Written by 13:19 HABERLER

Berlin’de yılbaşı olayları: Havai fişek değil sosyal patlama

YÜCEL ÖZDEMİR / Köln

Almanya’da yılbaşı gecesi yaşanan olaylar, bir kez daha göçmen kökenlilere karşı kampanyaya dönüştü. Özellikle başkent Berlin’in Neukölln ilçesinde yılbaşı gecesi havai fişekleri söndürmek için olay yerine giden polis ve itfaiye ekiplerine göçmen gençlerin saldırdığı ifade edilerek, bu tür olayların entegrasyon sorununu bir kez daha açığa çıkardığı ileri sürülüyor. Benzer olayların çıkmaması için yılbaşı gecesi bazı bölgelerde havai fişeklerin patlatılmaması ya da yasaklanması tartışılıyor.

Berlin’de göçmenlerin ağırlıklı olarak yaşadığı semtlerden biri olan Neukölln’de çıkan olaylarda polisin verdiği bilgiye göre 150’den fazla genç gözaltına alındı. Toplam 355 olayın gerçekleştiği ifade edilirken, gençlerin attığı taş, şişe ve havai fişek nedeniyle 41 polis memurunun yaralandığı bildirildi. Yine çıkan yangını söndürmek için olay yerine giden itfaiyecilere saldırı düzenlendiği, ikisi hastaneye kaldırılmak üzere 15’inin yaralandığı basında yer aldı. Bir yolcu otobüsü olaylar sırasında ateşe verilirken, çok sayıda çöp konteyneri de yakıldı. Olaylardan sonra gözaltına alınan gençler, kimlik tespitinden sonra serbest bırakıldı. Ancak tartışmalar alevlendi. Aynı akşam Hamburg’da da çok geniş çaplı olmasa da benzer olaylar yaşandı.

Bunun üzerine yılbaşı gecesi havai fişeklerin yasaklanması çağrıları  yapılmaya başlandı. “Campact” adlı inisiyatif tarafından internet üzerinden yayılan çağrıyı 4 Ocak Çarşamba gününe kadar 170 binden fazla insan imzaladı. Berlin Belediye Başkanı Franziska Giffey, havai fişeklerin yasaklanması için ülke genelinde bir tartışmanın başlamasından yana olduğunu söyledi.

GÖZALTINA ALINANLARIN HANGİ ÜLKEDEN GELDİĞİ AÇIKLANDI

Özellikle olaylara karışanların göçmen gençler olduğu üzerinde duruluyor. Die Welt gazetesinde yer alan habere göre, Berlin emniyeti gözaltına alınanların 18 ayrı milliyetten olduğunu ifade ederken, bunların 45’nin Alman, 27’sinin Afgan, 21’inin ise Suriyeli olduğu belirtildi. “Alman” olarak belirtilenlerin de Alman vatandaşlığına geçen Türkiye ya da başka ülke kökenli olduğu söyleniyor. Gençlerin kökeninin hangi ülke olduğu üzerinde durulurken bunların aslında Berlinli olduğu gerçeği ise gözden kaçırıldı.

Olaylara karışan gençlerin göçmen kökenli olmasını öne çıkaran Hristiyan Demokratlar ve aşırı sağcılar bunun entegrasyonun başarısızlığından kaynaklandığını ileri sürerek, bu türden olaylara karşı sert önlemler alınması çağrısında bulundular. Yardıma gelen itfaiye arabalarına kamera takılmasını, güvenlik önlemlerinin arttırılmasını isteyen bu kesimler, gençlerin sert bir şekilde cezalandırılmasını talep ediyorlar. Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) Meclisi Grup Başkan Vekili Jens Spahn, gerginliğin tırmanmasından başarısız uyum politikasının sorumlu olduğunu ileri sürerek, „Burada söz konusu olan havai fişekler değil, düzensiz göç, başarısız uyum ve devlete yönelik saygının eksikliği“ dedi. Daha önce sağlık bakanlığı da yapan Spahn, olayların arkasındaki sosyal sorunlara, görmezden gelerek, değinmedi.

ŞİDDETİN NEDENİ GÖÇMENLİK DEĞİL SOSYAL SORUNLAR

Berlin’de Sol Parti ile koalisyon ortağı olan SPD ve Yeşiller yöneticileri de yaptıkları açıklamalarda polis ve itfaiye güçlerine yönelik şiddet uygulayanların sert cezalandırılması çağrısında bulundular. Mecliste grubu bulunan partilerin çıkan olayları Almanya’da yaşayan gençlerin karıştığı olaylar olarak görme yerine etnik kimliklerle tanımlaması bir taraftan gençlerin hangi nedenlerden ötürü yılbaşı gecesi öfke patlaması yaşadığını görmezden gelmek yanında göçmen gençleri günah keçisi ilan ederek ayrımcılığı körüklemeye devam etmek anlamına geliyor. Özellikle Neuköll, Kreuzberg, Wedding gibi Berlin’in önemli ilçelerinin birer “sosyal patlama” noktası olduğu biliniyor. Düşük ve güvencesiz işlerde çalışan, ayrımcılığa uğrayan gençlerin öfkelerini yılbaşı gecesi, alkolün etkisiyle dışa vurduğu anlaşılıyor. Olayların yaşandığı Neukölln ilçesinin Uyum Görevlisi Güner Balcı, Deutschlandfunk radyosuna yaptığı açıklamada, semtteki „ağır sosyal sorunlar“a dikkat çekerken bir gerçeğin altını çiziyor. Çıkan olaylarla gençlerin karşı karşıya olduğu sosyal sorunlar arasındaki bağlantıyı göremeyen ya da görmek istemeyen kesimler, bu nedenle “şiddetin göçmen erkeklerin kültürü” haline geldiğini propaganda etmeye başladılar.

Bu olay elbette Berlin’de ne ilk ne de son. Daha önce 1 Mayıs gösterileri vesilesiyle benzer gelişmeler yaşanmıştı. Keza dikkatleri göçmenlerin üzerine çekmek isteyen sağcı-milliyetçi kesimler de çıkan olayları provoke ederek büyüterek, önyargıları körüklüyorlar. 2017’ye girerken Köln’de güvenlik güçleri göçmen gençlerin kadınlara tacizde bulunduğunu ileri sürerek, yoldan geçen göçmen gençleri durdurmuş, gözaltına almıştı. Daha sonra polisin iddialarının doğru olmadığı ortaya çıkmıştı. Ancak bazı kesimler göçmen gençler üzerinden aylarca süren düşmanca bir kampanya yürütmüştü.

 

Close