Written by 12:00 AVRUPA

Almanya’da Polonyalı işçiler çaresiz

AB’nin serbest dolaşım hakkından yararlanarak Almanya’da geçici olarak çalışan Polonyalı işçilerin çoğu emeklerinin karşılığını alamadan geri dönüyor. Kalmakta ısrar edenlerin bir kısmı evsizlikten sokakta yaşamak zorunda kalıyor. Paralarını gasp edenler ise herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan sömürülerine devam ediyorlar.

Katarzyna Goszcz/Correktiv

Polonyalı Tomek Napiorkowski, Bavyera’da bir alışveriş merkezi ağında elektrikçi olarak çalıştı. Her gün 300 kilometre yol giderek değişik mağazaların elektrik tesislerini kontrolden geçirmek zorundaydı. Mağazalarda yapılacak pek fazla birşey olmamasına rağmen günlük çalışma süresi sözleşmesinde 12 saat olarak belirlenmişti. Tomek’in Almanya’ya ilk gelişi değil. Almanya’da Polonya’dakinden daha fazla kazanıldığı için sık sık buraya geliyor. Şimdiki işini Alman bir kiralık işçi firmasının Polonya temsilciliğini yapan bir Polonyalı sayesinde bulmuş. Tomek‘e, günde çalıştığı saat başına ödeme yapılacağı ve ekstra yol parası alacağı söylenmiş. Ancak alması gereken paradan Polonya’dan Almanya’ya gelmek için gereken yol parası, işverene ait bir evde kalma kirası ve kendisine verilmeyen ön ödeme kesilmiş. Saat ücreti 11,23 Euro olarak belirlenmesine rağmen kesintilerden sonra eline ilk ay 394,91, ikinci ay ise sadece 37,95 Euro geçmiş. Tabi ki Polonya’ya geri dönmüş.

AB İÇİNDE SERBEST ÇALIŞMA HAKKI

Avrupa Birliği sınırları içinde işçilerin serbest dolaşım/çalışım hakları var. İsteyen istediği AB ülkesinde, o ülkede geçerli ücret alarak çalışma hakkına sahip. Ama Alman inşaatlarında çalışan, paket taşıyan, yaşlıları bakan Polonyalı işçilerin çoğunun bu hakkı gasp ediliyor. Sömürülüyorlar, dil bilmedikleri, sendikalı olmadıkları için sahte aracı firmalara karşı direnemiyorlar. Çoğu aylarca para alma umuduyla bekliyor ve sonra hayal kırıklığı içinde geri dönüyor

Almanya’da yaklaşık 1,5 milyon Polonya kökenli yaşıyor. Bunlardan yüzbinlercesi birkaç haftalığına veya aylığına gelip çalışıp dönüyor. Burada Polonya’dan daha iyi ücret alındığı için Polonyalıların çalışmak için geldiği ilk Avrupa ülkesi Almanya. Erkekler çoğunlukla inşaat ve taşımacılıkta, kadınlar ise çocuk, yaşlı bakımı veya ev işlerinde çalışıyorlar.

Polonyalıların durumu diğer Doğu Avrupa ülkelerinden gelenler için de geçerli. Alman Sendikalar Birliği’nin işçi dolaşım serbestliği ile ilgili danışma servisine başvuran işçiler arasında yüzde 38 ile Polonyalılar ilk sırada yer alıyor. Daha sonra Bulgaristan ve Romanya kökenliler geliyor.

Polonya kökenli iş hukuku avukatı Artur Schulz, her yıl yüzlerce kandırılma olayından söz ediyor. Bürosuna günde yaklaşık 10 Polonyalı işçi aracı firmanın sömürüsü üzerine şikâyette bulunmak için geliyor. Ne yazık ki çoğuna yardım edemediğini söylüyor. Şikayetlerin çoğu fazla mesailerin ödenmediğiyle ilgili. İnşaat sektöründe ücretlerin ödenmesi haftalar hatta aylarca sürebiliyor. O zamana kadar da kandırılan işçilerin ne zaman kaç saat çalıştıklarını kanıtlamaları ise çok zor. Schulz; “Dil bilmemeleri istismar ediliyor. İnşaat sektöründe çalışan işçiler ücretlerinin tümünün ya da büyük bir kısmının ödenmeyeceğini bilmek zorundalar.” diyor. Sektörde çalışan göçmenlerin almaları gereken paranın yalnızca beşte birini aldıklarını belirterek; “Gerisi taşeron firmalara kalıyor. Esas firmalar ise ucuz işçi çalıştırdıkları için kar ediyorlar.“ diye devam ediyor.

