1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte, II. Enternasyonal içinde büyük bir parçalanma yaşandı. Başta Almanya Sosyal Demokrat Partisi olmak üzere, çeşitli ülkelerin sosyal demokrat partileri, kendi devletlerinin askeri bütçelerine, dolayısıyla da savaşa onay verdiler.
5-8 Eylül 1915 tarihleri arasında, on bir ülkeden 40 delege, Bern yakınlarındaki küçük bir kasaba olan Zimmerwald’da bir araya geldi. Savaş Avrupa’yı ve dünyanın bazı bölgelerini harap ederken, tarafsız İsviçre’nin kırsal bir bölgesinde gerçekleşen bu sıra dışı toplantıya katılanlar kimlerdi?
Dünyanın dört bir yanından sosyalistler gelmişti; kendi emperyalist devletlerinin diğer devletlere karşı yürüttükleri savaşta onları desteklemeyen az sayıdaki kişi. Katılımcılar, Marx’ın Birinci Enternasyonal’i kurmasından 50 yıl sonra, dünyanın dört bir yanından gelen enternasyonalistleri “sadece dört arabaya” sığdırmanın mümkün olduğu şakasını yaptılar. Bu şaka, durumun acı tadını gizleyemedi. Ve her şeye rağmen, orada, “tarihe yumruklarıyla karşı koyan”, iki yıl sonra emperyalist katliamı sona erdirecek büyük işçi devrimlerine öncülük edecek yeni bir Enternasyonal’in ilk temel taşı atıldı.
Birinci Dünya Savaşı, İkinci Enternasyonal’in çöküşüne yol açtı. 1889’da Friedrich Engels tarafından, kapitalizmin gelişmesinin felakete ve devrimcilerin kapitalizmin kendisini alt edip sosyalizmi inşa etmek için kullanacakları bir dünya savaşına yol açacağı öngörüsüne karşı koymak için güçlü sosyalist partiler inşa etme amacıyla kurulmuştu.
Her ne kadar kimse resmen feshedildiğini onaylamamış olsa da, her sosyalist parti, karşıt kampların emperyalist çıkarları uğruna siperlerde birbirlerini katleden her ülkenin işçilerini destekliyorsa, nasıl varlığını sürdürebilirdi ve liderleri küresel kapitalizme karşı mücadeleyi planlamak için nasıl bir araya gelebilirdi?
Bu korkunç durumda, İsviçre ve İtalya’daki sosyalist partiler, Enternasyonal’in feshedilmesine ve savaşa karşı çıkan sosyalistleri Zimmerwald’da bir eylem planı tartışmaya çağırdı.
KARL LİEBKNECHT’TEN MESAJ
Karl Liebknecht, Almanya’daki hapishaneden konferansa duygusal bir selamlama mektubu yazdı:
“Sevgili yoldaşlar!
Hapsedildim, militarizm tarafından zincirlendim. Size bu şekilde gelemem. Kalbim, aklım, tüm ruhum yine de sizinle.
İki ciddi göreviniz var. Biri zorlu bir görev, diğeri ise coşkulu bir coşku ve umut dolu kutsal bir görev.
Almanya, İngiltere, Fransa ve diğer yerlerdeki Enternasyonal’den kaçan ve ayrılanlarla hesaplaşmak, amansız bir hesaplaşma.
Uluslararası emperyalizmin kurbanı olsalar bile, kızıl bayrağa sadık olanların karşılıklı anlayışı, cesaretlendirilmesi ve alkışlanması. Ve uluslararası sosyalizmin kaidesine sağlam basan, direnmeye, direnmeye ve savaşmaya kararlı olanların saflarında düzeni sağlamak.
Kapitalist toplumsal düzene ilişkin tutumumuzun ilkelerinin özel bir örneği olarak, Dünya Savaşı’na ilişkin tutumumuzun ilkelerini kısaca açıklığa kavuşturmak gerekir: Kısaca- umarım öyledir! Çünkü burada hepimiz birleştik, eğer hepiniz aynı fikirdeyseniz, biz de aynı fikirde olmalıyız.
Her şeyden önce, bu ilkelerden taktiksel sonuçlar çıkarılmalı- acımasızca ve tüm ülkeler için!
İç savaş, milli mutabakat değil!”