Written by 14:19 HABERLER

Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht 105 yıl önce bugün katledildi: Unutulmadılar, unutulmayacaklar

Yücel ÖZDEMİR / Berlin

Alman Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Birinci Dünya Savaşı’nda Alman tekellerinin çıkarları doğrultusunda savaşa destek vermesine karşı çıkan Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, 105 yıl önce bugün, 15 Ocak 1919’de Berlin’de katledildi. Onların savaşa, silahlanmaya, militarizme karşı sosyalizmi savunma özlemleri bugün de Berlin sokaklarında yankılanmaya devam ediyor.

Dönemin SPD yönetimi, bütün itirazlara rağmen “vatan savunma” kılıfı altında Alman sermayesinin savaş planlarına tam destek vermişti. 4 Ağustos 1914’te Mecliste (Reichstag) yapılan oylamada SPD’li vekillerin elleri savaş bütçesine destek vermek üzere kalktı. Meclis grubunda buna karşı çıkan 37 milletvekili “grup disiplini” adına susturuldu.

Ancak, 2 Aralık 1914’te yapılan ikinci oylamada Rosa Luxemburg’nun yoldaşı Karl Liebknecht, parti tarafından alınan karara aykırı hareket ederek, disiplini bozarak, savaş bütçesine karşı çıktı ve ünlü “Kahrolsun Savaş” (Nieder mit dem Krieg) konuşmasını yaptı. Bu konuşmanın ardından artık SPD’de kalmanın bir anlamı kalmadığı için, kedileri gibi düşünen yoldaşlarıyla birlikte Almanya Komünist Partisine (KPD) uzanan yolculuğa başladılar. Bu çıkışın ardından kısa sürede geniş kitlelerin desteğini aldılar. 1918/19 Kasım Devrimi bunun ifadesi oldu. Pek çok kentte KPD’nin öncülük ettiği İşçi-Asker Konseyleri kuruldu. İşçi sınıfına, sosyalizme bağlı Rosa ve Karl’ın savaşa karşı kararlı duruşundan hep rahatsız olan SPD ve dönemin egemen güçleri 15 Ocak 1919’da Karl ve Rosa’yı Berlin’de kaçırarak, alçakça katlettiler.

Her iki sosyalist önder, Berlin-Wilmersdorf’ta bulunan bir evde gözaltına alınarak Eden Oteli’ne götürülerek işkence yapılmaya başlandı. Sabahın erken saatlerinde ise dönemin SPD’li İçişleri Bakanı Gustav Noske’nin emriyle, komünizmle mücadele için sermaye tarafından özel olarak örgütlenen Freikorbs elamanları tarafından katledilerek cesetleri Landwehr Kanalı’na atıldı. Cesetleri aylar sonra bulundu.

Dönemin burjuva politikacıları ve basını, önce Liebknecht ve Luxemburg’un kaçarken vurularak öldürüldüğünü ileri sürse de, bunun yalan olduğu kısa bir süre içinde ortaya çıktı.

1926-35 yılları arasında işçi sınıfı ve devrimciler tarafından törenlerle anılan Liebknecht ve Luxemburg anısına, İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra Berlin’de Sosyalistler Mezarlığı anıtı yapıldı. O tarihten itibaren her yıl her ocak ayının ikinci pazar günü işçi sınıfının devrimci önderlerini anma etkinlikleri düzenleniyor.

Geçtiğimiz hafta sonu Berlin sokaklarına bu iki sosyalistin vermiş olduğu mücadele bir kez daha kendisini hissettirdi. Junge Welt tarafından Tempodrum’da düzenlenen Rosa-Luxemburg-Konferansı’nda 3 bin 700 kişi katıldı. Düzenlenen toplantı ve forumlarda savaşa, faşizme ve emperyalizme karşı sosyalizmin tek seçenek olduğuna dikkat çekildi. Konferansa gençlerin katılımın yoğun olması ayrıca büyük bir önem taşıyordu.

