Written by 18:00 KÜLTÜR

Aki Kaurismäki’nin yeni filmi: Düşen Yapraklar

Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismäki Almanya’da14 Eylül’de gösterime giren proleter aşk filmi “Düşen Yapraklar”da insanlar ve nesneler arasındaki bağlantıları göstermeyi başarıyor.

Aki Kaurismäki’nin yeni filminin adı daha iyi seçilemezdi: Vizyona girdiği sezona uygun, filmin ruh haline uygun, zamanın ruhuna uygun „Düşen Yapraklar“. Ve sonbaharın ve görüntülerinin çağrıştırdığı melankoliye, hatta belirgin depresyona rağmen, Fin trajikomedisinin iki ana karakteri Ansa (Alma Pöysti) ve Holappa (Jussi Vatanen), en basit ve en zor şeyi aynı anda yaşıyor: Aşk. Ansa bir süpermarkette raf stoklayıcısı olarak çalışıyor, Holappa ise montaj işleri yapıyor.

Ansa, çöpe atılması gereken son kullanma tarihi geçmiş yiyecekleri başkalarına verdiği için bir güvenlik görevlisinin ihanetine uğrayarak kovulur. Bir karaoke barında dikkatini dağıtmak istediğinde, şarkı söylemeyi seven arkadaşı Huotari (Janne Hyytiäinen) ile birlikte alkole düşkün olan Holappa’nın dikkatini çeker. Bu nedenle Holappa da işini kaybedecektir; çünkü bu bir sigorta riskini temsil ediyor ve patron için alkolik olmak iş sürecinde potansiyel olarak yıkıcı bir faktör.

KRİZ GÜNLERİNDE AŞK

Holappa, dolambaçlı yoldan Ansa’yla çıkmayı başarır. İlk olarak kafeye yapılan biraz sakin bir ziyaret sırasında Ansa, Holappa’nın sert içkiye olan güçlü ilgisini fark eder. Ardından Jim Jarmusch’un zombi filmi „Ölüler Ölmez“in gösterildiği bir film tarihi gelir. Her ikisi de filmi beğenir, çünkü muhtemelen burjuva toplumunda işçilerin yalnızlığını ve yabancılaşmasını anlatan klasik bir film metaforu olan zombiler, kendi sosyal ve psikolojik durumlarına gözlerini açmaktadır. Belki acı bir farkındalık ama ortak deneyim için alan yaratan bir farkındalık.

Böylece ikisi üçüncü bir randevu ayarlar. O zamana kadar her ikisi de iş arama, para endişeleri ve Ukrayna’daki savaşla karakterize edilen güvencesiz günlük yaşamlarında manevra yapmak zorunda kalacak. Kaurismäki akıllıca bir şekilde savaşı olayların merkezine yerleştirmiyor, aksine bunu radyodan gelen haberler aracılığıyla gelişigüzel aktarıyor. Üçüncü randevuda Ansa haberlerde „Bu lanet savaş!“ diye bağıracak ve radyoyu kapatacak. Filmde, aslında sıradan olan bu ifade, ne bir burjuva pasifistinin ne de bir savaşçının katılığını ifade ediyor.

YAŞAMSAL UMUTSUZLUK

Filmin başlarında Ansa, Ukrayna halkının çektiği acılarla ilgili haberlerin çıktığı radyoyu defalarca kapatıyor, çünkü artık elektriğe gücü yetmiyor. Radyoyu kapatmanın nedeni cehalet değil, aşırı hayat pahalılığı, işsizlik ve uzaktaki dehşet karşısında varoluşsal umutsuzluk. Kaurismäki burada uluslararası proletaryayı politik-ekonomik koşullar aracılığıyla paranteze almayı başarıyor. Ancak bunun herhangi bir milliyetçilikle alakası yok.

Üçüncü karşılaşmaları sonunda iki ana karakter arasındaki ilişkiyi zora sokar. Holappa, gizlice bağımlılığını sürdürmeye çalışırken Ansa tarafından yakalanır. Anne ve babasını doğrudan ve dolaylı olarak alkolden kaybettiğini ona açıklar ve vazgeçeceği sözünü verir. Holappa karardan dolayı acı çeker. Holappa, Ansa’yı ve dolayısıyla aşkı seçecektir. Her ne kadar burada erkeğin yıkıcı içgüdülerini durdurmak zorunda olan şefkatli kadın hakkında klişeler kullanılıyormuş gibi gelse de, ironik bir şekilde erkek proleterizmin merkezi olan çelik fabrikasında çalışmaya başlayan kişi Ansa olur. Filmde geleneksel rol modelleri yeniden üretilmez.

Kaurismäki, çoğu zaman olduğu gibi “Düşen Yapraklar”da da minimalist formdan vazgeçmeden kitsch ve basit cevaplardan kaçınmayı başarıyor. Film, pek çok ana ve ikincil tema konusunda kaba siyah-beyaz konumlar almıyor. Bunun yerine, nesnelerin ve insanların birbirleriyle nasıl ilişki kurduklarını gösteriyor. Bu film belki de kırk yıldır film yapan 66 yaşındaki sanatçının bugüne kadarki en iyi eseri. (YH)

Close