YÜCEL ÖZDEMİR
Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 9’u göçmen olmak üzere 10 kişiyi öldüren neonazi terör örgütü NSU ile ilgili gizlilik kararı alınan dosya yayınlandı. Gazeteci Jan Böhmermann’ın ZDF Royal Magazin’de ve “FragdenStaat” sitesinde yayınlanan gizli belgeler konusunda Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından önce 120 yıl sonra da 30 yıl yayınlanma yasağı getirilmişti. Gizli dosya herkesin ulaşabileceği şekilde “nsuakten.gratis” adresinden yayınlandı.
Hessen eyaleti sınırları içinde bulunan Kassel’de 6 Nisan 2006’da NSU tarafından Halit Yozgat katledilmişti. Cinayetin işlendiği sırada internet kafede Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatı çalışanı Andreas Temme’nin bulunduğu daha sonra ortaya çıkmıştı. Dönemin İçişleri Bakanı Volker Bouffier, cinayetle istihbarat örgütü arasındaki bağlantının açığa çıkmasını engellemekle eleştirilmişti.
Bouffier’in başbakanlığı döneminde İçişleri Bakanlı yapan, şimdi de eyalet başbakanlığı koltuğunda oturan Boris Rhein tarafından istihbarat örgütüne verilen araştırma direktifinin sonuçlarına daha sonra gizlilik kararı getirilmişti. Toplanan belgelerin açıklanması için kurban aileleri, müdahil avukatlar ve inisiyatiflerin çağrıları ise sonuçsuz kalmıştı. Bu temelde başlatılan bir imza kampanyasını ise 100 bin kişi imzalamıştı.
123 BİN 500 DOSYA İNCELENDİ
11 Kasım 2011’de NSU cinayetlerinin ortaya çıkmasından sonra, dönemin İçişleri Bakanı Boris Rhein, son 20 yıl içinde aşırı sağla ilgili dosyaların incelenmesi konusunda Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatından bir talepte bulunmuş, Bunun üzerine 25 Haziran’da başlayan ve ek süreyle birlikte 3 Aralık 2012’ye kadar devam eden bir çalışma sürdürülmüştü. Araştırma kapsamında 1 Ocak 1992 – 20 Haziran 2012 yılları arasında NSU ile bağlantılı olduğu düşünülen dosyalar incelemeye alınmış.
10 yıl önce Rhein’in isteği üzerine başlatılan inceleme kapsamında 123 bin 500 kayıtlı dosya incelenmiş. Bunların toplamı 3 bin 500 klasör ve milyonlarca sayfa ediyor. Toplam 27 kişi tarafından yürütülen bu çalışmanın sonuçları daha sora “Gizli” ibaresiyle raporlaştırılarak arşive kaldırılmıştı. Ve 2134 yılına kadar yanı 120 yıl boyunca açılması yasaklanmıştı. Daha sonra eyalet parlamentosunda yapılan tartışmaların ardından bu süre 30 yıla düşürülmüştü.
Eylül 2014’de son hali verilen ve üzerine “Geheim” (Gizli) damgası vurulan raporda yer alan belgelerde Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatının bazı aşırı sağcı gruplar ve kişilerde silah ve patlayıcı bulundurduğundan haberi olduğu görülüyor. Yine istihbarat örgütünün NSU-Trio’dan (üçlüsü) ve çevresindekilerden de önceden haberi var. (Sayfa 10)
Dosyada birçok ismin üzerinin kapatıldığı da dikkat çekti. Örneğin 19. sayfada NSU üçlüsünün olduğu Thüringen’deki aşırı sağcılarla irtibatlı Hessen’deki aşırı sağcıların isimleri yazılırken sadece birisinin adı açıkken, en az 4-5 tanesinin üzeri kapatılmış. Bu da söz konusu Neonazilerin halen aktif, belki de istihbarat tarafından kullanılan ajanlar olduğu anlamına geliyor. Adı açık yazılan NPD’li Stefan Jogsch’un Thüringen’deki Braune Haus’taki etkinlikte NSU üçlüsünden Beate Zschäpe ile görüştüğü bilgisi veriliyor.
Gizli belgenin 24. sayfasında ise NSU ile bağlantılı 82 aşırı sağcının ismi listelenirken 43 kişinin üzeri kapatılmış. İsmi görülebilen sağcıların bir kısmı NSU Davası’nda tanık ya da yanık olarak görülmüştü. Halit Yozgat’ın 6 Nisan 2006’da öldürülmesinde rolü olduğu tahmin edilen ve NSU davasında tanık olarak dinlenen Hessen Anayasayı Koruma Örgütünün ajanı Benjamin Gärtner’in de aralarında olduğu bir çok neonazi için ise hiçbir bilgiye yer verilmemiş. Eyalet örgütünün izlediği örgütler listesinde ise NSU üçlüsünün içinden geldiği ‘Thüringener Heimatschutz’ da bulunuyor. Bu nedenle üçlünün önceden tanındığı tahmin ediliyor. Raporda, Kassel valisi Walter Lübcke’yi öldüren Stefan Ernst’ten yıllar önce “çok tehlikeli aşırı sağcı” olarak söz edilse de daha sonra cinayet işlemesinin önüne geçilmiyor. Eyalet İstihbarat Örgütü elemanı Andreas Temme’nin neden Halit Yozgat öldürüldüğü sırada olay mahallinde bulunduğuna dair de belgelerde bir bilgi bulunmuyor.
30 yıl gizlilik kararı alınan belgelerde bu açıdan ortaya çıkan yeni bilgiler bulunmuyor. Bu da üzeri kapatılan yerlerin hassas olduğu anlamına geliyor. Ayrıca, bir çok bilginin önceden imha edildiği, dolayısıyla incelemenin dışında tutulmuş olabileceğini akıllara getiriyor.