Written by 14:06 uncategorized

Yunanistan’da erken seçim yenilenecek

Seyit Aldoğan

 

Yunanistan’da 6 Mayısta yapılan erken seçimler halkın, uluslararası sermaye kuruluşlarının sözcülüğü ve temsilciliğini üstlenen hükümet partilerinin çok ciddi oranlarda oy kaybettiklerini, diğer yandan IMF ve AB politikalarına karşı çıkan partilerin ise güçlendiklerini ortaya koymuştu.

Geçmiş yıllarda oyların yüzde 80-85’ini alarak iktidara gelen Pasok ve Yeni Demokrasi Partisi’nin (YDP) aldıkları toplam oy bu iki partiye koalisyon kurma olanağını vermeyince, troyka karşıtı tutumuyla oylarını dört katına çıkaran radikal sol koalisyon partisi Syriza, troyka partileriyle aynı hükümet içinde yer almalarının mümkün olmadığını açıkladı ve hükümet kurma görevini cumhurbaşkanına iade etti. Arkasından hükümet kurma yetkisi alan Pasok, “çok zor bir dönemden geçildiği” açıklaması yaparak ulusal uzlaşma hükümeti önerisini gündeme getirdi. Daha seçimler öncesinde olası bir Pasok-YDP koalisyonunun yedekleyeceği güç olarak bilinen Demokratik Sol Parti bu öneriye sıcak baktığını ancak içinde Syriza’nın da yer almasını koşul olarak ileri sürdü.

Koalisyon tartışmaları ve ittifak arayışları sürerken AB ve IMF yetkilileri halkı açıkça tehdit etmeye başladılar. Daha seçim öncesinde başlayan ve “İflas kapıda”, “Troyka politikalarına karşı çıkmak Euro Bölgesi’nden çıkmayı kabul etmektir”, “Ay sonunda aylıkları ödeyecek para yok” gibi, halkta korku ve paniğe yol açacak propaganda ve tehditlere, AB ve IMF cephesinden “Euro’dan çıkarsanız kredileri askıya alıyoruz”, “Biz yapacağımızı yaptık, sözün bittiği yerdeyiz” doğrultusunda açıklamalar eşlik etti.

Koalisyon kurma çabalarının sonuç vermemesi üzerine Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas önümüzdeki kritik iki yılı üstlenecek bir teknokratlar hükümeti önerisi doğrultusunda partileri yeniden bir araya getirdi. Bu toplantıya faşist Altın Şafak Partisi çağrılmadı. Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ise AB ve IMF politikalarını yürütmek için kurulması istenen hükümet önerileriyle hiçbir ilgisinin ve işinin olmadığını belirterek toplantıya katılmadı. Öneri Pasok ve YDP tarafından kabul gördü ancak Syriza Cumhurbaşkanının bu önerisini kabul etmedi. Demokratik Sol Parti ise, Syriza’nın destek vermeyeceği bir hükümetin kendileri tarafından da desteklenmeyeceğini bir kez daha ifade etti.

 

SEÇİM 17 HAZİRANDA

Mevcut yasalara göre geçici bir seçim hükümeti kurulacak ve bir ay içinde seçimlere gidilecek. Syriza ve KKE dışındaki partiler erken seçimlere gidilmemesi gerektiğini ülke ekonomisinin yeni bir seçimi kaldıracak güçte olmadığını, halkın koalisyon istediğini söylüyor ve bu tutumda diretiyorlardı. Bu tutuma neden olan ise bu partilerin oy kaybetme korkusu.

Şu andaki tüm kamuoyu yoklamaları troyka politikalarını savunan partilerin oy kaybetmeye devam edeceklerini, son seçimlerde aldıkları oranların da altına düşeceklerini ortaya koyuyor. Syriza’nın oylarında ise ciddi bir artış olacağı genel bir kanı durumunda.

Syriza, AB, IMF ve uluslararası sermaye kuruluşlarından oluşan troyka ile yapılan anlaşmaların iptal edilmesini ancak AB ve Euro Bölgesi’nden çıkmak istemediklerini söylüyor. Bu tutumu, aynı anda iki tekneye birden basmak olarak adlandıran KKE ise Syriza’yı sert bir biçimde eleştiriyor. Syriza son günlerde sol hükümet propagandalarına ağırlık vererek bu doğrultuda sendikalar, emekçi konfederasyonları, demokratik kitle örgütleri ve sol örgütlerle görüşmelere devam ediyor.

KKE ise halk iktidarı söyleminden taviz vermiyor ve Syriza’nın birlik önerilerine olumsuz yanıt vererek, merkez sağ ya da merkez sol hükümet önerilerini sermayenin çözüm önerileri olarak değerlendiriyor. (Atina/YH)

 

KKE HALK İKTİDARI İÇİN ÇAĞRI YAPTI

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Genel Sekreteri Aleka Papariga, seçimlere yönelik bir açıklama yaptı. Papariga’nın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Yunan halkının önünde şimdi yeni bir ikilem, daha doğrusu eski bir ikilem yeni biçimiyle duruyor: Merkez sağ mı merkez sol mu? Ya da şimdi şu hale dönüşmüş biçimde: Sağ hükümet mi sol hükümet mi? Bunlardan biri halka kelimenin tam manasıyla şantaj yaparken, diğerleri halka sahte bir rahatlama yaşatıp onu silahsızlandırıyor. Halka kağıttan umutlar dağıtıyorlar ve bu umutlar, şurası kesin ki, kısa sürede bir halkın öfke ve hayal kırıklığı seline dönüşecek. Bu ikilemin iki yakası da bir politika değişikliği getirmiyor. Koromuz değişiyor olabilir ancak şarkı aynı amaçlar aynı sözlerle söyleniyor olacak: ‘AB’nin yolu tek yoldur, ülkemizin NATO’ya girişi nedeniyle ve ABD ile stratejik ortaklıktan da kaynaklanan taahhütleri vardır.’ Bugünkü olgularla, geldiğimiz nokta itibariyle, halkın tek şansı ve zorunluluğu, geç olmadan, umudu ortadan kaldırmamak için, parmaklarında oynatamayacakları, boyun eğdiremeyecekleri, iplerini ellerine alamayacakları tek parti olan KKE’ye kuvvet vermektir. Aynı zamanda halk iş yerlerinde, mahallelerde, alanlarda daha güçlü, daha mücadeleci olmalıdır. KKE, ancak halk iktidarında hükümete katılacaktır: Halkın iktidarı fethedip, onun görevlendirmesiyle kuracağı halkçı hükümete.”

Close