Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF), yabancı devletlerin İslami dernekleri desteklemesinin önüne geçmenin yolunun „cami vergisi“ hayata geçirme olmadığını ifade etti.
DİDF Yönetim Kurulu tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: Hükümet tarafından, yabancı devletlerin Almanya’daki İslami örgütlere para akışını durdurma gerekçesiyle gündeme getirdiği Cami Vergisi değişik devletlerin Müslüman inancından emekçilere müdahale etme, kendi politikaları için emekçilerin dini duygularını suistimal etme girişimlerini engelleyemez. Aksine emekçilerin dini kimlikler üzerinden bölünmesini teşvik edecektir. Emekçilerin Almanya’ya uyumundan ziyade, onları yaşadıkları ülkeden kopararak, paralel şekilde yaşamaları için çaba harcayan İslami örgütleri güçlendirmeye hizmet edecektir. Hükümetin ileri sürdüğü gibi yabancı devletlerin Almanya’da kurulan dernekler üzerinde etkili olmak için yaptıkları maddi yardımı kesmenin yolu „cami vergisi“ değildir. Çıkarılacak bir yasayla yurt dışından maddi yardımların yasaklanması olanaklı hale getirilebilir.
DEVLET İNSANLARIN İNANÇLARINA MÜDAHALE ETMEMELİ‘
Açıklamada, „İslami örgütler yıllardır „Kilise Vergisi“ni gerekçe göstererek, uygulamada bir eşitsizliğin olduğunu, bu nedenle camiler için de vergi toplanmasını savunuyorlar. Almanya’nın mevcut çarpık laiklik anlayışına bakıldığında bu görüş pek çok kesim tarafından doğru bulunuyor. Ancak bu çarpık anlayışın çözümü, camilere de devlet eliyle vergilerin toplanmasını talep etmekten değil, devlet eliyle kiliselere de vergi toplanması uygulamasının son bulmasından geçmektedir. İster Hıristiyan ister Müslüman olsun, bütün inanç kurumlarının kendi üyelerinin aidatları ve bağışlarıyla ayakta durması, ona göre maddi kaynaklar oluşturması en doğru olanıdır. Günümüz Almanya’sında çok sayıda dernek, sivil toplum kuruluşu, hatta inanç merkezi bu şekilde faaliyetlerini sürdürüyor.
DİDF olarak, devletin insanların inançlarına hiç bir şekilde müdahale etmemesi, herhangi bir inanç kuruluşunu desteklememesi gerektiğini düşünüyoruz. Her inanç kurumunun kendisine üye olan insanların olanaklarıyla faaliyetlerini sürdürmesinden, devletin inanç kurumlarıyla vatandaşlar arasından çekilmesini talep ediyoruz. Bu yapılamadığı taktirde, devletler yurttaşlarının inançlarını kendi siyasi çıkarları için suistimal etmeye devam edecektir.” ifadeleri kullanıldı
