyaretini komünistlerin mezarına yaptı
Yunanistan’ın çiçeği burnunda başbakanı, radikal sol koalisyon SYRIZA lideri Aleksis Çipras yemin töreninin ardından ayağının tozuyla ilk ziyaretini İkinci Dünya Savaşı’nda idam edilen 200 komünistin anıtına yaptı. 200 Yunanlı komünist, Alman Nazi birlikleri tarafından 1 Mayıs 1944 tarihinde idam edilmişti. İnfaz edilenler arasında SYRIZA milletvekili Manolis Glezos’un kardeşi de bulunuyor. Çipras, 200 Yunanlı komünistin anısına dikilen anıtına kırmızı güller bıraktı. Kurtarma planına muhalifliğiyle öne çıkan Çipras’ın bu sembolik ziyareti bazı Yunan yorumcular tarafından „Almanlara bir gönderme daha“ olarak yorumladı.
Parti liderleri ne dedi?
SYRIZA Lideri Aleksis Çipras: Yunan halkı tarih yazdı, umutlar tarih yazdı. Yunan halkı sayfayı çevirdi. Yunan halkı bize kuşkuya hiç yer bırakmayan bir zafer bağışladı. Halkımız değişen Avrupa için örnek oldu. Yarından işe başlıyoruz. 5 yıl süren baskı sürecinin sonuna geldiğimizi ilan ediyoruz. Memorandum bugünden itibaren tarih oluyor. Yunan halkı bize açık çek vermedi ama hükümet olmamızı ve süreci başlatmamızı söyledi. Bugün yenen ve yenilen yok. Bugün kazanan varsa o da Yunanistan emek hareketidir. Tüm Avrupa halklarına dayanışma çabalarından dolayı teşekkür ederiz. Yeni Yunan halkı AB içinde yaşanılır ve kabul edilir bir program için pazarlığa hazırdır. Bütünlüklü ve ulusal planlarımızla pazarlık masasına oturacağız. Ülkenin yeniden yapılandırılması çabamız başlayacak ve tahakküm politikalarını kabul etmeyeceğiz. Önceliğimiz kriz dolayısıyla kaybedilen ulusal bağımsızlığımızı, kaybedilen onuru kazanmaktır. AB ile ne çatışmaya gireceğiz ne de boyun eğeceğiz. “
KKE Genel Sekreteri Dimitris Kucubas: Halk ve işçi hareketine bağlılıklarını gösteren herkese teşekkür ederiz. Halkımızın tepkisi ve muhalefeti oy sandıklarına yansımıştır. SYRIZA, tekelci kapitalizme, NATO, AB ve IMF’ye sadık kalacağını teyit eden bir partidir. Halkımız emekçi karşıtı herkese karşı mücadele etmeye devam edecektir. İşçi emekçi hareketini örgütlemeye devam edeceğiz. Mücadele meclis içi ve dışında sürecek.
Bağımsız Yunanlar Partisi Başkanı Panos Kamenos: Yunan halkı iradesini ortaya koydu. Biz Bağımsız Yunanlar olarak sorumluluk üstleneceğiz. Ülkemizin kalkınması, onuru ve geleceği için çocuklarımızın yeniden gülmesi için elimizden geleni yapacağız. Ulusal egemenlik için yapılacakların arkasında olacağız. Tüm seçmenlerimize teşekkür ederiz.
Yeni Demokrasi Partisi Genel Başbakanı Andonis Samaras: Yunan halkı karar verdi. Hepimiz saygı göstermeliyiz. Ülkeyi uçurumdan döndürdük, itibar kazandırdık, kalkınmanın temellerini attık. Yunanistan’ın ciddi politikalara ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacı karşıladık. Politik faturalarını üstlendik. Ülkeyi Euro bölgesinde tuttuk. Umut ederim ki düşündüklerim çıkmaz. Evet, sonuçlar bizim için kötü. Önümüzdeki süreçte bizim rolümüz ülkede çok kritik bir rol oynayacak.