KAYBEDEN İŞÇİLER

Polonya Toplum Konseyi’nden Kamila Schöll-Mazurek; “Taşeron, taşeronun taşeronu ve taşeronun taşeronunun taşeronu firmalar için risk yok denecek kadar az. İşçiler kullanılıyor, aldatılıyor, yılgınlıkla geri dönüyor ve yenileri geliyor. Firmaların temsilcileri kayboluyor ve işçiler ne yapacaklarını, kime başvuracaklarını bilemez durumda ortada kalıyorlar.“ diyor.

Bazı işçiler işverene ait evlerde kirayla oturduklarından ücretleri ödenmemesine rağmen evsiz kalmamak için çalışmaya devam ediyorlar. Evden çıkmakla ücretlerinden de vazgeçmiş olacaklar ve Polonya’ya dönseler Alman mahkemeleri aracılığıyla haklarını aramaları imkansız. Yine de çoğu geri dönüyor, haklarını aramaya kalkışmıyor ve Almanya’daki kötü deneylerini unutmaya çalışıyor. Bazıları ise burada kalıyor ama kısa süre sonra evden çıkarıldıkları için sokakta yaşamaya başlıyorlar. Berlin’de çok sayıda Polonyalı evsiz var. Bunların çoğu Polonya’ya dönüp, başarısızlıklarını dosta düşmana göstermek istemiyorlar, bazıları ise Almanya’da sokakta yaşamanın Polonya’da aç yaşamaktan bin kat iyi olduğunu söylüyorlar.

İNSAN TİCARETİYLE MÜCADELE

1995 yılında kurulan LaStrada Avrupa’da insan ticaretine karşı mücadele ediyor. Göçmen işçilere sömürüden kurtulmaları, haklarını almaları için yardım ediyor. LaStrada, sömürülen göçmen işçilerin sonunda insan ticaretiyle uğraşan şebekelerin eline düştüğü uyarısını yapıyor. İşçiler sanki serbest meslek sahibiymişler gibi gösterilerek çalıştıkları saat başına değil de sözde ürettikleri parça başına ücret alarak yasal asgari ücret de ihlal ediliyor. Avukat Schulz, Polonyalı bir kadının merdiven temizliği yaptığını, işe saat ücreti 6 Euro’dan alındığını, buna rağmen iki ay boyunca eline para geçmediğini söylüyor. Kadın mahkemeye başvurduğunda, nerede ve ne zaman çalıştığını belgeleyemediğinden birşey çıkmamış.

SENDİKALARA ELEŞTİRİ

Polonyalı işçilerin haklarını arayan örgütlü bir yapıları yok. Birkaç haftalığına veya aylığına Almanya’da olanlar ise sendikaların ilgi alanına girmiyor. Sendikalar, en az üç aydan beri üye olan kişilerin haklarını arıyorlar. Ayrıca Doğu Avrupa’dan gelen ucuz işçiler sendika üyelerine rakip olduğundan neden onların ücretlerinin arttırılması için mücadele edilsin ki? Esasen sendikalar için üyelerinin hangi ulustan oldukları değil hangi branşta çalıştıkları önemli, bu nedenle de üç ayını doldurmuş olsalar hakları aranabilirdi… Ama kaç Polonyalı işçi üç ay Almanya’da kalabiliyor ki?

Polonya Toplumsal Konseyi gibi göçmen örgütlerinin yapabilecek çok birşeyi yok. Her yıl en az 5 bin başvuru yapılıyor ne hepsine yardım edebilmek için işe girişmek ne de olumlu sonuç almak mümkün.

Lukasz da inşaat sektöründe çalışmak için Almanya’ya gelenlerden. Başlangıçta işi iyi gitmiş ve Berlin’de çatı ve badanayla ilgili bir şirket kurmuş. Ancak sipariş veren firmanın 30 bin Euro’sunu ödememesi üzerine şirketi kapatmak zorunda kalmış. Sonra işçi olarak Hamburg’da çalışmak için sözleşme imzalamış. İşveren yatacak yer göstermiş ama iki odada 11 sarhoş Rus ve Romanyalı işçiyle kalmak zorundaymış. Arabasında yatmış ve dayanamayıp iki gün sonra Polonya’ya dönmüş.

Çeviren: Semra Çelik

Close