Written by 13:10 HABERLER

Berlin-Moskova hattında gaz gerilimi: Almanya sosyal tepkiden korkuyor

Yücel ÖZDEMİR / Köln

Rusya’nın 22 Şubat’ta Lugansk ve Doneskt cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanımasından sonra, uzun yıllardır tartışma konusu olan Almanya ile Rusya arasında doğrudan doğal gaz sağlayan Kuzey Akımı 2 (Nord Stream 2) hattının faaliyete geçmesini durduran Almanya, şimdi de faaliyette olan Kuzey Akımı 1’i durdurmayı tartışıyor. İhtiyaç duyduğu doğal gazın yüzde 55’ini Rusya’dan karşılan Almanya, yılda 55 milyar metreküp doğal gaz taşıma kapasitesine sahip Kuzey Akımı 1’i kapatması durumunda ciddi bir enerji sıkıntısıyla karşı karşıya kalacak.

Başbakan Olaf Scholz ise şu anda Kuzey Akımı 1’i kapatmayı düşünmediklerini söyledi. Avrupa Birliği (AB) ile birlikte Rus enerjisine alternatifler aradıklarını ifade eden Scholz, “Ancak çok kısa bir sürede bunun gerçekleşmesinin söz konusu değil. Bu nedenle de Rusya ile enerji tedariki alanında çalışan firmaların faaliyetlerini sürdürmesi bizim açımızdan bilinçli bir karar” dedi.

Maliye Bakanı Christian Lindner, Rusya’dan doğal gaz alımının durdurulmasının masadaki seçenekler arasında olduğunu ifade ederken, Ekonomi Bakanı Robert Habeck ise enerji alanında ambargo uygulanmasının sosyal barışı tehlikeye atacağı uyarısında bulundu.

Artan enerji fiyatlarına karşı halk arasında yükselen hoşnutsuzluk üzerine hükümet kira yardımı ve burs alanlara ek ödemede bulunma kararı almıştı. Ancak yapılan yardımlar zamları karşılamaktan çok uzak olduğu için tepkilerin yükselmeye devam etmesi bekleniyor.

AB RUS GAZINI MASAYA YATIRIYOR

Benzer şekilde AB de, Rusya’dan alınan doğal gazı azaltmak için harekete geçiyor. Zira, Rusya’nın sattığı doğal gaz karşılığında aldığı dövizle ekonomiyi ayakta tuttuğu propagandası yapılıyor. Perşembe günü Paris’te başlayacak AB olağanüstü zirvesinde Rusya’ya yeni yaptırımlar ve enerji alternatiflerini ele alacak.

Alman basınında yer alan haberlere göre AB’nin Ukrayna’da askeri ve mali yardımların yanı sıra Rus ekonomisini çökertmeye öncelik vereceği belirtiliyor. Bu temelde mevcut yaptırımlara yenilerini eklenmesi söz konusu.

Özellikle Almanya’da Hristiyan Demokratlar, Rus ekonomisinin can damarı olan doğal gaz, petrol ve kömür alımının kesilmesini talep ediyor. Bu durumda kapatılan madenlerin ve nükleer santrallerin yeniden açılabileceği gündeme getiriliyor. Daha önce radikal şekilde nükleer santrallerin kapatılmasını savunan Yeşiller Partisi üyesi Baden-Württemberg Eyaleti Başbakanı Winfried Kretschmann bu seçeneğin de tartışılmasından yana olduğunu söyledi.

RUSYA’DAN GAZ TEHDİDİ

Almanya ve AB’nin Rusya’dan doğal gaz almama yönünde yapılan tartışmaya Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksander Nowak da katıldı. Nowak yaptığı açıklamada, Almanya’nın Kuzey Akımı 2’yi durdurmasına karşılık Baltık Deniz altından Almanya’da doğrudan doğal gaz sağlayan Kuzey Akımı 1’i durdurabileceklerini söyledi. Almanya ve AB’nin Ukrayna’da askeri yardımda bulunmasına tepki gösteren Rusya’nın bu tehdidi bile doğal gaz ve petrol fiyatlarının artmasına yetti. Almanya’da doğal gaz ve petrol fiyatları rekor yaptı. Benzinin litresi 2 avroyu geçti.

YENİ BİR SOSYAL HAREKET BEKLENTİSİ YÜKSEK

Almanya ihtiyaç duyduğu doğal gazın yüzde 55’ini, AB ise yüzde 40’nı Rusya’dan karşılıyor. Bu nedenle savaşın uzun sürmesi durumunda Avrupa’da enerji fiyatlarının yükselmesi ve ona bağlı olarak yoksulluğun hızlı bir şekilde artması bekleniyor.

Bu durumun Avrupa’nın birçok ülkesinde yeni sosyal hareketlerin ortaya çıkmasına yol açabileceği tahmin ediliyor. Yeşiller Partisi üyesi Almanya Ekonomi Bakanı Habeck’in enerji fiyatlarının “sosyal barışı tehlikeye atacağı” yönündeki açıklaması bu nedenle boşuna değil.

Savaş ve silahlanmaya bütçe ayırma konusunda diğer partilerle yarışan Yeşiller, ülke içinde ise sosyal hareketi bastırma, ortaya çıkan barış hareketini NATO ve AB’ye yedeklemenin çabası içinde. Silahlanmaya ayrılan 100 milyar avroluk ek bütçe, nükleer santrallerin yeniden açılması tartışması ve artan enflasyon Almanya’da yeni kurulan SPD-Yeşiller-FDP koalisyonun işinin kolay olmadığını gösteriyor.

Özellikle, seçim öncesinde bugün alınan kararlara karşı bir söylem kullanan Yeşiller tabanında itirazlar yükselmeye başladı. Yine SPD içinden de silahlanmaya rekor düzeyde bütçe ayrılmasını eleştirenler var. Her iki partinin gençlik örgütü silahlanma planına karşı çıktı.

RUSYA’DA „REJİM DEĞİŞİKLİĞİ“ BEKLENTİSİ

Yine ambargo ve yaptırımların etkisiyle Rus ekonomisinin önemli ölçüde sarsılması da bekleniyor. Şimdiden ekonomik sorunlar nedeniyle ortaya çıkabilecek bir hareketin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i devirebileceği beklentisi yaygın bir şekilde basında ifade ediliyor. Özellikle AB ve ABD’nin yaptırımlarla Rusya’da bir “rejim değişikliği” hedeflediği de biliniyor.

Gelişmeler, Ukrayna savaşının ekonomik ve sosyal etkilerinin her ülkede sarsıcı olacağını gösteriyor. En büyük dezavantaj ise ortaya çıkması beklenen sosyal hareketleri doğru bir şekilde yönlendirebilecek ilerici güçlerin zayıflığı. Dolayısıyla savaşa neden olan egemen güçler tarafından yeniden yedeklenme olasılığı fazla.

Close