8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü Almanya’nın bir çok şehrinde yapılacak etkinliklerle kutlanacak. Kadın örgütleri, 8 Mart’ta çalışma yaşamına, cinsiyetçiliğe, eşitsizliklere ve ırkçılığa karşı taleplerini dile getirecekler.
Göçmen Kadınlar Birliği’ne bağlı dernek ve gruplar da 8 Mart’ı şenliklerle kutlayacak. Farklı şehirlerde sendikaların ve kadın örgütlerinin çağrısını yaptığı eylemler, bilgilendirme standları ve buluşmalar da yer alacak.
Göçmen Kadınlar Birliği 8 Mart dolayısıyla yaptığı açıklamada, düşük ücretli, güvencesiz işlerde çalışan kadınların çalışma ve yaşam koşullarına dikkat çekti.
Düşük ücretli işlerde çalışanların yüzde 66’sı ve kısa süreli işlerde çalışanların yüzde 75’inin kadın olduğu dile getirilen açıklamada, kadınlara reva görülenin çocuk ve yaşlıların bakımı, ev işlerinin yanı sıra sermayenin ihtiyacına göre esnek zamanlı ve düşük ücretli çalışma olduğu ifade edildi.
„Eşit işe eşit ücret! Ücretsiz ve yeterli çocuk bakımı! Ekonomik bağımsızlığı mümkün kılacak gelir! Kazanılan 1 Euro’dan itibaren sosyal sigorta zorunluluğu“ gibi taleplere yer verilen açıklamada, kadınların bedeni üzerinden sürdürülen politikalara da karşı çıkıldı.
Açıklamada, „Kadına yönelik şiddet nerede ve hangi nedenle olursa olsun insan hakları ihlalidir. Yılbaşı gecesi Köln’de ve Almanya’nın diğer şehirlerinde yaşananlar kadınların her gün karşı karşıya kaldıkları gerçekleri çok bariz bir şekilde gözler önüne serdi. Kadınlara yönelik şiddet, somut durumda cinsiyetçi şiddet yıllardan beri var olan bir sorundur ve belli bir halk grubuna, etnik ve dini kökene mal edilemez. NPD, Pro NRW, AfD veya Pegida gibi çevreler ataerkil düşünce ve iktidar ilişkilerinin ürünü olan kadına yönelik şiddetin gerçek nedenlerinin üstünü kapamak ve kadına yönelik şiddeti, ırkçı-faşist dünya görüşlerini yaygınlaştırmak, toplumu birbirine düşürmek için kullanıyorlar. Hoş geldin kültüründen vazgeçmek için fırsat kollayan hükümetin iltica yasasını sertleştirmesi ve sınır dışı edilmeleri kolaylaştırılması da aynı amaca hizmet etmektedir“ denildi.
Savaşa hayır!
Göçmen Kadınlar Birliği’nin bu yıl 8 Mart açıklamasında dile getirdiği bir diğer konu ise savaşa karşı taleplerdi.
Dünya çapında savaş ve çatışmaların sürdüğüne, milyonlarca insanın daha iyi ve daha güvenli bir yaşam umuduyla yollara düştüğüne değinilen açıklamada, başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin mültecilere ‘savaş açtığı’ belirtildi. Bölgedeki savaşların, zorunlu göçlerin yaşanmasında Almanya, Fransa ve İngiltere gibi AB ülkelerinin payına de değinilen açıklamada, „bütün bunlar yaşanırken Almanya’da ırkçı saldırılar da artıyor. Federal Hükümet ve politik partilerden ırkçılığa karşı kararlı bir mücadele sürdürmesini talep ediyoruz. Faşist örgüt ve partiler kapatılmalı, propagandaları yasaklanmalıdır. Irkçı saldırıların toplumsal olarak mahkum edilmesine yol açacak politik ortam oluşturulmalıdır“ talepleri ileri sürüldü.
Açıklamada Türkiye’de AKP hükümetinin sosyal ve politik haklara, Kürt halkına yönelik çok yönlü saldırılarına değinilerek „farklı düşünen insanların kovuşturulması, kadınlara karşı sistematik bir şiddetin uygulanması, azınlıkların bastırılması, işte bütün bunlar AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın yaptıklarıdır. Şiddetin giderek arttığı bu ortamda Türkiye’nin her yanını kuşatan ölüme karşı yaşam hakkı talep ediyoruz, bu saldırgan pervasızlığın, vahşetin derhal son bulmasını istiyoruz!„ görüşlerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca bütün kadınlar barış ve dayanışma içinde ortak yaşam için, ırkçılığa ve her türden insanlık dışı uygulamaya karşı çıkmak için mücadele etmeye ve Göçmen Kadınlar Birliği’nde örgütlenmeye çağrıldı.
Pelin Şener