Written by 17:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

Almanya resesyona girdi

Ekonominin son iki çeyrek üst üste bir önceki çeyrek döneme oranla daralmasıyla Almanya ‘resmen’ resesyona girdi. Her ne katar burjuva iktisatçılar, “teknik resesyondan” söz etseler de ekonomik daralma milyonlarca işçi ve emekçi için çok somut yoksulluk anlamına geliyor. İçinde bulunduğumuz yılın ekonomik açıdan nasıl devam edeceği konusunda burjuva iktisatçılar arasında fikir birliği olmasa da kamuoyuna yönelik, “iyimser tablolar” çizmeye çalışıyorlar.

SERDAR DERVENTLİ

Geride bıraktığımız kış aylarında Almanya resesyona girdi. Federal İstatistik Dairesi (DESTATIS) tarafından 25 Mayıs günü yapılan açıklamada, Alman ekonomisinin 2023’ün ilk çeyreğinde “fiyatlardan, sezonsal ve takvimsel etkilerden arındırılmış verilere göre, bir önceki çeyreğe oranla yüzde 0,3 küçüldüğü” bildirildi.

DESTATIS Başkanı Ruth Brand, 2022’nin son çeyreğinde ise ekonomik daralmanın yüzde 0,5 düzeyinde gerçekleştiğine dikkat çektiği açıklamada, “böylece Alman ekonomisi teknik resesyona* girmiş oldu” dedi. Ekonominin daralmasına başlıca neden olarak ise enflasyonun halen yüksek olması ve bunun sonucu olarak özel tüketimdeki düşüş gösterildi.

ENERJİ VE GIDA FİYATLARI YÜKSELİŞTE

Özel tüketimdeki düşüşün nedeni vatandaşın yaşaması için zorunlu harcamalardan sonra elinde para kalmaması. Gıda, enerji ve kira giderlerine yansıyan fiyat artışı “sıradan” vatandaşın alım gücünü son derece düşürdü.

Gıda harcamaları için vatandaşlar bir sene öncesine oranla ortalama yüzde 17,2 daha fazla para harcamak zorundayken kira giderleri de yüzde 10 ila 34 arası yükseldi (yan sayfadaki haberlere bkz.) Her ne kadar enerji piyasalarında fiyatlar son iki yılın en düşük seviyesine inse de bu tüketiciye yanmıyor.

Amsterdam borsasında bir megavat/h doğalgazın fiyatı 23 Mayıs günü 25,8 euroya kadar düştü. Bu 2021 Haziran ayındaki fiyatla aynı düzeyde. Hatırlanacağı gibi 2022 yaz aylarında aynı miktar doğalgazın fiyatı 300 euro dolayındaydı. Fiyatların son aylarda düşmesine karşın tüketiciler geçtiğimiz ocak ayında tüm enerji harcamaları için yüzde 36,5 daha fazla fiyat ödemek zorunda kaldılar. Örneğin, tüketiciler doğal gaz için Ocak 2022’ye kıyasla yüzde 51,7 daha fazla ödemek zorunda kalırlarken hafif kalorifer yakıtı yüzde 30,6 daha pahalı hale geldi. Elektrik fiyat frenine ve EEG vergisinin kaldırılmasına rağmen elektrik yüzde 25,7 daha pahalıya mal oldu.

Diğer yanda ise 2022’de ve geride bıraktığımız aylarda imzalanan toplu sözleşmelerde geniş emekçi kitlelerinin alım güçlerinin düşmesine göz yumulmuştu. Bütün işkollarında “enflasyon telafisi” adı altında ödenecek bir defalık miktarların dışında ücret artışları aylarca (bkz. Sayfa 10) ertelendi. Dolayısıyla işçi ve emekçilerin reel ücretleri bu yılda düşmeye devam edecek ve bu da haliyle tüketimin daha fazla düşmesine neden olacak ve ekonomik küçülmenin devam etmesini sağlayacak etkenler arasında kalmayı sürdürecek. Geride bıraktığımız ilk üç aylık dilimde tüketimdeki gerileme bir önceki çeyrek döneme oranla yüzde 1,2 geriledi. Bunun içinde bulunduğumuz çeyrek dilimde olduğu gibi yıl sonuna kadar bu yönde devam etmesi bekleniyor.

