Written by 18:00 HABERLER

DGB’de ‘başkanlık krizi’

Sendikaların çatı örgütü DGB, 22. Kongresini toplamaya hazırlanıyor. Emekliliği gelen DGB Başkanı Reiner Hoffmann’ın yerine henüz yeni bir aday bulunamadı. Önerilen adaya Ver.di itiraz ederken aday olması önerilenlerin bir bölümü de teklifi reddettiler. Şubat ayında adayın belirlenmiş olması hedefleniyor. Yaşanan ‘başkanlık krizi’ DGB’nin ve üye sendikalarının durumunu da yansıtıyor.

UMUT YAŞAR

Alman Sendikalar Birliği DGB, önümüzdeki mayıs ayında 22. Genel Kongresini toplayacak. DGB’nin geleneksel olarak dört yılda bir “Emeğin Parlamentosu” (“Parlament der Arbeit”) adıyla toplanan kongresinde geçmiş dönemin değerlendirilmesi, üye sendikaların sunduğu önergeler tartışılıp karara bağlanacak ve yine yürütme kurulu ve revizyon komisyonu seçimler yapılacak.

DGB İÇİNDE BÖLÜNME UZUN SÜREDİR VAR

Bu yıl “Geleceği biz şekillendiriyoruz” (“Zukunft gestalten wir”) sloganı altında toplanacak olan kongrenin nasıl geçeceği genel seçimlere kadar belli değildi. Sendikalar içinde büyük koalisyon (CDU/CSU/SPD) ile ilgili değerlendirmeler de özellikle Ver.di ve GEW sendikaları daha fazla eleştiri dile getirirlerken IG Metall, IG BCE, IG BAU ve EVG daha ılımlı bir çizgi izliyorlar, koalisyonun sürdürülmesinden yana tutum alıyorlardı.

Bu tartışmalar 2018’de düzenlenen 21. Genel Kongreye de yansımıştı. Grev hakkını sınırlayan “TİS Birliği Yasası” (“Tarifeinheitsgesetzt”) tartışmalarda bir tarafta IG Metall, IG BCE, EVG diğer tarafta ise Ver.di, GEW ve NGG sendikalarını karşı karşıya getirmişti.

Daha önce de IG Metall, IG BCE, IG BAU ve EVG sendikalarının, ‘sanayi sendikaları’ olarak toplanmaları ve DGB’den bağımsız “endüstri politikası” yapmak için adım atmaları da ne çatı örgütünün güçlenmesine ne de sendikalar arası ortak çalışmaya yaramıştı.

Bunun yanı sıra özellikle IG Metall ve Ver.di, IG BCE ve Ver.di arasında örgütlenmeyle ilgili çok sayıda “dava” devam ediyor. İşkollarının değişmesi, şirketlerin birleşmeleri ve yutulmalarıyla birlikte sendikaların örgütlenme alanları da iç içe geçiyor. Bu durumu işçiler açısından olumlu bir pozisyona çevirme yerine sendikal rekabete giren sendikalar birçok işletmede uzun süre çalışamaz hale geldiler.

Bütün bunlar DGB’nin çatı örgütü olarak işlemediği, özellikle DGB içinde “üç büyükler” olarak anılan IG Metall, Ver.di ve IG BCE tarafından sabote edildiğini gösteriyor.

DGB Başkanı Reiner Hoffmann’ın 21. Genel Kongrede büyük koalisyona övgüler dizmesi delegelerin bir bölümü tarafından hiç hoş karşılanmamıştı. İlk kez aday olduğunda, 2014 yılında yüzde 93,1 ile başkan seçilen Hoffmann, 2018’de 76,3 oranında oy almıştı.

HESAPLAR TUTMADI…

DGB başkanının kim olacağı konusunda sürekli sıkıntı yaşandığı için çatı örgütündeki ilk üç büyük sendika yıllar önce kendi aralarında görev dağılımı yapmışlar. Sendikalar arası birleşmeler sonucu isimleri değişse de üç büyük sendikadan birinin dört yılda bir başkan adayını önerme hakkına sahip olduğu ilkesi geçerli. Öneri hakkına sahip olan sendikanın kendi sendikasından birini buraya önermesi de ‘normal’ karşılanıyor.

Bu yıl öneri yapma hakkı IG Metall Genel Başkanı Jörg Hofmann’a geçmişti.

Belirtmekte fayda var; Özellikle üç büyük sendikanın günlük politikalarda DGB’yi fazla ciddiye almaması nedeniyle DGB başkanlık ve yürütme kurulu aslında sendika merkezlerinde istenmeyenlerin de böyle bir “şanlı göreve” terfi ettirilip saf dışı bırakmanın da bir aracı olarak değerlendirildiği biliniyor.

DGB Başkanlar Kurulu ve DGB Yürütmesi ortak toplantısında, IG Metall’den J. Hofmann’ın önerisi üzerine bu kez başkanın “sanayi politikasına yabancı olmayan bir kadın sendikacı” olması konusunda fikir birliği sağlanmış ve öneri hakkı sahibi, aday önerisi yapmakla görevlendirilmişti.

