Paul Otto
Bir kaç hafta önce ABD’yi olumlu ya da olumsuz sarsan bir olay gerçekleşti. Olayın aktörleri Brian Thompson ve Luigi Mangione’ydi.
Savcı, Brian’ın öldüğünü, Luigi’nin vurulduğunu duyurdu. Suç mahalli Manhattan Hilton Oteli’nin önüydü. Suçun işlenme zamanı: 4 Aralık 2024, saat 06:45 olarak belirlendi. Kanıt: “Reddet, geciktir, savun” etiketli mermi kovanları.
Nedeni neydi?
Brian 50 yaşında, boşanmış, 2 çocuklu, son derece zeki ve okul birincisiydi.
Luigi 26 yaşında, bekar, son derece zeki ve sınıfının birincisiydi. Luigi, Brian’ı neden vurmuş olabilir? Birbirlerini kişisel olarak tanımıyorlar ve aralarında bilinen başka bir bağlantı da yok. Luigi şu anda SCI Huntingdon Hapishanesinde hücre hapsinde tutuluyor. NewsNation’un televizyon kanalı, yeni gelen ünlü kişiyi haber yapmak için hapishaneye 2 muhabir gönderdi. Diğer tutuklular ise gazetecilerin sorularını televizyonlarından duyuyor ve hücrelerinden yüksek sesle bağırarak cevap veriyor. Ardından “Luigi’ye Özgürlük” sesleri duyuluyor ve yayın başlıyor.
Luigi Mangione bir kişiyi vurdu ve kahraman oldu. Milyonlarca Amerikalı Luigi’yi kutluyor. Birkaç gün içinde pazarlarda, üzerinde Luigi’nin resminin yazılı olduğu tişörtler, kazaklar, kahve kupaları, içki kadehleri ve diğer aksesuarlarla doldu.
Kazanç muhteşem.
Brian Thompson, dünyanın en büyük sağlık sigortası şirketi United Healthcare’in CEO’su görevi sırasında öldürüldü. Pek çok Amerikalı ona acımıyor çünkü onlar için o, insanlık dışı Amerikan sağlık sistemini temsil ediyor.
REDDETMEK-GECİKTİRMEK-SAVUNMAK
Mermi kutularının üzerindeki etiketler, sigorta şirketlerinin iş uygulamalarını hatırlatıyor: sigorta taleplerini reddetmek (reddetmek), geri ödemeyi geciktirmek (geciktirmek), önlemleri savunmak (savunmak). İki ay önce United Healthcare, ABD Senatosu alt komitesi tarafından, ret mektupları için otomatik olarak argüman satırları oluşturmak amacıyla yapay zeka kullanmakla suçlanmıştı. Mirror gazetesi eski bir United Healthcare çalışanından şu alıntıyı yapıyor: „Onların kanser hastalarına hayat kurtaran ameliyatları reddettiklerini gördüm. Ben de UnitedHealthcare’de çalışmış biri olarak, insanların sonunda seslerini yükseltmelerine çok sevindim.“
Brian Thompson’daki silahlı saldırının viral hale gelmesinden bu yana, sosyal medyada olumsuz sağlık sigortası deneyimlerine ilişkin on binlerce haber yayınlandı. Bunlar arasında temel ilaçlar için geri ödeme yapılmaması ve aşırı şişirilmiş faturalar yer alıyor. Katkı payları ve kesintiler genellikle onbinlerce doları buluyor. Bu durum son yıllarda özel borçların dramatik bir şekilde artmasına yol açtı. Neredeyse on iki Amerikalıdan biri tıbbi tedaviler nedeniyle borçlu durumda. 3 milyon vatandaşta bu borç 10.000 dolardan fazla. ABD’de hastalık nedeniyle oluşan borçlar kişisel iflasın ana nedenlerinden biri.
New York Times, Brian Thompson’ın vurulmasının Amerikalıların sağlık sigortası sektörüne yönelik derin öfkesini ortaya çıkardığını yazıyor. Manhattan’da kimliği belirsiz kişiler, diğer United Healthcare yönetim kurulu üyelerinin adları ve yüzlerinin yer aldığı aranıyor posterleri astı. „Aranan: Kurumsal kâr uğruna tıbbi bakımın reddedilmesi.”
