Written by 07:00 POLITIKA

Barış silahla sağlanmaz

İnsanlık bir kez daha, 84 yıl önce 1 Eylül 1939’da Hitler Almanya’sının Polonya’ya saldırmasıyla başlayan İkinci Dünya Savaşı’nın bir benzerinin yeryüzünde yaşanmamasını dilemeye, bu temelde eylemler yapmaya hazırlanırken, dünyada büyük savaş ve çatışma çanları çalmaya devam ediyor.

24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla başlayan savaş bütün acımasızlığıyla sürüyor. Bu savaşın asıl olarak Ukrayna ile Rusya arasında değil, emperyalist ülkeler ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa ile Rusya arasındaki bir savaş olduğu biliniyor. Özellikle ABD, İngiltere ve Almanya savaşın uzun bir sürece yayılması için sürekli Ukrayna’yı silahlandırarak savaşı uzatmanın hesaplarını yapıyor. Bu nedenle de değişik ülkeler tarafından başlatılan müzakere girişimlerinin sonuç alıcı şekilde ilerlemesini engelleme girişimleri devam ediyor.

Savaş Doğru Avrupa’da devam ederken, Uzak Asya ve Afrika’da da savaş çanları çalıyor. ABD ve müttefikleri Çin’in askeri, ekonomik ve siyasi yükselişini durdurmak için Asya-Pasifik’te plan üzerine plan yapıyorlar. Tayvan üzerinden yoğunlaşan emperyalist paylaşım mücadelesinin, eğer ciddi bir mücadele ortaya çıkmaz ise, hızla sıcak bir savaşa doğru ilerlediği artık daha açık görülüyor. Çin’in dahil olduğu bir savaşın etkisinin de bölgeyle sınırlı kalmayacağı, tıpkı Ukrayna-Rusya savaşı gibi bütün dünyayı hem de daha fazla etkilemesi sözkonusu.

Yine savaş çanları dünyanın en yoksul kıtası Afrika ve ülkesi Nijer üzerinde de çalıyor. 26 Temmuz’da gerçekleşen darbenin ardından sırtını Fransa ve diğer batılı emperyalist ülkelere dayayan Nijerya öncülüğündeki ülkeler grubu her fırsatta Nijer’e askeri müdahale çağrısında bulunuyorlar. Rusya ve Çin’den destek alan Mali, Burkina Faso, Gine gibi ülkeler ise müdahale durumunda Nijer’in yanında yer alacaklarını ilan ettiler. Dünyanın en yoksul bölgesi olarak bilinen Sahel’i tehdit eden savaşın bölge hakları için yıkım olacağı açık.

Ukrayna, Tayvan ve Nijer üzerindeki savaş ve savaş planları büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu açık olarak gösteriyor. Bunu yapanlar ise bugün asıl olarak ABD’nin başını çektiği emperyalist blok. Öncesine göre askeri ve ekonomik açından daha da güçlenen Rusya ve Çin  etki alanını koruma ve genişletme mücadelesi veriyor.

SAVAŞIN ASIL KAZANAN SİLAH TEKELLERİ

Tarih savaşta asıl olarak kaybedenin halklar, emekçi sınıflar, kazananın ise tekeller, emperyalist devletler olduğunu bugüne kadar defalarca gösterdi. Bugün de bu gerçekle karşı karşıyayız. Ukrayna savaşından en kârlı çıkanların başında ABD silah tekelleri Lockheed Martin, Northrop Grumman, General Dynamics ve Raytheon Technologies geliyor. Ukrayna’ya 50 milyar dolarlık maddi yardımda bulunan ABD, halkın ödediği vergilerle bu tekellerinden satın aldığı silahları Ukrayna’ya hibe etti. Yine, ABD, 2022’de 2021’e göre NATO ülkelerine satılmasına izin verdiği silahların bedelini 15.5 milyar dolardan 28 milyar dolara çıkardı. En fazla da Rusya tehdidini enselerinde hisseden Doğu Avrupa ülkeleri silahlandı.

Alman silah tekeli Rheinmetall de tarihinin en büyük kârını Ukrayna savaşı dolayısıyla yaptı. Tekel, 2022’de savaş nedeniyle cirosunu yüzde 13 artırarak 6.4 milyar euroya, net kârını yüzde 27 arttırarak 754 milyon euroya çıkardı. Almanya dışındaki ülkelerde de üretime hız verdi. Macaristan ve İspanya’da yeni mermi üretim fabrikaları kurdu. Yine savaşın ortasında Ukrayna’nın batısında panzer üretim fabrikası kurdu. Savaş başlamadan Alman Borsası’nda (DAX) 59. büyük şirket olan Rheinmetall, geçtiğimiz mart ayında 19 basamak atlayarak 40. büyük tekel oldu.

Benzer bir durum savaştan en fazla kazananlar grubunda yer alan enerji tekelleri için de geçerli. Almanya, Rusya’dan doğalgaz ve petrol alımı kesildiği için ABD enerji tekelleri kâr rekorları kırdı. Almanya’nın ABD’den aldığı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 260 arttı. Yine ABD’nin Avrupa’ya sattığı petrol Aralık 2022’de Aralık 2021’e kıyasla yüzde 52 arttı. Savaş döneminde genel olarak AB’nin Rusya ve Çin ile toplam ticaret hacmi azalırken, ABD ile artarak devam etti.

BARIŞ SİLAHLARLA SAĞLANMAZ!

