Written by 12:47 HABERLER

Berlin dilencilik turunda

Joerg KRONAUER / Junge Welt

Almanya Başbakanı Olaf Scholz övgü dolu bir konuşma yaptı. Salı akşamı Newfoundland’daki küçük bir kasaba olan Stephenville’de, Alman Ekonomi Bakanı Robert Habeck ve Kanada Çevre Bakanı Jonathan Wilkinson’ın yeni imzaladığı Alman-Kanada “hidrojen ittifakı”nın “büyük bir fırsat” olduğunu söyledi. Beş yıl süreyle geçerli olan ve yasal olarak bağlayıcı olmayan niyet beyanı, hidrojenin bir enerji kaynağı olarak kullanılması konusunda Almanya ve Kanada arasında yakın iş birliğini öngörüyor: Kanada, Rus doğal gazını hızlı bir şekilde terk etmeyi kolaylaştırmak isteyen Almanya’ya yenilenebilir enerjilerden ürettiği  “yeşil” hidrojeni satacak. Salı günü Newfoundland’da Almanya için bir “transatlantik tedarik koridoru” kurulması da konuşuldu.

Yeşil hidrojenin bir enerji taşıyıcısı olarak kullanılması, yıllardır enerji dönüşümü için gündemde olan resmi Alman planlarının bir parçasıydı. 2021 yılına kadar, büyük rüzgar enerjisi potansiyeline sahip Rusya bile olası bir tedarikçi olarak görülüyordu. O günler geride kaldı.  Ama neden Kanada? Ülke zaten dünyanın en büyük hidrojen üreticilerinden biri; hidrojeni şimdilik doğal gazdan üretiyor olsa da, mevcut hükümet geleceğin teknolojilerine sıkı sıkıya bağlı kalarak yeşil hidrojene geçmek istiyor ve en geç 2050 yılına kadar dünyanın en büyük üç üreticisinden biri olmak için milyarlarca yatırım yapıyor. Scholz’a göre Kanada geleceğin “sürdürülebilir enerji için süper gücü”, bu nedenle Almanya için tedarikçi olarak akıllı bir seçim. Aynı zamanda Kanada bir NATO üyesi;  Federal Cumhuriyet de NATO üyesi, bu nedenle yeşil hidrojeni nispeten krize dayanıklı bir şekilde alacak ve aynı zamanda kendi ittifakını finanse edecek.

“Hidrojen İttifakı”nın ilk somut projesi, Newfoundland sahilindeki Stephenville yakınlarında planlanıyor. Bölge olağanüstü rüzgarlı olarak kabul edilir. Orada 164 rüzgar türbinli bir rüzgar çiftliği inşa edilecek; diğer sistemler zaten tartışılıyor. Rüzgar enerjisi, sudan hidrojen üretmek ve daha sonra onu amonyağa dönüştürmek için kullanılacak. Nedeni: Son derece karmaşık bir işlemde taşıma için sıvılaştırma sırasında hidrojenin eksi 253 dereceye kadar soğutulması gerekir; amonyak sadece eksi 33 dereceye ihtiyaç duyar. Tabii ki, amonyak üretimi ve hepsinden önemlisi, hidrojene dönüştürülmesi çok fazla enerji tüketiyor, bu da enerji verimliliğini önemli ölçüde azaltıyor ve eleştirmenleri harekete geçiriyor. Stephenville yakınlarındaki proje konusunda halktan da protestolar var. Bölgede yaşayanlar planlar hakkında daha yeni bilgilendirildi, düşünceleri dikkate alınmadı. Bu nedenle Scholz ve Habeck ekolojik hasardan korkan düzinelerce protestocu tarafından karşılandı.

Stephenville’deki projeyi yürüten World Energy GH2 şirketi, 2024’ün ortalarında hidrojen ve amonyak üretmek istiyor ve daha sonra teorik olarak Almanya’ya ilk teslimatlara başlayabilecek. Gözlemciler programın son derece iddialı ama pek uygulanabilir olmadığını düşünüyorlar. 2025’te ikinci bir proje faaliyete geçmek zorunda; Nova Scotia eyaletindeki Point Tupper’da inşa edilecek yeşil bir hidrojen ve amonyak üretim tesisi. Sahibi Kanadalı Ever Wind Fuels şirketi, salı günü Scholz-Habeck ziyareti sırasında biri Eon, diğeri Uniper ile olmak üzere iki niyet mektubu imzaladı; her ikisi de yılda 500 bin ton yeşil amonyak için bağlayıcı satın alma anlaşmalarını içeriyor.

Federal hükümetin umudu, her şey yolunda giderse en geç 2025 yılına kadar Kanada’dan ilgili miktarlarda yeşil hidrojen almak için Point Tupper’daki Ever Wind projesine dayanıyor. Ancak Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ilgili illerde çok sayıda test ve onay prosedürünün halen beklemede olduğuna dikkat çekti; zamana ihtiyaç var.

Çeviren: Semra Çelik

Close