ANMA GÖSTERİSİNE POLİS SALDIRDI

Bu yıl da saat 10.00’da Frankfurter Tor’da bir araya gelen yaklaşık 10 bin kişi ellerinde savaşa, militarizme ve faşizme karşı döviz ve pankartlarda Sosyalistler Mezarlığına doğru yürüyüşe geçti. En önde aralarında Türkiye’den gelen Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca, Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dağdelen, DİDF Genel Başkanı Zeynep Sefariye Ekşi’nin de olduğu pek çok siyasetçi, kurum temsilci yer aldı.

Yürüyüş kolunun ön tarafı Sosyalistler Mezarlığına ulaştığı sırada, polis orta tarafta İsrail karşıtı, Filistin yanlısı sloganların atıldığını ileri sürerek gösteriye müdahale etti. Gösteriye bu yıl doğal olarak İsral’in Gazze’de yaptığı katliamlar damgasını vurdu.Bu durumdan rahatsız olan Berlin polisi, önce bir kaç Filistinli göstericiyi gözaltına aldı. 65 yaşındaki bir kişi polisten aldığı darbeler sonucunda ağır yaralandı. Daha sonra verilen bilgilere göre 15 gösterici daha yaralandı.

Berlin emniyeti ise çıkan çatışmalarda 21 polisin yaralandığını açıkladı. Ayrıca, 16 kişi de gözaltına alındı. Polis gözaltına alınanların çoğunun Grup Yorum üyeleriyle dayanışma amacıyla Berlin’de açlık grevi yapanlar olduğunu daha sonra açıkladı.

Yürüyüşe Sol Parti yöneticilerinin katılmadığı dikkat çekti. Meclis grubu yöneticileri ve parti başkanları doğrudan mezarlığa giderek çelenk bıraktılar. EMEP adına da mezarlığa bir çelenk bırakıldı.

Yürüyüşe antifaşist gruplar, devrimci, komünist, sosyalist örgütler pankartlarıyla katıldı.

EMEP adına mezarlığa çelengi Antep Milletvekili Sevda Karaca bıraktı.


ROSA LUXEMBURG KİMDİR?

5 Mart 1871’de, günümüzde Polonya sınırları içinde yer alan, o zamanki Çarlık Rusya’sının işgali altındaki Zamosc kasabasında doğan Rosa Luxemburg’un dünya sosyalist hareketinin önemli liderlerinden biri haline gelmesinin arkasında emperyalist savaşa ve silahlanmaya karşı aldığı tutumun rolü çok büyük.

Rosa’yı hem parti içinde hem de Almanya’da tanınır hale getiren, 27 Mayıs 1913’de Leipzig’de yaptığı ünlü “Dünyada Politik Durum” başlıklı konuşması, Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) içerisinde de savaş bütçesine destek ve silahlanma konusunda bir yol ayrımını ifade ediyor.

Leipziger Volkszeitung’da yayımlanan o ünlü konuşmasında Rosa şöyle diyordu: “Silahsızlanma propagandasının kapitalist devletlerin silahlanmasını durduracağını beklemek umutsuz bir ütopyadır. Silahlanma, kapitalist gelişmenin ölümcül bir sonucudur ve bu yol çöküşe götürür.”

Gerçekten de öyle oldu. Büyük savaş, sadece Almanya’nın değil kıta Avrupa’sının yıkımına yol açtı.

Partinin teorisyenlerinden Eduard Bernstein ve Parti Başkanı August Bebel’in, Marx ve Engels’in belirlemiş olduğu çizgiyi “dogma” olarak tanımlamaya başlayarak, başta dış politika olmak üzere pek çok açıdan revizyonist bir yola sapmalarına karşı Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, her açıdan karşı bir mücadele yürüttü. Bu mücadeleleri dönemin SPD’sini ve sermayesini rahatsız ettiği için 15 Ocak 1919’da hunharca katledildiler. Ancak isimler, idealleri dalga dalga dünyaya yayıldı. Bu nedenle her 15 Ocak’ta anılmaya devam ediyorlar.

Close