Written by 09:47 POLITIKA

Almanya yumuşama çizgisinde

German Foreign Policy

Türkiye’de hızla kızışan para ve mali krize bağlı olarak Başbakan Angela Merkel, Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin ekonomi politik açıdan acilen sağlamlaştırılması gerektiğini ifade etti. Böylece ABD’nin Türkiye’ye getirdiği gümrük cezalarıyla daha da uçlaşan çatışma çizgisine karşı tavır almış oldu. Merkel, hiç kimsenin Türkiye’nin istikrarsız hale gelmesini istemediğini, Almanya’nın ekonomik açıdan başarılı bir Türkiye’den yana olduğunu da sözlerine ekledi.
Almanya Başbakanı önümüzdeki dönemde finans politikasıyla ilgili sorunların, örneğin merkez bankasının bağımsızlığını Erdoğan’la görüşüleceğini açıkladı. Bilindiği gibi eylül ayı sonunda Recep Tayyip Erdoğan Almanya’yı ziyaret edecek. Bu ziyarette Türkiye’ye yapılan AB yardımının arttırılması söz konusu edilecek. Ayrıca gündemde mülteci sözleşmesinin mali açıdan güçlendirilmesi için Avrupa yatırım bankasının kredi vermesi de yer alacak.

YAPTIRIMLAR GİZLİCE KALDIRILDI
ABD ile Türkiye arasındaki mali ve politik krizin uçlaşmasından kısa süre önce Alman hükümeti Türkiye’ye uygulanan cezai önlemleri uygulamadan kaldırdı. Berlin, insan haklarına yönelik kısıtlamalarda hiç bir değişiklik olmamasına rağmen, gizlice Türkiye’ye yönelik Hermes kredilerine sınırlama getirilmesinden vazgeçmişti.
Daha önceleri de, Almanya ile Türkiye arasında diplomatik kriz olmasına rağmen, Alman sermayesi Hermes kredilerinin hızlı yükselişinden kâr etmişti. Alman devletinin güvensiz pazarları stabile etmek için kullandığı Hermes kredileri, 2017 yılında bir önceki yıla göre 1.46 milyar avro artmıştı. Ana akım medyanın Türkiye muhabirlerine göre, ABD Başkanı Donald Trump Türkiye’ye tehditler savurduğu bugünlerde Almanya yumuşama çizgisi izlemeyi tercih etmekteydi.

RİSK VE ŞANS BİR ARADA
Berlin’in Ankara’ya yönelik iş birliği sinyalleri, Alman ekonomistlerinin Türkiye’deki ekonomik krizin politik ve toplumsal açıdan derin sonuçları olacağı uyarısı ile karşılaşıyor. Münih Ekonomik Araştırma Enstitüsü (ifo) şefi Clemens Fuest, şimdiki krizin Erdoğan döneminin en büyük krizi olduğunu belirterek çıkabilecek büyük problemlerden söz ediyor. Fuest, Türkiye’nin NATO üyesi, önemli bir ticari partner, Ortadoğu’da politik istikrarın önemli bir faktörü olduğuna dikkat çekerek belli koşullarla iş birliğinin sağlamlaştırılmasından yana tavır alıyor. Almanya (ve AB)  ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeni bir temel üzerinde sürdürülmek zorunda. Temel koşullar hukuk devletinin ve merkez bankasının bağımsızlığının korunması. Ifo şefi, AB içinde popüler olan avro kredileri verilmesi yerine Türkiye’nin IMF programına alınmasının daha iyi bir yol olacağını düşünüyor. Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü’nden (DIW) Marcel Fratzscher de IMF’nin Türkiye’yi batmaktan kurtaracak son ‘çıpa’ olduğunu belirtiyor.

AB’NİN KORUNMASI
Fuest, Türkiye’nin AB içinde ekonomik krize yol açacak ağırlığa sahip olmadığını, yine de dünya ekonomisindeki diğer sorunlara da bağlı olarak “Boğaz”daki krizin Avrupa’nın başını ağrıtacağını ifade ediyor. Brexit; ABD’nin çelik, alimunyum, otomobille ilgili gümrük cezaları; ABD-Rusya, ABD-Çin arasındaki ticari savaşlar ve İran krizinin ihracat şampiyonu olan Almanya’yı da dolaylı ya da dolaysız etkilediğini/etkileyeceğini belirtiyor. Ekonomi ağırlıklı medyada ise mülteci krizinde AB’nin koruması görevini üstlenen Türkiye’de ekonomik krizin artmasının nelere malolacağı konusunda korkulu senaryolar yayımlanıyor. Üç milyon Suriyeli yanısıra birçok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Avrupa kapılarına dayanacağından söz ediliyor. “Ekonomik krizden kaçanlar sınırları, sıkı kontrolleri devredışı bırakarak, aşıp karşımıza çıkabilirler. Erdoğan Brüksel’den milyarlık yeni krediler almak için bu durumu kullanabilir.”

ALMAN TÜRK TİCARETİ
Almanya Türkiye’nin en önemli ticari ortağı olmasına rağmen Türkiye’nin Alman ihracat bilançosundaki yeri Macaristan ve Rusya’nın ardında, 16. sırada bulunuyor. Almanya Türkiye’ye 21.4 milyar avroluk ihracat yaparken Türkiye’nin Almanya’ya ihracatı 16,2 milyar avro tutarında. Örneklersek 2017 yılında Almanya Türkiye’ye 1.278 milyar avroluk mal sattı. Alman Sanayi ve Ticaret Odası’nın (DIHK) verilerine göre Türkiye’de 120 bin işçinin çalıştırıldığı 6500 Alman firması aktif. Bu yılın ilk beş ayında krize bağlı olarak Alman ihracatında yüzde 4.7’lik bir azalma oldu. Ancak Türkiye’deki kriz nedeniyle Almanya’nın ihracatı yüzde 20 azalsa bile bunun Almanya’nın kalkınmasına olumsuz katkısı sadece yüzde 0.1 olarak kalacak.

KRİZİN BULAŞICI ETKİSİ
Alman bankalarının Türkiye’ye verdikleri kredi Avrupa’daki diğer bankalarla karşılaştırıldığında oldukça düşük, 13-21 milyar avro civarında. Bu konuda en büyük yük İspanya’da. İspanya bankası BBVA’nın Türkiye’ye verdiği kredi 80 milyar avro. Fransız BNP Paribas 35 milyar avro. Bunu İtalyan Unicredit bankası izliyor. Alman Commerzbank Türkiye’ye 2.5 milyar avro kredi verdi. Türkiye’de krizin ağırlaşması durumunda tehlikeye girecek kredi tutarı 200 milyar avro olarak tahmin ediliyor. Almanya’nın bu krizden göreceği zarar, kriz Türkiye ile sınırlı kalsa pek de önemli değil ancak krizin kredi borçları çok yüksek olan diğer gelişmekte olan ülkelere bulaşma riski Almanya’yı zora sokabilir.
(Çeviren: Semra Çelik)

Close