Written by 09:59 HABERLER

Barış hareketi neden ’sağa açık‘ olmamalı?

Almanya’da barış hareketinin nelerden uzak durması gerektiği konusundaki tartışma devam ediyor. Şimdi de çok sayıda tanınmış barış yanlısı sanatçı, bilim insanı ve eski milletvekilinin içinde yer aldığı ‘Frieden-Links İnisiyatifi’ ( Barış-Sol Girişimi) neden sağa kapalı kalınmasını içeren tezlerini yayınladı. Girişimin yayınladığı tezleri okurlarımız için çevirdik.

Barış hareketinin birleştirici bağı militarizm ve savaş eleştirisidir. Bu temelde, muhafazakâr ya da komünist, Hıristiyan ya da ateist, anarşist, burjuva-liberal, ekolojik, pasifist ve diğerleri gibi kendi renkli tutum ve/veya inanç çeşitliliği içinde insanlara alan sunmaktadır.
Yirminci yüzyılın başında „modern“ bir barış hareketi olarak ortaya çıkışından bu yana, savaş kışkırtıcıları ve militaristler tarafından siyasi olarak baskı görmüş, vatan haini, uzaktan kumandalı ya da mevcut „düşmanın“ beşinci kolu, naif, gerçekle yüzleşmeyi reddeden, siyasetten aciz olarak karalanmıştır. „Sağcılara açık“ („Queerdenker /farklı düşünenler“ veya „Yahudi karşıtları“ da dahil) olarak karalama yeni, ancak kesinlikle bir etkisi vardır. Bu tezlerde bunu ele alıyoruz.

BARIŞ HAREKETİ
1- Geniş bir toplumsal ittifak olarak barış hareketi, barış politikası ile ilgili konularda her zaman çok sayıda farklı analiz ve görüşle karakterize olmuştur. Ukrayna’daki savaşın tarihi ve arka planına ilişkin güncel değerlendirmeler gibi tartışmalar, ortak ve özlü taleplerin önünde engel teşkil etmemektedir.
2- Barış hareketi her zaman karalamalara maruz kalmıştır. Geçmişe kıyasla yeni olan şey, bunun daha önce barış hareketi içinde kök salmış örgütlerden gelen güçler tarafından yapılıyor olmasıdır. Bu durum büyük örgütler içinde derin çelişkilere yol açmaktadır, zira damgalama ve dışlamayı reddeden insanlar hala bu örgütlerde aktiftir. Aynı durum sendikalar veya kilise çevreleri gibi barış hareketinin önemli ortakları için de geçerlidir.
3- Bu gelişmenin arka planında, yönetici elitlerin ve onların medyasının barış yanlısı güçler üzerinde uyguladığı muazzam baskı yatmaktadır. Tartışma alanını korkutucu bir şekilde daraltmakta ve ana akımdan sapan görüşleri para cezaları ve meslekten men ile tehdit etmektedirler.
4- NATO’nun bakış açısına göre Batı, Ukrayna’daki savaşı kazanmak istiyor ve buna ihtiyacı var. Savaşın başında durum farklı olabilirdi ama şu anda NATO şahinleri ve onların askeri-endüstriyel kompleksi dünyadaki hakimiyetlerini sürdürmekle ilgileniyor; tek kutuplu bir dünyadan çok kutuplu bir dünyaya geçiş sürecini kırmak ya da en azından durdurmak istiyorlar. Diplomasiye, uzlaşmaya ve silahsızlanmaya dayanan tüm güçlere karşı düşmanlıklarının ve uzlaşmazlıklarının nedeni budur.
5- Alman siyasetinde dönüm noktası 1999’da Yeşiller ve SPD’nin Yugoslavya savaşında pasifizmden ve/veya askeri itidalden kopup saldırgan bir tutum takınmasıyla yaşanmıştı. Halihazırda tırmanan savaş çığırtkanlığı, tarihsel olarak kanıtlanmış bir savaş karşıtlığının siyaset ve entelektüel elitler tarafından tersine çevrilebildiği 1914’te kışkırtılan savaş histerisiyle de paralellik göstermektedir. O zaman da Rus karşıtı duygular önemli bir rol oynamıştı. Karl Liebknecht „Asıl düşman kendi ülkemizdedir“ çağrısıyla bir karşı hareketi teşvik edebilmiştir.
6- Şu anda, siyasi koordinatlar olarak sol ve sağ, siyasi „merkezin“ totaliter bir düşünce oluşturması nedeniyle parçalanmaktadır. Bu arada, normdan sapan neredeyse her davranış „sağcı“ olarak kabul edilmektedir.