SANAYİ BİR SÜREDİR TEKLİYOR

Resmi istatistiklere bakıldığında tablo şöyle: Düşüşler özellikle inşaat sektöründe ve enerji yoğunluklu sanayi dallarında, yani en başta kimya endüstrisi ve metal imalat sanayisinde durum dramatik.

Sanayi üretimi (enerji ve inşaat hariç sadece imalat sanayisi) Mart 2023’te Şubat 2023’e kıyasla mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak yüzde 3,3 düzeyinde geriledi. Makine ve benzeri yatırım amaçlı üretim ise Mart 2023’te bir önceki aya göre yüzde 4,4, ara malların üretimi yüzde 3,5 ve tüketim malları üretimi yüzde 0,1 azaldı. Sanayi dışında, Mart 2023’te enerji üretimi bir önceki aya göre yüzde 0,8 artarken, inşaat üretimi ise yüzde 4,6 düzeyinde azalmıştır.

Enerji yoğunluklu sanayi dallarındaki düşüş çok daha belirgin, özellikle kıyaslama 2022 Mart ayı ile yapıldığında bu ortaya çıkıyor. Bu sanayi dallarındaki düşüş Mart 2023’te Şubat 2023’e kıyasla mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak yüzde 3,3 dolayındayken kıyaslama Mart 2022 ile yapıldığında ortaya çıkan düşüş verisinin yüzde 12,9 dolayında olduğu görülüyor.

Avrupa enerji piyasasındaki rahatlamanın (fiyatların düşmesinin) özel tüketicilerde olduğu gibi enerji yoğunluklu sanayi dallarına yansımasının da önümüzdeki aylarda normal yoldan mümkün olmadığı bildiriliyor. Nitekim enerji darboğazının daha uzun bir süre devam etmesini bekleyen birçok tekel yüksek fiyatlı sözleşmeler imzalamışlardı. Bu nedenle BASF gibi bazı tekeller üretimin belirli bölümlerini ülke dışına taşımaya başladılar. Daha fazla üretimin bu nedenle ülke dışına kaymasının önüne geçmek için ise hükümetin sanayi elektriğini daha ucuz hale getirmesi bekleniyor.

YILIN İKİNCİ YARISI İÇİN KASVETLİ GÖRÜNÜM

Bazı ekonomistler artık ekonomik gelişmenin 2023’te bir bütün olarak negatif olacağını ve “kış durgunluğunun” üzerine bir de “yaz durgunluğu” gelmesini bekliyorlar. Özellikle yüksek enflasyon oranı vatandaşların satın alma gücünü düşürmeyi sürdürecek görünüyor. Federal Merkez Bankası’nın (Bundesbank) raporlarında da artık enflasyonla ilgili bölümlerde, “hızlı geçici bir fenomenden” söz edilmiyor. Bundesbank’da enflasyon oranının sadece “çok kademeli” olarak, yani oldukça uzun bir vadede düşmesini bekliyor.

Lihtenştayn merkezli VP Bank’ın baş ekonomisti Thomas Gitzel, “Büyüme ikinci çeyrekte de hafif büyüme ile ilerleyen resesyon arasında, bıçak sırtında seyretmeye devam edecek” diyor. Görünüm özellikle yılın ikinci yarısı için kasvetli. O zamana kadar sanayinin, genel ekonomik daralma üzerindeki telafi etkilerinin tükenmiş olacağını bekleyen Gitzel, “Bu da zayıf kalması muhtemel olan özel tüketimin ve zor durumdaki inşaat sektörünün açtıkları gedikler için bir telafi olmayacağı anlamına geliyor” diyor.

Uluslararası Para Fonu, Avrupa’nın en büyük ekonomisinde ekonomik büyümenin yılın tamamında “sıfır” civarında (yani yerinde sayacağını) seyredeceğini varsayıyor. Dolayısıyla IMF, Nisan sonunda sunduğu ilkbahar projeksiyonunda hala yüzde 0,4’lük bir artı öngören Alman hükümetinden daha kötümser. AB Komisyonu son tahmininde Almanya için yüzde 0,2’lik bir ekonomik büyüme öngörmüştü.

* Latince “recessio” (gerileme) kelimesine dayanan “resesyon” terimi, ekonominin küçülmesini/daralmasını tanımlar. Ekonomide, gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bir önceki çeyrek döneme kıyasla en az iki çeyrek üst üste düşüş gösterdiğinde, “teknik resesyon” olarak adlandırılan bir durumdan bahsediliyor.

 

Close