Written by 09:17 TOPLUM

Cep telefonları okullarda yasaklanmalı mı?

Özgün Önal

Hollanda’da yeni eğitim-öğretim yılının başlangıcından bu yana okullarda cep telefonu yasağı uygulanıyor. Eğitim Bakanlığı, cep telefonlarının öğrencilerin dikkatini dağıttığını, konsantre olma becerilerini olumsuz yönde etkileyebileceğini savunuyor. Lahey’deki bakanlığa göre bunun öğrenme başarısı üzerinde olumsuz etkisi var. İstisnalar yalnızca cep telefonunun sınıfta özel olarak kullanılması durumunda yapılacak.
Alman okullarında öğrencilerin özellikle teneffüslerde yoğun bir şekilde cep telefonlarıyla meşgul oldukları da sıklıkla görülüyor. Ancak Almanya’da eğitim konusu bir eyalet meselesi olduğundan, dijital medyanın günlük okul yaşamına entegre edilmesi konusunda tek tip bir yaklaşım mevcut değil. Ülke genelinde okullarda medyanın yetkin kullanımını teşvik edecek kapsamlı bir strateji eksikliği bulunmakta.
Augsburg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Klaus Zierer ve Tobias Böttger tarafından yürütülen bir anket çalışması Education Sciences dergisinde yayınlandı, Araştırma okullarda akıllı telefon yasaklarının etkilerini inceliyor. Beş uluslararası çalışmanın analizi, akıllı telefon yasaklarının öğrencilerin sosyal refahı üzerinde ve daha az ölçüde de olsa öğrenme performansları üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermekte. Akıllı telefonlar öğrenme süreçlerini bozabiliyor ve öğrenciler arasındaki sosyal ilişki iklimini kötüleştirebiliyor.
Ancak araştırmacılar yasağın tek başına yeterli olmadığını vurguluyor. Yasağın, öğrencilerin medya okuryazarlığını teşvik eden eğitim önlemleriyle birleştirilmesinin daha isabetli olduğu görüşündeler. Araştirmacılara göre, öğrencilerin teknolojiyi sorumlu bir şekilde kullanmayı öğrenmesinin teşvik edilmesi önemli. Yasaklama ve eğitim tedbirlerinin birleşimi, olumlu etkileri artırabilir ve öğrencilerin giderek daha fazla kişisel sorumluluk almalarına yardımcı olabilir.
Eğitim ve Bilim Sendikası /GEW) Başkanı Maike Finnern ise, eğitim, aktif medya eğitimi ve gençlerin güçlendirilmesinin kontrol, yasak veya genel kınamalardan daha mantıklı yaklaşımlar olduğunu vurguluyor. Yukarıdan dayatılan cep telefonu yasağının, şiddet ve zorbalık gibi sorunları çözemeyeceğine dikkat çeken Finnern, “Çünkü bunlar toplumsal niteliktedir. Bunun yerine, bu zorlukları etkili bir şekilde ele almak için öğretmenlerin eğitimi, medya eğitimi kavramlarına, medya kullanımı ve etkilerine ilişkin düzenli çalışmalara ve ebeveynlere yönelik tavsiye ve eğitim tekliflerine daha fazla yatırım yapılması gerekir” diyor.

Eğitim ve Öğretim Derneği’nin (VBE) başkanı Gerhard Brand de okullardaki genel cep telefonu yasaklarını reddediyor. Genel yasaklar yerine, öğrencileri dijital içeriğin nasıl kullanılacağı konusunda eğitmek için daha fazla medya okuryazarlığı eğitimi verilmesi çağrısında bulunuyor. Okulların yüzde 10’unda dijital cihazlara erişim eksikliğini eleştiriyor ve dijitalleşme için daha fazla mali desteğe ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Ona göre, cep telefonu yasağına ancak demokratik bir okul süreciyle ilgili herkesin katılımıyla karar verilmeli ve bakanlıklar tarafından tepeden dikte edilmemelidir.
Son olarak, okullarda akıllı telefon yasağına ilişkin tartışmanın karmaşık olduğu ve farklı bakış açılarının dikkate alınması gerektiği görülmekte. Yasağın öğrencilerin refahı ve konsantrasyonu üzerinde potansiyel olarak olumlu etkileri olsa da, günlük okul yaşamında uzun vadeli ve sürdürülebilir iyileştirmeler elde etmek için yasağın kapsamlı pedagojik kavramlarla ve hedeflenen medya okuryazarlığı desteğiyle tamamlanması önemli görünüyor. (YH)

Close