Written by 13:34 POLITIKA

Berlin’de savaşa karşı mücadele umudu büyüdü

YÜCEL ÖZDEMİR / Berlin

3 Ekim perşembe günü Berlin’de yapılan ve resmi açıklamaya göre 42 bin kişinin katıldığı savaşa karşı barış gösterisi son bir kaç yıldır Almanya’da yapılan gösterilerin en büyüklerinden biri oldu. Değişik barış örgütleri ve partilerin bir araya gelerek kurduğu eylemin çağrıcısı “Savaş bir daha asla – Silahlar sussun” (Nie wieder Krieg -Waffen nieder” inisiyatifi tarafından yapılan bu üçüncü gösteride kafa karışıklıkları biraz daha az görünüyordu. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra barış örgütleri adeta bir bölünmeye uğramış, bir bölümü Ukrayna’nın kendisini savunma hakkına sahip olduğunu belirterek her türden askeri desteğin verilmesini savunurken, bir kısmı ise Rusya’dan çok NATO ve Batı’yı eleştirmeyi tercih etmiş, Rusya ve lideri Putin’e eleştirilerin dozajını epey düşürmüştü.

Üç kol halinde Zafer Anıtı’nın olduğu alana doğru yaklaşık iki saat boyunca yürüyen savaş karşıtlarının ellerindeki döviz ve pankartlarda “Nato’ya Hayır”, “Savaşa son”, “Silahlar olmadan barışı sağlayın”, “Dayanışmacı dünya”, “Silahlanmaya son”, “Rusya’yı durdurun”, “İsrail’e silah desteğine son verilsin”, “Savaş yerine diplomasi”, “Sosyal alanlar yerine silahlanmaya ayrılan bütçe kesilsin”, “Filistin’e özgürlük”, “Ortadoğu’daki savaşa son” yazıyordu. Ayrıca, ABD’nin Almanya’ya yerleştirmek istediği uzun başlıklı füzeler de hem pankart ve dövizlerle hem de konuşmalarda önemli yer kapladı.

Fotoğraf: Eren Gültekin / Berlin

KORTEJLERDEKİ DURUM

8-10 bin kişinin katıldığı ve eylemi düzenleyen ittifakın parçası olan tek göçmen örgütü Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu’nun (DİDF) organizasyonunu üstlendiği kolda daha çok siyasi partiler ve örgütler vardı. Ukrayna savaşında mevcut hükümetin politikasına verdiği desteğin de etkisiyle güç kaybeden Sol Parti’nin (Die Linke) zayıflığı kortejde de görülüyordu. Partinin tanınmış simaları eyleme ilgi göstermedi. Parti adına mitingde konuşan Gesine Lötzsch konuşmasında daha çok savaşın çevreye verdiği zararlar üzerinde durdu ve çevre hareketiyle barış hareketinin birleşmesi çağrısında bulundu. Bununla muhtemelen savaş politikalarının yürütücüsü haline gelen Yeşiller Partisi’nin tabanına mesaj vermek istiyordu. Sol Parti’nin önümüzdeki dönemde Yeşiller’in savaş karşıtı tabanına yöneleceği anlaşılıyor.

Aynı kolda barış hareketi üzerinde kısmen siyasi etkisi halen süren Almanya Komünist Partisi (DKP) güçlü görünüyordu. Rusya ve lideri Putin’e eleştiriler konusunda halen temkinli bir tutum içinde olan DKP’nin pankart ve dövizlerinde asıl olarak ABD’nin 2026’dan itibaren Almanya’ya yerleştirmeyi planladığı uzun menzilli füzeler vardı. Genel savaş karşıtlığından ziyade somut bir hedef belirlenmiş. Keza İsrail’in Ortadoğu’daki saldırıları da aynı kortejdeki örgütler tarafından değişik düzeylerde hissedildi.