SAĞ OTORİTERDİR AŞAĞIYA TEKME ATAR YUKARIYA YALTAKLANIR
7- Son yıllarda- özellikle de federal hükümetin koronavirüs politikası ve tartışılmaz tek fikir iddiası aracılığıyla – kendilerini (yeniden) siyasallaştıran pek çok kişi için sol terimi artık aydınlatıcı değil, daha ziyade suçlayıcı olarak görülüyor. „Sol“ giderek içeriksiz bir ayrımın eşanlamlısı olarak, sözde „sağcılar“ tarafından takılan bi isim ve hakaret olarak algılanıyor.
Sağ, savaşın ve militarizasyonun gerekli ve mantıklı olduğu görüşüdür; sağ, düşman imgeleri açısından düşünmektir; sağ, farklı insan gruplarının ve bireylerin farklı değerlere ve haklara sahip olduğu görüşüdür; sağ, otoriterdir, aşağıya tekmeleyici, yukarıya yaltaklanıcıdır.
8- Biz barış hareketinde kendimizi solcu olarak görüyoruz; kendimizi diğerlerinden ayırmak için değil, daha çok tanınabilir kılmak için bunu yapıyoruz. Bizim için barış politikasının ilkeleri şunlardır: Anti-militarizm, uluslararası dayanışma ve 1933’te iktidarın Nazilere geçmesine yol açan tarihsel koşulları temel alan ve bunları günümüzdeki yansımalarıyla deşifre eden bir anti-faşizm.
Barışa olan bağlılığımızda mülkiyet ve güç ilişkilerine, jeostratejik çıkarlara da bakıyor, bu ülkede ve dünya genelinde toplumsal eşitlik ya da eşitsizliği analiz ediyoruz. Bizim için barış ile demokrasi ve insan hakları yani barış ile yaşamın doğal temellerinin korunması el ele gider.
9- Kendilerini solda konumlandıranlar bunun arkasında durmalıdır. Ana akıma dahil olmak için sol pozisyonlardan vazgeçenler, topu, ırkçı ve militarist pozisyonlara sahip olan ancak yandaşlıkları ya da diğer siyasi oportünizmleri nedeniyle stratejik-taktiksel barış söylemini kullananlara atmaktadır.
10- Herhangi bir barış çağrısını dürüstçe paylaşan herkesle belirli vesilelerle eylem ve etkinlikler yapıyoruz ve sadece bu tür güçlere kürsü sunmaya kararlıyız. Bunu yaparken, samimiyet değerlendirmesinin bir doğrulamadan ziyade tarihsel farkındalık ve siyasi deneyim meselesi olduğunun bilincindeyiz.

