Written by 22:37 HABERLER

Almanya’da kanlı 1 Mayıs 90. yılında

Ali Çarman/Stuttgart

İşçi sınıfı mücadelesi ve tarihi, kapitalist toplumun belirtileri ortaya çıktığı anda başlar. Her türlü haktan mahrum, neredeyse sadece karın tokluğuna mahkum köleci dönemi aratmayan çalışma koşullarının ve hayat şartlarının düzelmesi için ileri atılan işçi sınıfı ve öncüleri ta başında itibaren sömürücü sınıfların saldırılarıyla karşı karşıya geldiler. İşçi sınıfı davası yolunda; kurşuna dizilenler, idam edilenler ve en ağır işkenceye tabii tutulan mücadeleci işçiler bu yolda ölüm olsa da vazgeçmediler.

Bugün dünyanın dört bir yanında kutlanan ve bütün ezilen-sömürülenleri aynı amaç doğrultusunda aynı saflarda birleştiren 1 Mayıs, hareketin en hararetli yıllarında büyük bedeller ödenerek doğdu. İşçiler, çalışma saatleri düşürülsün, insanca bir yaşam için yeterli ücret, sigorta hakkı vb. dedikçe kapitalistler ve işbirlikçileri, sistemin kolluk kuvvetleri hep birlikte hayır deyip tank-top-tüfek ile karşı saldırıya geçtiler.

İşte buna bir örnek, 1929 Berlin 1 Mayıs’ında yaşananlardır.

1928 ortalarında itibaren görülmeye başlanan dünya ekonomik bunalımı, burjuvazi ile işçi sınıfı arasında çatışmaların yoğunlaşacağının habercisi oldu. Büyük işsizlik, bi türlü durdurulamayan enflasyon, peş peşe patlak veren iflaslar ve diz boyuna ulaşan sefalet..böylesi bir ortamda el altında piyasaya Hitler’in faşist partisi sürüldü.

Keskinleşen mücadele ve çatışma

Alman Komünist Partisi (KPD), savaş kışkırtıcılarının ve faşist gelişmenin oyunlarını bozmak için yaklaşmakta olan 1 Mayıs çalışmalarını her türlü engele rağmen Berlin’nin dört bir yanında başlattı. KPD, 1 Mayıs’ı işçi sınıfı hareketi geleneklerine uygun olarak kutlanacağını ilan etmişti.

Faşizmin ayak sesleri iyiden iyiye duyulmaya başlanmıştı bu yıllarda.. Ancak Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve sendikalar 1 Mayıs’ı sokakta karşılamak yerine kapalı salonda kutlama tutumunda vazgeçmediler.

Zira dönemin kolluk kuvvetleri, Nisan ayında itibaren 1 Mayıs başta olmak üzere her türlü gösteriyi yasaklamışlardı. SPD, yasağa karşı kitlesel ve kararlı bir mücadele hattında ilerlemek yerine uzlaşıcı tutumda ısrar etti.

Kanla boğulmaya çalışılan 1 Mayıs

Bütün tehditlere rağmen 1 Mayıs sabahı işçiler bütün semt ve mahallelerde evlerinde dışarı çıktı. Yaklaşık 200 bin Berlin’li işçi, 1 Mayıs gösterisi çağrısına kulak verdi. Savaşa, sömürüye ve faşizme karşı barışçıl bir şekilde düzenlenmekte olan 1 Mayıs kutlamasına binlerce polis azgınca saldırdı. Yetmedi, kitlenin üzerine, evlerinin penceresini açık tutanların üzerine kurşunlar sıkıldı.

İşçi bayramını kutlamaktan başka bir şey yapmayan kitlenin üzerine gözü dönmüşcesine açılan kurşun sonucu 33 işçi katledildi. Yüzlerce (250) kişi ise yaralandı. Resmi kayıtlarda polisin binlerce mermi kullandığı saklanmamıştır.

Bir tek polisin dahi burnunun kanamadığı bu katliamda, burjuva basın ve polisin tüm yalanlarına karşın, işçilerin değil saldırganlık, en ufak bir mukavemette dahi bulunmadığı sonradan kanıtlanmıştır.

Kendini korumak için kurulan barikatlar

1 Mayıs 1929, Çarşamba akşam saatlerinde işçiler, Neuköln ve Wedding’de polisin rastgele ateşinden korunmak için kendiliğinden barikatlar kurdular. 2 Mayıs günü, KPD’nin çağrısıyla 25 binden fazla işçi greve çıktı. İşçilerin direnişi 6 Mayıs’a kadar irili ufaklı eylemlerle devam etti. Bu süreçte bin 200 işçi tutuklandı.

KPD yönetimi mücadele içindeki işçilerle sürekli görüşüyordu. Parti, kendiliğinden başlayan çarpışmaları daha büyük kayıplar vermeden sonlandırmak istiyordu. KPD Başkanı Ernst Thaelmann yeraltı geçitlerinde ve tehlikelerden geçerek Wedding işçilerine partinin kararını ileterek onları ikna etti.

Yoksul işçi semtlerinde devam eden saldırı ve talanda Berlin’in SPD’li emniyet genel müdürü Karl Zörgiebel’in emrinde makinalı tüfek ve zırhlı araçlarla takviye edilmiş 16 bin 500 polis, adeta hareket her şeye ateş açarak kanlı 1 Mayıs katliamına imza attı.

Bugün gelinen yerde, 1 Mayıs’ın kana bulanmadığı ülke kalmadı denilebilir. Kapitalist sistem, dün olduğu gibi bugünde gerçek sorunları gizlemek ve en geniş yığınları aldatmak için ırkçı-faşist örgütlenmeleri el altında tutarak beslemekte.

Kanlı 1 Mayıs’ın üzerinde 90 yıl geçti. İşçi sınıfı mücadelesi sürecinde yaşamını feda eden yiğit işçileri saygı ile anarken o en cesaretli olanlarımız mücadele içinde birer abide olarak yaşayacaklardır. Zira, işçi sınıfının baskı ve sömürüyü ortadan kaldırma mücadelesi devam ediyor…

Yararlanılan kaynaklar:

Erns Thaelmann (Evrensel Basım)

Sosyalizm Ansiklopedisi


‘1 Mayıs 1929 Mucizesi!‘

Şair Erich Weinert’in kanlı 1 Mayıs üzerine kaleme aldığı şiirden dizeler bu gerçeği gözler önüne seriyor.

Güvenlik polisi siper etmiş göğsünü

Kızıl saldırganlara karşı.

O Kızıllar ki, her delikten, her çatıdan

Kurşun yağdırmaktalar gözleri kanlı

Neyse ki polis kahramanca korudu güvenliği

….

Ardında olay yerine bakıldı ki

Bir çok ölü yatıyor,

Bir o kadar yaralı, bu da ne!

Kahraman güvenlik kuvvetleri

Kendi mevcutlarını saydılar, endişeyle,

Ama hayır, polisler tastamam hayatta.

Ya bu yerde sıra sıra yatanlar? Hepsi işçi!

Bir tek polis yok içlerinde.

İşte 1 Mayıs 1929 ‘Mucizesi..’

Close