Written by 09:28 HABERLER

Gözler Doğu Almanya seçimlerinde

1 Eylül’de Saksonya ve Thüringen, 22 Eylül’de ise Brandenburg eyaletlerinde yapılacak seçimler, önümüzdeki yıl düzenlenecek genel seçimlerin en büyük provası olma özelliği taşıyor. Hükümet partileri SPD, Yeşiller ve FDP’nin varlık gösteremediği Saksonya ve Thüringen’de Almanya için Alternatif (AfD) partisinin birinci olma olasılığı bulunuyor. Bu durumda, özellikle Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin nasıl bir tutum takınacağı merakla bekleniyor. Anketlerde bölgede öne çıkacak bir diğer partinin Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) olacağı öngörülüyor.

THÜRINGEN’DE CDU HANGİ PARTİYLE ORTAKLIK KURACAK?

Sol Parti, SPD ve Yeşiller koalisyonunun olduğu Thüringen’de anketlere göre AfD’nin oyu yüzde 30’un üzerinde görünüyor. CDU’nun oy oranı ise yüzde 23 civarında. Bu nedenle, yeni dönemde bu iki partiden birinin hükümeti kurması bekleniyor. Kilit konumda ise oyu yüzde 17-20 arasında görünen BSW bulunuyor. CDU, daha önce eyalette dolaylı olarak birçok kez AfD ile birlikte hareket etmişti. Ancak, doğrudan ve açık bir koalisyon kurmamıştı. Bu nedenle, 88 milletvekilinin seçileceği parlamentoda, CDU-BSW koalisyonunun kurulması en güçlü seçenek olarak görünüyor. Her iki partinin oylarının yetmemesi durumunda, SPD ya da Sol Parti’nin katılımıyla bir ortaklık kurulması da olasılıklar arasında.
2019’daki seçimlerde yüzde 31 oy alan Sol Parti’nin oyu ise yüzde 14-15 civarına kadar düşmüş durumda. SPD yüzde 5 barajının biraz üzerinde görünürken, Yeşiller ve FDP’nin barajın altında kalacağına kesin gözüyle bakılıyor. Thüringen’de her hâlükârda ezberleri bozacak bir sonucun çıkması bekleniyor. CDU’nun AfD ile bir ortaklık kurması durumunda, aşırı sağcı partiye diğer eyaletlerde de koalisyon ortaklığı kapısı aralanabilir. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce, faşist NSDAP ilk kez bu eyalette koalisyon ortağı olmuştu. Anketlerde en dikkat çekici olan ise, eyalette her iki kişiden birinin Ukrayna savaşına karşı çıkan BSW veya AfD’ye oy vermesi.

Saksonya eyaleti haritası

SAKSONYA’DA DA BENZER TABLO

Anketlerde Saksonya’da da Thüringen’dekine benzer bir sonucun sandıktan çıkması bekleniyor. Anketlere göre, CDU ve AfD’nin oylarının yüzde 30 civarında olduğu görülüyor. Hangi partinin birinci olacağı ancak seçim gecesi belli olacak. Üçüncü sırada ise yüzde 13-15 oyla BSW’nin olması bekleniyor. Beş yıl önce yüzde 10’un üzerinde oy alan Sol Parti barajın altında kalabilir. SPD ve Yeşiller’in de sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 5 oy alması bekleniyor. Bu durumda, 120 sandalyeli mecliste yine CDU öncülüğünde bir koalisyonun kurulması bekleniyor. Zira anketlerin çoğunda CDU birinci parti olarak görülüyor. Bu eyalette de CDU’nun BSW ile koalisyon ortaklığı kurması bekleniyor.
Her iki parti, AfD’ye karşı birlikte çalışabileceklerinin mesajlarını verdi. Ancak, hangi zeminde ve nasıl bir uzlaşma sağlayacakları belirsiz. BSW lideri Sahra Wagenknecht, koalisyon görüşmelerine bizzat katılacağını ifade ederek çıtayı yükseltti. Ancak, CDU’nun da ciddi tavizler vermesi beklenmiyor.

