SEVİNÇ SÖNMEZ
Bild gazetesinin bir haberine göre, eski Volkwagen şefi Martin Winterkorn bu yılın başından bu yana emekliye ayrıldı ve günde 3 bin Euro işyeri emeklilik maaşı alıyor. Verilen habere göre 1 Ocak 2017’den itibaren ise yılda 1,1 milyon Euro işyeri emeklilik maaşı alacak. Ayrıca Winterkorn’a yaşamının sonuna dek bir de makam arabası tahsis edilmiş. Winterkorn, 18 Eylül 2015 yılında, emisyon skandalının patlak vermesiyle birlikte istifa etmişti ancak işyeri anlaşması 31 Aralık 2016’ya dek geçerliymiş.
Haberde yer alan bilgilere göre, Volkswagen AG’nin 2015 yılına dek yönetim kurulu başkanlığını yapan Winterkorn’a ek olarak 1,7 milyon Euro’luk bir de ikramiye verilmiş. Bu miktar, 2015 yılında kazandığı maaşın yüzde 30’una tekabül ediyor. Winterkorn’un, 2015 yılında istifa ettikten sonra da 4,1 milyon Euro tutarında bir ikramiye aldığı belirtiliyor. Bild gazetesinin konuya ilişkin sorularını ne Volkswagen ne de Winterkorn cevapladı.
VW tekelinin araçlarında emisyon değerlerini manipüle etmesi sonucunda yaşanan sağlık sorunları, erken ölümler ve çevre tahribatı 2009- 2015 yılları arasında sadece ABD ve ağırlıklı olarak AB de 39 milyar Dolar tutarında zarara yol açtı. Bu sayının daha da yükselebileceği bekleniyor. WV, dünya genelinde 11 milyon aracın bu durumdan etkilenmiş olabileceğini açıklamıştı. Emisyon skandalı davası sonucunda VW’nin ABD ve hileli araçların sahipleri arasında 15 milyar dolarlık bir tazminat anlaşması imzaladığı duyuruldu. Ancak VW bugüne dek AB’de herhangi bir cezai yaptırıma uğramadı. Avrupa Birliği’nin, Otomobil üreticilerini ABD’deki gibi hile yazılımları yasaklayan bir yasası olmasına rağmen Vokswagen’ı doğrudan cezalandırması mümkün değil. AB yasaları gereği araç üreticilerinin kurallara uyumunun denetlenmesi ilgili ülkelerin sorumluluğunda bulunuyor. AB şu an da, emisyon skandalı ile ilgili 7 ülkeye dava açılmış durumda.
Çek Cumhuriyeti, Yunanistan ve Litvanya emisyon hilesine karşı bir yasal düzenlemesi olmadığından, Almanya, İngiltere, İspanya ve Lüksemburg mevcut hukuki kuralları uygulamamaktan dolayı suçlanıyor. Almanya ve İngiltere ise, ayrıca AB Komisyonu’nun konuyla ilgili talep etmiş olduğu araç üreticilerine ilişkin bazı verileri vermemekle suçlanıyor. (YH)
