Written by 08:30 HABERLER

Almanya dünya çapında dördüncü büyük silah ihracatçısı

Stockholm merkezli barış araştırma enstitüsü SIPRI’nin silah satışı, alımı ile ilgili listesi Almanya’nın kriz ve savaş bölgelerine silah satışını tekrar gündeme getirdi. En büyük silah satışının Transatlantik İttifakı (NATO) ülkelerince yapılması da eleştiri konusu oldu.

German Foreign Policy

Almanya, silah ihracatını son beş yılda (2014-2018), önceki beş yıla (2009-2013) kıyasla yüzde 13 artırdı ve küresel silah ihracatının yüzde 6,4’ü ile dünyanın en büyük silah tedarikçileri listesinde dördüncü sırada yer aldı. Bu araştırma SIPRI (Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü) tarafından yapıldı. SIPRI, silah ihracatının sivil ihracattan çok daha yüksek değerde dalgalandığı beş yıllık sürelerle ilgili hesap yapıp gerçekçi sonuçlara erişen bir kurum. Bu kez üçüncü sırada Fransa dördüncü sırada Almanya var, bu sıralar her zaman AB’nin ana güçleri Almanya ve Fransa arasında paylaşılır. Bu arada, Alman silah üretiminin asıl payı SIPRI tarafından hesaplanan değerden biraz daha yüksek, çünkü Eurofighter avcı jetlerinin Suudi Arabistan ve Umman’a ihracatı Londra üzerinden yapılıyor ve İngiltere istatistiklerine dahil ediliyor.

„Barış gücü“ AB
SIPRI ayrıca AB silah ihracatı hakkında da veri sağlıyor. Buna göre, kendisini barışçı olarak göstermeyi seven Avrupa Birliği, yalnızca altı ülkeyle (Fransa, Almanya, Büyük Britanya, İspanya, İtalya, Hollanda) ilk 10 küresel silah ihracatçısını bünyesinde toplamakla kalmıyor ayrıca dünya çapındaki tüm silah ihracatının yaklaşık yüzde 27’sine sahip oluyor Bu rakam, ABD’nin (yüzde 36) gerisinde, ancak yine de Rusya’nın (yüzde 21) çok ötesinde ve küresel silah ihracatında ikinci sırayı oluşturmakta. Çin’in (yüzde 5,2) ise zaten çok önünde. İngiltere’nin AB’den çıkışıyla durum değişmeyecek: AB, 27 üyesiyle, 2009’dan 2013’e göre silah satışında rekor denecek düzeye geldi ve 2014’ten 2018’e kadarki beş yıllık sürede küresel askeri teçhizat ihracatının yüzde 22.8’ini ele geçirdi. AB’de açıkça bir başka artış için daha çaba harcanıyor; Brüksel’de hedef ilan edilen Avrupa savunma sanayinin merkezileştirilmesi, sadece dünya pazar payını arttırmak ve güvence altına almak için tasarlanan bir şey değil tabi ki…

Batılı savaş ve silahlanma ittifakı
SIPRI’nin verileri, dünyaya savaş silahları sağlama konusunda ABD ve AB liderliğini ortaya koyduğu gibi, transatlantik ittifakın silah ihracatındaki tartışılmaz baskın konumunu da vurguluyor: NATO üyesi ülkelerde üretilen silahlar küresel silah ihracatının neredeyse üçte ikisini oluşturuyor. Bu, Rusya’nın üç katı, Çin’in on üç katı değerinde. Atlantik’in her iki tarafındaki ülkelerin, kendi güçlerini geliştirmek için kullandıkları silah sistemlerini kendilerinin ürettiği doğru olsa da silahları birbirinden satın aldıkları da kesin. Örneğin ABD, İngiltere, İtalya, Norveç ve Finlandiya’nın en önemli silah tedarikçisi, Almanya ise ABD silah ithalatının en önemli kaynağı. Almanya SIPRI’nin en büyük 40 silah alıcısı listesinde görünmüyor. Bunun nedeni Berlin’in ordusunu Alman yapımı silahlarla, görüldüğü üzere başarılı bir şekilde, donatmaya çalışması.

En çok silah satın alanlar
Silahlanma arzındaki küresel artıştan ve özellikle de Batı ülkelerinin artan payından büyük ölçüde sorumlu olan silah alıcıları Arap ülkeleri. Örneğin, SIPRI’ye göre, geçtiğimiz beş yıllık dönemde Alman silahlarının Ortadoğu’ya ihracatı 2009’dan 2013’e yüzde 125 arttı. Böylece, tüm Alman silah ihracatının dörtte biri, siyasi gerilimler ve savaşlar ile ünlü olan bölgeye, Ortadoğu’ya, gitti. Sadece Suudi Arabistan, çoğunlukla ABD silah tekellerinden olmak üzere (yüzde 68), küresel silah ihracatının yüzde on ikisine sahip. Suudi Arabistan’a silah satan ülkeler arasında Birleşik Krallık (yüzde 16, özellikle de önemli bir Alman üretim payına sahip Eurofighter) ve Fransa (yüzde 4.3) yer aldı. Birleşik Arap Emirlikleri ise küresel silah alımının yüzde 3,7’sini oluşturdu. Bu nedenle, dünyadaki tüm silah ihracatının yedide birinden fazlası, İran’ı ana düşman olarak gören ve şu anda Yemen’de Tahran’a karşı bir vekalet savaşı yürüten Arap Yarımadası’ndaki iki ülkeye gitti. Birleşmiş Milletler tarafından silah ambargosu uygulanan İran’ın kendisi, Yakın ve Ortadoğu’ya teslim edilen askeri malzemelerin sadece yüzde 0,9’unu satın aldı. Sayısal oran, İran’ın tüm bölge için askeri bir tehdit olduğu iddiasının ne kadar dayanaksız olduğunu ortaya koyuyor.

Çin etrafındaki çember
SIPRI istatistikleri, küresel silah satışının dörtte birinin, Çin’le gergin ilişkiler içinde olan ya da ülkeyi bir yarım ay gibi kuşatan ülkelere gittiğini ortaya koyuyor. Bu silahları satan ülkelerin çoğu NATO ülkeleri. Örneğin, hükümeti Pekin’e karşı sert bir çizgi izleyen Avustralya, küresel silah alımının yüzde 4,6’sı ile dördüncü en büyük silah ithalatçısı. Silahların çoğu Amerika Birleşik Devletleri, İspanya ve Fransa’dan geliyor. Güney Kore (yüzde 3,1) silahlarını çoğunlukla ABD, Almanya ve İngiltere’den alıyor. Endonezya (yüzde 2,5) esas olarak İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Hollanda’da alım yaparken, Tayvan (yüzde 1,7) savaş teçhizatını neredeyse yalnızca ABD’den ve daha az oranda Almanya ve İtalya’da tedarik ediyor. Çin’in geleneksel rakipleri olan Hindistan (yüzde 9,5) ve Vietnam (yüzde 2,9) da büyük miktarda silah satın alıyor, ancak silah satan ülke Rusya. Bu, Moskova’nın Pekin ile yakın işbirliği içinde olduğunu ama Çin Halk Cumhuriyeti’nin yükselişini, en azından biraz frenlemek için çaba harcadığını gösteriyor.

Çeviren: Semra Çelik

Close