Bütün bunlardan ötürü sermaye partileri, savaş lobisi, silah ve enerji tekelleri sürekli Ukrayna’nın ağır silahlarla donatılmasın çağrısını yaparak savaşı uzatmanın hesabını yapıyor. Son haftalarda ise Almanya’nın Taurus seyir füzelerini Ukrayna’ya vermesi yoğun bir şekilde tartışmaya açıldı. Bu tartışmalara halkın nasıl tepki vereceğine bakarak sonunda bir karara varılacak. Yapılan son kamuoyu araştırmalarında halkın yarısından fazlasının Taurusların verilmesine karşı görüş belitti.

Gelişmeler dünyanın savaş-silahlanma sarmalında ilerlediğini gösteriyor. Almanya’da sermaye geçmişte yaşanan iki büyük savaşa rağmen savaşın parçası olmakta ısrar ediyor. Almanya tarihinden yola çıkılarak sürekli savaş karşıtları tarafından dile getirilen “Barış silahla sağlanmaz” ( Mit Waffen lässt sich kein Frieden schaffen!) gerçeğine rağmen, işbaşındaki hükümet Ukrayna’ya silah göndermeye devam ediyor.

Almanya’nın Ukrayna’ya daha fazla göndermesini, askeri harcamalar için ayırdığı devasa bütçeyi halkın ihtiyaçları temelinde kullanmasını sağlamak için güçlü bir barış hareketine ihtiyacın olduğu açık. Savaşı başlatan Rusya’nın Ukrayna topraklarından çekilmesini talep ederken yanına Ukrayna’ya daha fazla silah gönderilmemesi, askeri harcamaların durdurulması çağrıları eklendiğinde bunun geniş kesimler arasında bir karşılık bulacağı açıktır. Bu nedenle, bu 1 Eylül’de savaşa ve silahlanmaya karşı alanlara çıkmak, geçmişe göre çok daha büyük bir önem kazanmıştır. (YH)

 

Almanya’da halk Ukrayna’ya Taurus füzelerinin verilmesine karşı

„Deutschlandtrend „in yaptığı kamuoyu yoklamasına göre, Almanya’da halkın yarısından fazlası „Taurus“ seyir füzelerinin Ukrayna’ya teslim edilmesine karşı çıkıyor. Sadece yüzde 36’sı lehte görüş bildirirken, yüzde 12’si herhangi bir görüş belirtmedi. Yüzde 52’si ise açık olarak karşı çıktı. Ankete göre, Almanya’nın doğusundaki eyaletlerde muhalefet özellikle güçlüyken (yüzde 70), batı eyaletlerinde yüzde 47’si karşı çıkıyor, yüzde 40’ı ise destekliyor. Partilere göre ise özellikle AfD destekçilerinin silah teslimatını reddederken, Yeşiller ve FDP seçmenleri gönderilmesinden yana görüş bildirdi. (YH)

 

DİDF’ten 1 Eylül eylemlerine katılma çağrısı

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu yaptığı açıklamada, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmen emekçileri 1 Eylül’de ülke genelinde savaşa karşı etkinliklere katılmaya çağırdı. Yapılan açıklamada şöyle denildi:  “1 Eylül günü işçiler, emekçiler dünya barışı için ‘Savaşa ve faşizme asla’  demek için sokaklarda, etkinliklerde buluşuyorlar. DİDF olarak Türkiyelileri bu etkinliklerine katılmaya çağırıyoruz.

Alman hükümeti Ukrayna’da başlayan savaşı fırsata çevirmek için, ‘dönüm noktası’ diyerek orduya hemen 100 milyarlık özel fon ayırdı. Bununla yetinmeyen hükümet silahlanmayı daha da büyütmek için eylül ayında parlamentoda başlayacak olan bütçe görüşmelerinde, savunmaya ve orduya ayrılan bütçeleri artırmayı planlarken, halkı ilgilendiren bütün sosyal alanlarda kısıtlamalara gidiyor. 2024 yılında NATO’nun ‘yüzde 2’lik şartına’ ulaşılacak ve ordu özel fonundan yapılacak harcamalarla birlikte toplam, 71 milyar euro savunmaya harcanacak.

Madalyonun diğer yüzünde ise: Hastaneler kapatılıyor, 400 bin kreş yeri eksik, söz verilen 400 bin konut yapılmadığı gibi sosyal konutlar azalmaya devam ediyor, kiralar ve enerji fiyatları ödenemez hale geliyor. Enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış, milyonlarca emekçinin yaşamını daha da kötüleştirirken, başta Rheinmetall olmak üzere silah ve enerji tekelleri karlarını ikiye katlıyorlar.

İstense halkın ihtiyaçlarını karşılamak için bütçe ayrılabilir. Üstelik bunlar için yeteri kadar para ve birikim de var. Ancak Alman hükümetinin önceliği, ‘savunma’ gerekçesiyle, dünya çapındaki yeniden paylaşım kavgasında, rekabette zenginlerin-fabrikatörlerin çıkarlarını savunmaktır. İzledikleri politikalar şunu açıkça gösteriyor: Öncelikleri halkın sorunlarını çözmek değildir!

Bu gidişatı ancak işçi ve emekçiler olarak, savaşa ve silahlanmaya karşı mücadele ederek durdurabiliriz. 1 Eylül dünya barış gününde tüm emekçileri şehirlerinde barış örgütlerinin ve sendikaların düzenlediği eylemlere katılarak, savaşa karşı barışı, ırkçılığa ve milliyetçiliğe karşı halkların kardeşliğini ve emekçilerin birliğini güçlendirmeye çağırıyoruz! (YH)

 

Close