Written by 15:33 POLITIKA

Ateşkes yok: Alman politikasında çifte standart

German Foreign Policy

BM Genel Sekreteri İsrail ve Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrısında bulunuyor. Berlin 3 binden fazla ölüme rağmen buna direniyor. Federal hükümet hiçbir zaman müttefiklerin saldırılarında sivil ölümlerini protesto etmez.

Berlin, İsrail ve Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes sağlanması yönünde dünya çapında giderek artan acil talepleri reddetiyor. BM Genel Sekreteri António Guterres Pekin’de talebi yineledi: Hamas’ın terör eylemleri “Filistin halkının toplu olarak cezalandırılmasını haklı gösteremez.” Buna karşılık federal hükümet, Gazze Şeridi’ndeki ölü sayısının 3 bini aşmasına ve İsrail hükümetinin 471 kişinin ölümüyle sonuçlanan hastaneye yapılan saldırının Filistinlilere atfedildiğini iddia etmesine rağmen “İsrail’in meşru müdafaa hakkı”ndan geri adım atmıyor. Federal hükümet, faillerin müttefikleri olduğu geçmişte aşırı sivil ölümleri konusunda her zaman sessiz kalmıştı; tıpkı Batı’nın saldırıları sonucunda en az 3 bin sivilin öldüğü Musul’da IŞİD’e karşı savaşta yaptığı gibi. 2016 sonbaharında yaklaşık 1000 sivilin Rusya-Suriye saldırılarına kurban gittiği Halep Savaşı ise Alman medyasında bir “imha savaşı” olarak değerlendirildi.

İsrail ve Gazze Şeridi’nde acil ateşkes talebi dünya çapında hızla artan bir aciliyetle dile getiriliyor. BM Genel Sekreteri António Guterres bunu çarşamba günü örnek bir şekilde yaptı. Pekin’deki Kuşak ve Yol Forumunda konuşan Guterres, Filistinlilerin “56 yıllık işgalden sonra” yaşadığı acı mağduriyetlerin Hamas’ın 7 Ekim’deki terör eylemlerini “Haklı çıkaramayacağını” söyledi. Bu terör eylemleri “Filistin halkının toplu olarak cezalandırılmasını” da haklı gösteremez. Bu nedenle Ortadoğu’daki silahların bir an önce susması gerekiyor. BM Güvenlik Konseyi, geçtiğimiz birkaç günde Guterres’in talebini dikkate alan önergeleri iki kez oyladı. Pazartesi günü Rusya’nın çatışmanın derhal sona erdirilmesi yönündeki talebini reddetti; ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya önergede 7 Ekim katliamlarının faili olarak Hamas’ın adının belirtilmemesi nedeniyle hayır oyu verdi. Çarşamba günü ABD, Brezilya’nın Hamas’tan açıkça söz eden ve hatta kendisini “insani ateşkes molası” çağrısıyla sınırlayan önerisini veto etti; Washington’un BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, önergenin ABD açısından yetersiz olduğunu çünkü “İsrail’in meşru müdafaa hakkından” bahsetmediğini söyledi.

Berlin ayrıca meşru müdafaa hakkını öne sürerek ateşkes çağrılarını da engelliyor. Başbakan Olaf Scholz, salı sabahı Berlin’de Ürdün Kralı Abdullah’ı kabul ettiğinde durum böyleydi; Abdullah ise “Yeter!” dedi. Scholz, Almanya’nın “tereddütsüz” İsrail’in yanında olduğunu belirterek, “Bu şiddet döngüsünü bu şekilde sürdüremeyiz” dedi. “Şiddet döngüsünün” İsrail’i daha güvenli hale getirip getirmediği ya da tam tersini mi başaracağı Berlin’de tartışılmıyor. AB’de, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen tarafından benimsenen Almanya’nın tutumu hararetli tartışmalara neden oluyor; zira von der Leyen, Gazze Şeridi’nin elektrik, gıda ve su kaynaklarının kapatılmasını eleştirmeye bile hazır değil; aralarında Fransa’nın da bulunduğu pek çok AB üye devletinin kitlesel protestolarına rağmen tutumundan taviz vermiyor. Von der Leyen şimdi insani yardım sağlamak ve yardım malzemelerinin Mısır üzerinden Gazze Şeridi’ne getirilmesini istiyor. Aslında bu, İsrail’in savaşı yürütme biçimini destekliyor: Sivil halkın durumunun dikkate alındığı izlenimini veriyor, ancak daha fazla bombalamanın önünde engel teşkil etmiyor. Ancak İsrail, yalnızca Gazze Şeridi’nin güneyinde insani yardım yapılmasına izin vermek istiyor

Gazze Sağlık Bakanlığına göre salı akşamı Gazze’deki El Ehli Hastanesine düzenlenen ve 471 sivilin hayatını kaybettiği saldırı Berlin’in tutumunu değiştirmedi. İsrail hükümeti yetkilileri o zamandan bu yana, açıkça yanlış bilgiler nedeniyle İsrail’in saldırdığını haklı çıkarmayı ya da reddetmeyi amaçlayan sosyal medyadaki birçok açıklama ve videoyu sildi, ancak hastaneyi vuran roketin bir Filistinli örgüte atfedilebileceğini belirtmeye devam etti. Bu ise İsrail ve Gazze Şeridi’ndeki İngiliz ve ABD’li muhabirler tarafından bile güvenilmez olduğu gerekçesiyle reddediliyor. Ne olursa olsun Gazze’deki ölü sayısı 3 binin üzerine çıktı; çarşamba günü el Ehli Hastanesindeki kurbanlarla birlikte toplam sayı 3 bin 478’di ve en az 12 bin 65 kişi de yaralandı. Pazartesi günü itibarıyla, BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNWRA) ait en az 23 bina hasar gördü ve en az 14 UNWRA çalışanı öldürüldü. Şu ana kadar federal hükümetten bu konuda eleştirel bir açıklama gelmedi (…)

Çeviren: Semra Çelik

Close