KİMLER HOŞ KARŞILANIR KİMLER BİZE UZAK KALMALIDIR
11- Kendi barış politikası ilkelerimize atıfta bulunulmaksızın yürütülen bir „dışta bırakma“ya kararlılıkla karşı çıkıyoruz. „Sağcı açık fikirli“ (aynı zamanda bir küfür olarak „Querdenker“ veya anlamsız siyasi ölümcül darbe olan „anti-Semitizm“) gibi terimler sol düşünceyi yansıtmamaktadır. Bunlar hareketi bölmek için sağın icatlarıdır.
Bununla birlikte, ancak hareketlere „dışarıdan“ bağlanmakla kalmayıp bir „iç tanıklığa“ dayandırılabildiklerinde etkilerini geliştirirler. Bu da genellikle tahrif edilmiş alıntılar ya da bağlamından koparılmış alıntılar gibi yalanlarla ya da birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan olayları veya ifadeleri keyfi ve yanlış bir şekilde birbirlerine atfederek gerçekleşir.
12- Örgütleri ve partileri, tek tek aktörlerin eleştiriye değer görünüşlerine göre değil, programları temelinde değerlendirmek istiyoruz. Samimiyetle barışı savunan herkese kapımız açıktır. Ancak barış mitinglerini sağcı toplantılara dönüştürme çabasında olanlar ve böyle düşünenler evlerinde kalmalıdır.
13- „Tartışmalı“ ya da „sağa açık“ olarak lanse edilen kişileri açıklamalarının bütününe göre değerlendirmek ve doğru yansıtılmaları için mücadele etmek istiyoruz. Barış sorununa „yeni“ bir yaklaşım getiren güçlerle bilinçli bir işbirliği arayışındayız. Onların siyasi toplumsallaşmasını anlamak ve onlarla açık ve dürüst bir tartışma için eleştirel yaklaşımlar bulmak istiyoruz.
14- Tarihini bilmeyen insanlar onu tekrar etmeye mahkumdur. Biz bunu Alman tarihindeki 1914 ve 1933 gibi kilit yıllarla ilişkilendiriyoruz. Bu nedenle kendimiz de buna uygun bir tarih bilincini aydınlanma yaklaşımımızın temel bir unsuru olarak görüyoruz.
Çeviren: Semra Çelik

Die Frieden-links-Initiative:
Barış-Sol Girişimi:

Reiner Braun, Berlin, Uluslararası Barış Bürosu, Ramstein Hava Üssünü Durdurun Kampanyası.
Wolfgang Gehrcke, Berlin, Rosa Luxemburg Vakfı’nın barış ve güvenlik politikası tartışma grubu üyesi
Heike Hänsel, Tübingen, Sol Parti
Ulla Jelpke, Berlin, „Ossietzky“ dergisinin eş editörü, „Sea-Watch“ üyesi, vd…
Kristine Karch, ‚Savaşa Hayır – NATO’ya Hayır‘ uluslararası ağının eş sözcüsü, Ramstein Hava Üssünü Durdurun kampanyası
Dr. Karin Kulow, Berlin, Orta Doğu ve İslam Çalışmaları akademisyeni, çatışma araştırmacısı
Ekkehard Lentz, Bremen, Bremen Barış Forumu sözcüsü
Pascal Luig, Berlin, Doğa Bilimcileri Girişimi Barış ve Sürdürülebilirlik Sorumluluğu (NatWiss), Ramstein Hava Üssünü Durdurun Kampanyası
Dr. Alexander Neu, siyaset bilimci
Willi van Ooyen, Barış ve sosyal forum hareketi aktivisti, Federal Barış Konseyi, Paskalya Yürüyüşü Ofisi
Dr. Norman Paech, Siyaset Bilimi ve Kamu Hukuku Emeritus Profesörü, İsrailliler v Filistinliler Arasında Adalet ve Barış için İttifak (BIP)
Karl Heinz Peil, Friedens- und Zukunftswerkstatt e. V., ‚Friedensjournal’ın sorumlu editörü.
Christiane Reymann, yayıncı
Dr. Werner Ruf, siyaset bilimci ve barış araştırmacısı, Kassel Barış Forumu, Rosa Luxemburg Vakfı’nın barış ve güvenlik politikası tartışma grubu üyesi
Bernhard Trautvetter, Silahlı Kuvvetler Olmadan Okul Ağı NRW kurucu ortağı, Essen Barış Forumu sözcüsü, VVN-BdA, GEW
Dr. Winfried Wolf, Zeitung gegen den Krieg (Savaşa Karşı Gazete) Genel Yayın Yönetmeni

Close