DİDF Gençlik tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen yaz gençlik kampı bu yıl Berlin’de Tegel Gölü kenarında yapıldı. Çok sayıda toplantı ve sosyal aktivitenin yapıldığı kampa Almanya’nın değişik kentlerinden 150 genç katıldı.

28 Temmuz günü Berlin’deki Tegel Gölü kenarına başlayan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) gençlik örgütü DİDF Gençlik’in geleneksel yaz kampında gençler, 10 gün boyunca sportif, kültürel ve sosyal aktivitelerle bir taraftan eğlenirken diğer taraftan da değişik konularla ilgili düzenlenen toplantılara katıldılar. Kamp gençlerin seçtiği kamp komitesi tarafından yönetilirken, gençler kamp yaşamının gerektirdiği birçok işi de kendileri organize etti.

ÇOK SAYIDA TOPANTI YAPILDI

DİDF Gençlik Kampı’nda yapılan toplantılara Sol Parti Federal Milletvekili Sevim Dağdelen, Atom Savaşına Karşı Uluslararası Hukukçular Birliği (IANANA) yöneticisi Rainer Braun, kültür-sanat dergisi Melodi ve Ritim Genel Yayın Yönetmeni Susann Witt-Stahl, Siyaset Bilimci Martin Hantke, Yazar Vera Friedländer, Arbeit und Zukunft dergisinden Diethart Möller, Evrensel Gazetesi Yazarı Yücel Özdemir ve DİDF Yürütme Kurulu üyesi Düzgün Altun da katılarak iç güvenlik, barış, işçi sınıfı ve kültür, AB, G20, muhalif basın ve NSU Davası gibi konularda gençlerle sohbet ettiler. Çoğu paralel yapılan toplantılara gençlerin ilgisi yoğun oldu. Kampta ayrıca ırkçı terör örgütü NSU tarafından işlenen cinayetleri anlatan bir tiyatro da gösterildi. Yakınları öldürülen ailelerin ağzından aktarılan belgesel niteliğindeki tiyatro ilgiyle izlendi.

Yetenek ve bilgi yarışması da büyük ilgi gördü. Kamp TV grubu tarafından gün boyunca yapılan çekimler gece büyük bir beğeniyle izlendi. Kampın Sesi gazetesi ise her gün kampta olanlar ve yapılacak etkinlikler konusunda haberler verdi.

ÖĞRENDİKLERİMİZİ BÖLGELERİMİZE TAŞIYACAĞIZ

10 gün süren kampın ardından bir değerlendirme toplantısı ve kapanış şenliği yapıldı. Değerlendirme toplantısında söz alan gençler, her açıdan çok güzel bir kamp geçirdiklerini, çok şey öğrendiklerini belirterek burada öğrendiklerini bölgelerine taşıyacaklarını ifade ettiler. Kampa geldiğinde önce 10 günün nasıl geçeceğini bilmediğini anlatan bir kamp katılımcısı son gününde ise kamptan ayrılmanın çok zor geldiğini belirtti.

Değerlendirmelerin ardından çalışma gruplarının kamp boyunca yaptıkları sergilendi. Müzik grubunun kamp için bestelediği “Rap kamp” şarkısı büyük beğeni toplandı.

Hep birlikte gecenin geç saatlerine kadar eğlenen, şarkılar söyleyen, halaylar çeken gençler önümüzdeki yıl yapılacak kampta buluşmak üzere sözleştiler.

DİDF Gençlik Merkez Yönetim Kurulu üyesi Yusuf As, genel olarak kampın bu yıl başarılı geçtiğini ifade ederek, “Katılımcıların üçte biri ilk kez böyle bir kampa katılıyor. Hepsi de çok mutlu bir şekilde ayrılıyor. Genel olarak kampımız hedeflediğimiz şekilde tamamlandı. Programda çok fazla alternatif konu sunulurken, gençlerin farklı bir tatil yapması da sağlanmış oldu. Bu kamptan aldığımız güçle önümüzdeki dönem bölge çalışmalarımızı güçlendirerek çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

BERLİN’İN ANTİFAŞİST TARİHİNDE GEZİNTİ

28 Temmuz günü Almanya’nın değişik kentlerinden Berlin’e gelen 17-27 yaşları arasında 150 genç 6 Ağustos Pazar gününe kadar hep birlikte kollektif bir yaşamı paylaştı. Birçok farklı aktivite ve toplantının yapıldığı kampta, ilgi çeken etkinliklerden biri de Berlin’in tarihi yerlerine yapılan gezi oldu. İki otobüsle kentin antifaşist tarihini kapsayan yerleri gezen gençlere, Berlin’in antifaşist tarihi konusunda uzman Uwe Hiksch rehberlik yaptı. Gezinin ilk durağı Wedding semtindeki Afrika Mahallesi oldu. Almanya’nın Afrika’daki sömürgecilik planları çerçevesinde mahalledeki bir çok sokağa Afrika ülkelerinin ve şehirlerinin adının verildiğini anlatan Hiksch, Herrero Katliamı nedeniyle sömürgeciliğe karşı çıkanların isimlerinin aynı sokaklara verilmesinin planlandığını da anlattı.
Faşizme karşı Sovyet ordusuyla birlikte savaşırken hayatını kaybeden Polonya askerlerinin anıtını da ziyaret ederek anlatan Hiksch’in son durağı ise Sosyalistler Mezarlığı oldu. Mezarlıkta Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht şahsında Alman işçi sınıfı önderlerini tanıtan Hiksch, 1848’den Hitler faşizminden kurtuluşa uzanan dilimde Almanya’nın ve Berlin’in tarihini özetledi.