Written by 16:30 ÇALIŞMA YAŞAMI

„Daha işin başındayız!“

Sidar Carman

Hayır, herşey önceden görülmüyor ve planlanamıyor. Kimbilir kaç defa gelişmeler karşısında şaşırarak; „ama böyle planlamamıştım.“ dedik. Kağıt üzerinde planladığımız şeylerin gerçeklikle uyuşmaması durumunda hayal kırıklığına uğramıyor muyuz? Böylesi anlarda herşeyin bize bağlı olmadığını, hayatımızla ilgili planlamadığımız, dikkate almadığımız şeylerin bir anda oluverdiğini fark ederiz.İşyeri mücadeleleri ve işçilerin örgütlenmesi bağlamında bu kendini, yıllarca tahammül edilen adaletsiz çalışma koşullarının, bir anda bardağı taşırabileceği ve harekete geçilebileceğinde gösteriyor. İşte böyle bir durum Stuttgart yakınlarındaki büyük bir boya ticaret firmasının depolarında gerçekleşti. ‚Bu şekilde devam edemez!“ dediler ve otomobillerine bindiler. Hedefleri sendikalarıydı.

Beş genç BR kurmak istiyor

Büroda beş genç depo işçisiyle oturuyorum. Yaşları 23-26 arası, dördü Türkiye kökenli, beşincisinin adı ise Christian. Gülüşüyoruz. Çalışma koşullarını anlatıyorlar. Depolardan her gün Baden Württenberg ve Bavyera’daki 30 şubeye binlerce ürün gönderiliyor. Büyük firmalar yani büyük müşterilerden de siparişler geliyor. Daimler’in de firmanın müşterisi olup olmadığını soruyorum, gülüyorlar: „Hayır, biz onun için oldukça küçüğüz. Daimler, boya ve cilasını direkt üreticiden alıyor.“ cevabını veriyorlar. Ben de onlarla birlikte ve soruma gülüyorum. Grubun başı Tamer, Sedat 26 yaşıyla en yaşlıları ve ustabaşı. Christian en uzunları ve Sedat’ın yardımcısı. Turan ise en sakin olanları. Onunla senli benli konuşma çabalarım bana sürekli siz demesi sonucu başarısız oluyor. Ama en azından bir keresinde siz’i sen olarak değiştirip onu güldürmeyi başarabiliyorum. Ben basit bir işçiyim diyor Engin. Engin, Tamer’in en küçük kardeşi. Tamer, „Yeter artık, işyeri işçi temsilciliği (BR) kurmak istiyoruz.“ diyor.“ Kardeşimi gruba alma nedenim benim güçsüz yanım olmasından. Güçlü olmak ve onu koruyabilmek için ona ihtiyacım var.“ Konuşmaya devam ediyor; „Bizim orada olan biten normal değil. Geçen hafta insanlar sabah 9.00’dan akşam 20.00’ye kadar depodaydı. Çalışıyoruz ama saygı görmüyoruz. Şef, ne isterse onu yapıyor. Yıllardan beri depoda çalışan bir işçi, birkaç hafta önce işe başlayan birinden daha az kazanıyor. Halbuki aynı işi yapıyorlar. Bu normal mi? Yani biz beşimiz BR kurmakta kararlıyız. İşçiler de buna hazır. Daha fazla beklemeyemeyiz, beklemek istemiyoruz.“

Anı yakalamak

İşte yazının başında söz ettiğim an geldi. BR kurulmasını kararlaştırıyoruz ve gelecek hafta buluşmayı planlıyoruz. Ancak planladığımız gibi olmuyor. İşveren tepki gösterip grubun başı Tamer’i sokağa atıyor. Kararlı inisiyatif sahipleriyle işyerinde gizli çalışarak yeni sendika üyeleri kazanmak, işletmedeki işçileri harekete geçirmek için zaman kalmıyor. Ya da ikinci seçenek; „Kusura bakmayın gençler, bir plan oluşturmuştuk ve henüz birinci maddedeyiz. BR kurulması ise 10. madde. Sırayla gideceğiz.“ demek olurdu. Sendikayla birlikte BR kurulma süreci resmen başlatıldı. Bize, işçileri hazırlamak için bir haftadan fazla bir zaman kalıyor. Tamer’in işten atılması genç işçileri kaynaştırdı. „Christian; „Yeter artık, birlikte hareket edeceğiz!“ deyip duruyor. Grup birlik halinde ilerliyor, başı Sedat çekiyor. Gençlere önderlik ediyor, cesaretlendiriyor, işçilerle telefonlaşıyor, onları ne yapmak istedikleri konusunda bilgilendiriyor ve BR kurulmasına destek örgütlüyor.Sendikayla telefonlaşarak, BR kurma sürecinde olabilecekleri öğrenmeye ve iş arkadaşlarını bilgilendirmeye çalışıyorlar. Toplantı günü öncesi Tamer telefon ederek, işten atıldım ama toplantıya katılmam gerekiyor. Depoda çalışan arkadaşlar beni görmeli. Korkacak bir durum olmadığını anlamalılar.“ diyor.Depoda durumErtesi gün ne demek istediğini anlıyorum. Hep birlikte, çoğunluğunu Türkiye kökenlilerin oluşturduğu 70-80 işçinin çalıştığı 12.000 metrekarelik modern bir depoya giriyoruz. Genç işçilerin anlattıklarını kendi gördüklerimle ilişkilendirmeye çalışıyorum. Depo işverenin aşil topuğu gibi. Her gece onlarca kamyon buradan bölgeye mal taşıyor.

Gerçek bir arkadaşlık

Gün boyu kesintisiz yapılan müşteri siparişleri, depo çalışanlarının genellikle planlanandan daha uzun süre çalışması anlamına geliyor. Günde 10 saatten fazla çalışılması ender bir durum değil. Neyse ki büyük iş kazaları olmadı. Ücretler ise düşük ve keyfi olarak belirleniyor. Dıştan fark edilmese de aylardır burada depo işçilerinin öfkesi arttı. Depodayız. Tamer’in heyecanlandığını fark ediyorum. Heyecanının nedeni işverenin onun toplantıya katılmasını engelleyememesi değil meslektaşlarıyla birarada olması. Depoda arkadaşlarını selamlarken gözleri parlıyor. Onu selamlayan depo işçilerinin gözünde de aynısı. selamlarken gözleri parıldıyor. Onun ardından gidiyorum, işçilerle selamlaşıyorum . Aralarındaki ilişkinin sadece meslektaş olmakla sınırlı olmadığını fark ediyorum. Daha başka bir şey! Depoda aylarca, yıllarca birlikte çalışmaktan -malları seçmek, kamyonları yüklemek, kısa vadeli siparişlerde yardımcı olmak, fazla mesai yaparak günlük hedefe ulaşmaktan doğan dürüst sevecenlik bu. Bu bağ toplantıda da kendini göstermeli.

İlk aşama başarılı

BR seçiminin ilk aşaması başarıyla sonuçlandı. Başta beş genç olmak üzere tüm depo işçileri derin nefes alıyor. Sedat, rahatlamış ve birliktelikten gurur duyar şekilde gençlerimize güvenebiliriz diyor. Ya Tamer? Sendika işten atılmasına karşı dava açtı. Arabaya binmeden önce beni çağırıyor: „Benim işim burada bitti, çocuklar artık sizlere, sendikaya ait.“

Close