Written by 14:37 HABERLER

Çeviri/ Solingen saldırısı sonrası tabusuz tartışma: “Hoş geldin kültürü bitti”

Friedrich Merz, göçü sınırlamak için Anayasayı bile değiştirmek istiyor. Sahra Wagenknecht de “göç politikasında bir dönüm noktası” çağrısında bulunuyor.

Pauline Jäckels / Neues Deutschland

CDU lideri Friedrich Merz ve BSW başkanı Sahra Wagenknecht hemfikir görünüyor. Her ikisi de Solingen’deki İslamcı bıçaklı saldırıyı, Federal Şansölye Olaf Scholz’a göç politikasını sertleştirme çağrısında bulunmak için bir fırsat olarak kullandılar.

Wagenknecht uzaktan, Merz Başbakanlık’ta Scholz’la doğrudan görüşüyor. Ancak CDU başkanı bunun ne anlama geldiğini birlikte değil tek başına açıkladı.

Merz pazar günü açık bir mektupta Şansölye’ye doğrudan hitap etmişti: „Sayın Şansölye, bu hafta birbirimizi göreceğiz“ diye yazdı ve ekledi: „Ülkemizde geçen Cuma meydana gelen terör saldırılarının sürekli olarak önlenmesini amaçlayan kararları hızlı ve daha fazla gecikme olmadan almak için sizi bizimle birlikte çalışmaya çağırıyorum.“

Merz, özellikle Suriye ve Afganistan’dan gelen kişilerin kabulüne son verilmesi çağrısında bulundu. Ancak federal hükümet pazartesi günü, Suriye ve Afganistan’dan gelen mültecilerin kabulüne yönelik genel yasak çağrılarının anayasaya aykırı olduğunu düşündüğünü açıkça belirtti. Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit şunları söyledi: „Bu, Anayasayı ve muhtemelen AB insan hakları düzenlemelerini de ihlal eder.“

Ancak Merz, salı günü federal basın toplantısında „göç sorununu çözmek için“ Anayasayı değiştirmeye de hazır olacağını açıkladı. Bir soruya yanıt olarak „Tabu yok, tüm kuralları konuşabiliriz“ dedi.

Merz, Almanya’ya göçü „sınırlamak“ için Federal Meclis’te gelecek hafta partiler arası yasal değişiklikleri gündeme getirmek istiyor. FDP ve Yeşiller olmasa bile Birlik ve SPD’den gelen çoğunluğun bunun için yeterli olacağına işaret ederek, „koalisyonun iyi niyetli kesimleriyle“ ortak bir yaklaşıma güvendiğini söyledi.

CDU lideri özellikle ikamet yasası ve Sığınmacılara Yardım Yasası’nın yanı sıra polis yasası gibi diğer düzenlemelerde de değişiklik yapılması çağrısında bulundu. Ayrıca hem kendisi hem de Scholz, „Mevcut hukuk alanında neleri değiştirebileceğimiz“ hakkında acilen konuşması gereken bir kişiyi belirlemelidirler. Merz, bu görev için Birlik grubunun parlamento sekreteri Thorsten Frei’yi (CDU) atayacağını söyledi.

Merz’e göre Scholz ortak görüşmede mümkün olsaydı „tüm yasadışı göçü sıfıra indireceğini“ söyledi.

CDU lideri, „Partim bu duruma düştüğümüz için masum değil“ dedi. Angela Merkel’in 2015 yılında diğer Avrupa ülkelerinden gelen Suriyeli mültecilerin Almanya’ya gelebilmesi için Dublin prosedürünü askıya alma kararına atıfta bulunuyordu. Merz, „Göçü sınırlamalı ve Dublin prosedürünü uygulamalıyız“ dedi. Almanya’nın dış sınırlarında sığınma başvurusunda bulunan herkesin reddedilmesi gerekiyor. Onun bakış açısına göre bu yasal olarak mümkündür. Ancak AB hukukunda sorun varsa ya değiştirilmeli ya da AB anlaşmaları anlamında “ulusal acil durum” ilan edilmelidir.

BSW kurucusu Sahra Wagenknecht de Şansölye’yi selefi Angela Merkel’in (CDU) mülteci politikasından açıkça vazgeçmeye çağırdı. »Şansölye dünyaya dur sinyalini göndermeli: Hoş geldin kültürü sona erdi. Bunu yapamayız. BSW Başkanı Wagenknecht, Solingen’deki saldırının ardından „mülteci politikasında bir dönüm noktası“ çağrısında bulunarak altı maddelik bir katalog sundu. Katalogda Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in (SPD) istifa etmesi gerektiği belirtiliyor. BSW şefi ayrıca, kısa bir geçiş döneminin ardından reddedilen sığınmacılardan tüm yardımların geri alınması çağrısını yineliyor. Ancak Federal Anayasa Mahkemesi çeşitli kararlarında sığınmacılara yönelik yardımlarda yapılacak kesintilere katı sınırlamalar getirdi. Eski sol politikacı aynı zamanda emredilen sınır dışı etme kararlarının uygulanması, oturma izninin iptal edilmesi ve “ev izninden” sonra koruma arayanlar için iltica sürecinin durdurulması yönünde çağrıda bulunuyor.

İnsan hakları örgütü Pro Asyl Pazartesi günü, siyasi merkezin „aşırı sağcılar ve etnik gruplarla aşırı rekabete“ girmemesi gerektiği konusunda uyardı. Sözcü Tareq Alaows, bunun yerine, artık siyasetin ülkemizde her türden aşırıcılığa karşı yıllardır çalışan yapıları desteklemesi ve „Demokrasiyi Teşvik Yasası’nı uygulamaya koyması gerektiğini“ söyledi. Trafik lambası koalisyonu ve CDU/CSU’nun insanları Afganistan ve Suriye’ye sınır dışı etme talepleriyle ilgili olarak da “Uluslararası hukuk, bu menşe ülkelere herhangi bir sınır dışı işlemini açıkça yasaklıyor. Her iki ülkede de işkence ve insanlık dışı cezalandırma riski var.” dedi.

Çeviren: Semra Çelik

Close