Barış hareketinin sembolü güvercinler bir kez daha fazla göze çarpıyordu. Geleneksel barış hareketinde, birkaç istisna dışında, hepsi eylemdeydi. Sendikalar ise eylemde adeta yoktu. Yerel düzeyde verilen desteklerin dışında merkezi olarak katılım yoktu.

SPD’YE ISLIK, WAGENKNECHT VE GAUWEILER’E ALKIŞ

Zafer Anıtı’nda yapılan mitingin asıl konuşmacısı elbette Sol Parti’den ayrılarak Sahra Wagenknecht İttifakı’nı kuran Sahra Wagenknecht’in kendisi idi. Ancak mitinge konuşmacı olarak davet edilen Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Parlamento milletvekili Ralf Stegner ve muhafazakar Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin aykırı siması Peter Gauweiler’in de ne diyeceği merak ediliyordu. Lötzsch’ten sonra sahneye çıkan Stegner, hükümetin Ukrayna politikasını olduğu gibi savundu, Rusya’yı mahkum etti, Nato ve Ukrayna yönetimine söz söylemeyince kitle tarafınsan güçlü bir şekilde ıslıklandı ve bir ara konuşmasını kesmek zorunda kaldı. Bu sırada moderasyon araya girerek farklı görüşlerin de dinlenmesi gerektiği uyarısında bulundu. Stegler konuşmasının sonraki bölümünde ABD’nin uzun menzilli füzelerine neden karşı olduğunu anlattı. Muhafazakar Gauweiler ise sözlerine “Hayatımda ilk kez bir barış gösterisinde konuşuyorum” diye başladı ve hükümetin Ukrayna ve Ortadoğu politikasını sert eleştirdi. Karşılığında ise güçlü bir alkış aldı.

Böylece Stegler’in ifadesiyle “Barış partisi SPD” yuhalandı, muhafazakar Gauweiler alkışlanarak sahneden gönderildi. Soldan çok muhafazakarlar seçmenleri gözeten bir siyaset izleyen Wahenknecht, SPD ve Yeşiller’in yönetimini sert bir şekilde eleştirirken tabanına sıcak mesajlar verdi. Eylemin yapıldığı gün iki Almanya’nın birleşmesinin 34. yılı olduğu için bu birleşmeye imkan sağlayan Michael Gorbaçov’a selam gönderdi, günümüzdeki savaşların ancak diplomasi ve müzakereyle son bulacağına işaret etti. Wagenknecht bu kez önceki konuşmalarından farklı olarak açık ve net olarak Putin’i de içine alacak şekilde “Savaşı başlatan her siyasetçi katildir. Bu herkes için geçerli. Bugüne kadar bir çok savaş başlatan ABD’li siyasetçiler de bunun içinde. Çifte standarta, iki yüzlülüğe yer bırakmayacak şekilde bunu söylememiz gerekiyor” dedi. Yoğun bir alkış aldı. Wagenknecht’in Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’u “Ülkenin güvenliği için tehlikeli siyasetçi” ilan etti, İsrail’in bölgedeki savaşını mahkum etti ve iki devletli çözüm çağrısında bulundu.

Toplamı açısından bakıldığında Ukrayna savaşından sonra parçalı ve dağınık hale gelen Almanya’daki barış hareketi farklı yaklaşımlara rağmen kısmen eski rotasına oturmaya başlamış görünüyor. Dünyanın hali ve Almanya’nın askeri yayılma planları barış hareketini adeta buna zorluyor. Tarihte savaş ve militarist dış politikanın bedellerini Alman halkı ağır ödedi. Bunun yarattığı bilinçle ifade edilen “Savaş bir daha asla!” sloganının halktaki karşılığının güçlü olduğu bu gösteride bir kez daha görüldü. Zafer Anıtı meydanından pankart ve dövizlerini toplayarak evlerine dönenlerin yüzlerinde bu tarihsel sorumluğu yerine getirmenin mutluluğu vardı.

Close