Emeklilik yaşının doldurmuş olan J. Hofmann, IG Metall’in ikinci başkanı olarak görev yapan ve aslında genel başkan olması gereken Christiane Benner’i DGB başkanı olması için ikna etmek istiyordu. 54 yaşındaki Benner, DGB başkanı olmayı kabul ederse IG Metall genel başkanlığı için Baden Württemberg Bölge Başkanı Roman Zitzelsberger’in önü açılmış olacaktı.

Hofmann bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyordu: Hem DGB tarihinde ilk kez bir kadın sendikacının başkan olmasını sağlayan sendikacı olarak kendisi de tarihe geçecekti hem de IG Metall’i sermaye yanlısı sendikacılık konusunda daha yetkin gördüğü dostu Zitzelsberger’e teslim etmiş olacaktı.

Fakat Benner bu nazik teklifi kabul etmedi ve IG Metall’in başkanı olmaya niyetli olduğunu söyledi. Tabi bu durum Hofmann’ı bir hayli zor durumda bırakıyor: DGB başkanlığı için “sanayi politikasından anlayan bir kadın” bulamadığı gibi IG Metall içinde başkanlık için yıllar sonra yine iki kişinin karşı karşıya gelme durumu yaşanabilecek. Özellikle personel politikası konusunda IG Metall içinde de “beceriksiz” olarak ünlenen J. Hofmann, kadın sendikacı bulamayınca başkanlık teklifini IG BAU Genel Başkanı Robert Feiger’e iletti. Feiger de teklifi reddetti.

VER.Dİ Mİ? KARMAŞIK, KAOTİK BİR SENDİKA. WERNEKE İSE …”

J. Hofmann, son umudu olarak IG BCE Başkanı Michael Vassiliadis ile görüştü. “DGB’nin biraz derlenip, toparlanarak daha iyi örgüte dönüştürülmesi” gerektiğini değişik vesilelerle dile getiren Vassiliadis, hemen öneriyi kabul etti.

Aralık başında yapılan DGB Başkanlar Kurulu toplantısında aday aramayla ilgili yoğun çabalarını anlatan ve ne yazık ki “sanayi politikasına yabancı olmayan bir kadın sendikacı” bulamadığını dile getiren J. Hofmann, Vassiliadis’i önerdiğini söyledi. 6 milyona yakın üyesi olan çatı örgütünde “sanayi politikasına yabancı olmayan bir kadın sendikacı” bulunamaması konusunda diğer başkanların ne dediği dışarı sızmadı ama Vassiliadis’in adaylığı konusunda başkanların memnun olmadıkları bilgisi sızdı. Sendika başkanlarının bazıları “alınan ilk karar doğrultusunda bir aday iyi olurdu” diye görüş bildirirken, Ver.di Genel Başkanı Frank Werneke, söylenenlere katıldığını ve Vassiliadis’in aday olması durumunda Ver.di delegelerinin oyları hakkında bir güvence veremeyeceğini söyledi. Yani kibarca, “Ver.di’den sana oy yok” dedi.

Ver.di delegelerinin bir bölümünün Vassiliadis’in politik yaklaşımı nedeniyle başkanlık seçiminde oy vermeyecekleri doğru. Ancak asıl neden Vassiliadis’in Ver.di ve Werneke hakkındaki görüşleri. Rivayete göre iki yıl önce, Werneke’nin Ver.di genel başkanı olarak seçilmesinden sonra Vassiliadis’in bir gazeteciyle sohbetinde, “Ver.di bana göre binden fazla mesleğin olduğu karmaşık aynı zamanda kaotik bir sendika. Werneke bu renkli alayı yönetemez” demiş.

Aynı rivayete göre hiçbir gazetede yayınlanmamış olan bu sözler olduğu gibi Ver.di başkanına aktarılmış. O gün bu gündür fırsat kollayan Werneke’nin ve sendikasının Vassiliadis’e karşı tutumunun nedeni de buymuş.

8 Şubat günü yapılacak olan DGB Başkanlar Kurulu toplantısında bir adayın ve 22. Genel Kongrenin gündeminin belirlenmesi ve en geç 10 Şubat günü ise bunun yayınlanması gerekiyor. Aksi takdirde tüzük gereği kongrenin yapılması tehlikeye girecek.


 DGB Başkanları

1949–1951: Hans Böckler

1951–1952: Christian Fette

1952–1956: Walter Freitag

1956–1962: Willi Richter

1962–1969: Ludwig Rosenberg

1969–1982: Heinz Oskar Vetter

1982–1990: Ernst Breit

1990–1994: Heinz-Werner Meyer

1994–2002: Dieter Schulte

2002–2014: Michael Sommer

2014-2022: Reiner Hoffmann


Sendika üyeleri

DGB ve sendikalarının üye sayıları*

EVG 184.090

NGG 194.145

GdP 197.736

IG BAU 231.663

GEW 280.452

IG BCE 606.348

Ver.di 1.941.071

IG Metall 2.214.662

DGB 5.850.167

*Rakamlar 2020 sonuna ait. Bütün sendikalar 2021 rakamlarını açıklamadıkları için en son verileri yayınlıyoruz. DGB’nin bir bütün olarak 2021 yılında 50 binden fazla üye kaybettiği tahmin ediliyor. Kaynak www.dgb.de

Close