Arananlar kar hırsı nedeniyle tıbbi müdahaleyi reddettikleri için aranıyorlar.
Son 10 yılda, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük beş sağlık sigortası şirketi, sağlık hizmetlerini reddederek 371 milyar dolarlık şaşırtıcı bir karı cebe indirdi. Bu dönemde United Healthcare yıllık kârını yüzde 400 oranında artırmayı başardı. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre dünyada kişi başına en yüksek sağlık harcamalarına sahip ülke olmasına rağmen Amerikalıların yaşam beklentisi Alman ve Türk vatandaşlarınınkinden daha düşük.
Der Standard gazetesi, Brian Thompson’ın Luigi Mangione tarafından öldürüldüğü iddiasını ABD’deki sınıf mücadelesinin şok edici bir simgesi olarak tanımlıyor. Bir bireyin eylemleri dikkatimizi bu toplumdaki temel bir kötülüğe çekiyor. Amacı sermayeyi artırmak olan bir dünyada yaşıyoruz. Hasta çalışma koşulları, sağlıksız yaşam koşulları, zararlı gıdalar, çevrenin ve doğanın tahribatı, kâr odaklı sağlık sistemine sürekli olarak zenginleşebilecekleri yeni hastalar sağlıyor. Tek tek suikastçılar ya da hükümetin değişmesi herhangi bir şeyi değiştirmeyecek. Yalnızca halkın dayanışması bu koşulları ortadan kaldırabilir ve daha iyi bir toplumun kapısını açabilir.
Çeviren: Semra Çelik
UnitedHealthcare CEO’su Thompson’ı öldüren Mangione hakim karşısına çıktı
ABD’nin en büyük sağlık sigortası şirketi UnitedHealthcare’in Üst Yöneticisi (CEO) Brian Thompson’ı 4 Aralık’ta New York’ta öldürdüğü gerekçesiyle 9 Aralık’ta tutuklanan Luigi Mangione idam cezasıyla yargılanabilir.
Pennsylvania’da gözaltında tutulan Mangione, iade işlemlerini kabul ettikten sonra New York’a transfer edildi ve burada federal mahkemede hakim karşısına çıktı. Mahkemeye New York Şehri Polis Departmanına (NYPD) bağlı polisler eşliğinde kelepçeli halde getirilen Mangione’ye turuncu mahkum tulumu giydirildi. Mangione, yetkililer ve silahlı korumalar tarafından çevrelenerek kameraların ve gazetecilerin önünde kendisini mahkemeye götürecek minibüse kadar yürüdü. New York Belediye Başkanı Eric Adams da helikopteri karşılayanlar arasında yer aldı.
Manhattan’da Birleşik Devletler Sulh Yargıcı Katharine Parker’ın önünde gerçekleşen 15 dakikalık duruşmada, 26 yaşındaki Mangione, kelepçeli halde ve sade bir mavi kazak ile bej pantolon giymiş olarak yer aldı. Mangione, duruşma sırasında sessizliğini korudu. Duruşma sırasında mahkeme önünde Mangione’ye destek eylemi düzenlendi. Eylemde, sağlık sisteminde reform talebi dile getirildi.
„Terör eylemi olarak cinayet işleme“ suçlaması yöneltilen Mangione, ateşli silahla cinayet, iki farklı taciz ve yasa dışı silah susturucusu kullanımı gibi suçlamalarla da karşı karşıya. Bu suçlamalar, savcıların talep etmesi durumunda Mangione’nin idam cezasıyla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.
Mangione’nin avukatı Karen Friedman Agnifilo, müvekkilinin aynı anda hem eyalet hem de federal suçlamalarla karşılaşmasının alışılmadık bir durum olduğunu belirtti. Bir sanığın iki farklı yargı alanında eş zamanlı olarak yargılanmasının nadir olduğunu vurguladı. „30 yıllık hukuk pratiğinde burada olanlara benzer bir şey görmedim“ dedi. Mangione’nin avukatları henüz bir kefalet başvurusunda bulunmayacaklarını açıkladı.
New York Polis Komiseri Jessica Tisch, Mangione aleyhindeki kanıtlar arasında olay yerinde bulunan parmak izlerinin pozitif eşleşmesinin de yer aldığını söyledi. (DIŞ HABERLER)