BRANDENBURG’DA ÜÇLÜ İHTİMAL

22 Eylül’de parlamento seçimlerinin yapılacağı Brandenburg’da da benzer bir tablo söz konusu. Anketlere göre, birincilik için SPD ile AfD yarışıyor. Ancak, AfD’nin yüzde 23-24 ile birinci parti olarak sandıktan çıkma olasılığı yüksek. SPD’nin oyu yüzde 20-23, CDU’nun yüzde 19, BSW’nin yüzde 17 görünüyor. Yeşiller ve Sol Parti ise yüzde 5 barajı sınırında. Bu iki partinin barajı geçmesi durumunda, 88 sandalyeli mecliste AfD’nin hükümet ortağı olmadığı koşullarda SPD öncülüğünde üçlü bir hükümet güçlü bir olasılık olarak görülüyor. BSW’nin dâhil olduğu bir koalisyon da bu eyalette güçlü bir seçenek gibi görünüyor.

GENEL ATMOSFER VE AŞIRI SAĞA KARŞI ARAYIŞLAR

Seçimler öncesindeki genel hava, AfD’nin hiçbir eyalette koalisyon ortağı yapılmaması yönünde esiyor. Bu yılın başında milyonlarca insanın AfD’ye karşı sokağa çıkması, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına geçit verilmemesi de bunu güçlendiriyor. Bu nedenle, AfD ile ortaklık kurmaya en istekli parti olan CDU da temkinli davranmayı tercih ediyor. Daha önce Rusya yanlısı ilan edilen Sahra Wagenknecht ile ortaklığa daha sıcak bakılıyor.
Bu aynı zamanda, içinden geçtiğimiz süreçte Alman sermayesinin de istediği bir durum. AfD’nin yükselişinin, koalisyon ortağı olmasının ekonomi üzerinde olumsuz etkilere yol açacağı ifade ediliyor. Seçimler öncesinde aralarında Miele ve Dr. Oetker’in de bulunduğu 40 ayrı aile işletmesinin “Made in Germany – Made by Vielfalt” adı altında başlattığı kampanyada AfD tehlikesine dikkat çekildi ve halktan bu partiye oy vermemesi istendi. AfD’ye geçit vermeme adına yapılan açıklamalar ve başlatılan kampanyaların çok etkili olmadığını ise anketler gösteriyor. Zira AfD’ye oy verenlerin kaygı ve endişeleri hâlâ giderilebilmiş değil. AfD’den oy almak için “sol-ulusalcı” bir çizgide kampanya sürdüren BSW’nin de başarılı olmadığı anlaşılıyor. Zira aldığı oyun önemli bir kesimi Sol Parti’nin oyu. AfD’nin engellenmesi adına, BSW’nin CDU ve SPD ile ortaklık kurması durumunda, gelecekte bu partinin de tıpkı Sol Parti gibi eriyebileceği potansiyelini içinde taşıdığı görülüyor. Bugün BSW’yi AfD’ye karşı alternatif olarak gören kitleler de beklentilerine cevap bulamadıkları takdirde yüzlerini AfD’ye dönebilirler ve böylece AfD’nin tek başına hükümet kuracak güce ulaşması dahi gelecek seçimlerde söz konusu olabilir.
Geçmişte bir “protesto partisi” olma özelliği taşıyan Sol Parti, bu özelliğinden uzaklaştıkça güç kaybetti. BSW de bugün esas olarak “protesto” nedeniyle oy topluyor. AfD ile etkili mücadelenin yolu, bu partiye oy veren geniş işçi ve emekçi kesimlerin ekonomik ve politik açıdan gelecek kaygı ve endişelerini gidermekten geçiyor. Bu yapılmadığı sürece, birbirine benzemeyen partilerin bir araya getirilerek kurduğu koalisyonlar da sorunu çözemeyecektir. Dolayısıyla hangi partilerin bir araya geleceğinden çok, AfD’ye oy veren emekçilerin hangi politikalarla geri kazanılacağı çok daha önemlidir. (YH)

Close