Written by 13:00 POLITIKA

Etnik kökenli kriminal rakamlar

YÜCEL ÖZDEMİR

Almanya iki haftayı aşkın bir süre suç olaylarına karışan yabancıların sayısında büyük bir artış olduğunu tartıştı. İlk önce ülkenin en büyük eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya’nın CDU’lu İçişleri Bakanı Herbert Reul, bir grup gazeteciyi davet ederek suçluların ve sayıların etnik kökeni hakkında bilgiler verdi. Reul, eyalet nüfusunun yüzde 16’sının “Alman pasaportuna sahip olanlardan” oluştuğu, gerçekleşen suç olaylarının ise yüzde 35’nin “Alman pasaportu olmayan yabancılar” tarafından işlendiğini ifade etti. Dolayısıyla suç olaylarındaki oranın nufüs içindeki “yabancıların” oranının iki katı olduğunu ifade ederek, bunu da “alarm verici bir tablo” olarak sundu.

Rakamları alan gazetecilerin bir bölümü, fazla soru sorma ihtiyacı duymadan rakamları okuyucularına Reul’un istediği yönde servis etti. Böylece “kriminal yabancılar” tanımlaması yeniden güncellendi.

Ardından benzer rakamları Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser ülkenin geneli için açıkladı. 2023’e dair rakamlarda hırsızlık, soygun, adam yaralama olaylarında önemli bir artışın olduğu, bu kriminal olaylara karışanlar arasında “Alman pasaportuna sahip olmayan yabancıların” sayısının Almanlara oranla çok yüksek olduğunu ilan etti. Özellikle gençler ve çocuklar arasında suç olaylarına katılanların oranının arttığına dikkat çekti.

Federal Kriminal Dairesi (BKA) ve İçişleri Bakanı Faeser tarafından açıklanan rakamlara göre, 2023’de genel olarak suç olayları yüzde 5,5 artarak yaklaşık 6 milyona ulaştı. Diğer AB ülkelerinden gelen mültecilerin, kaçak girişler nedeniyle Yabancılar Yasası’nı ihlalden işledikleri suçlar bu orandan çıkarıldığında, artış oranı yüzde 4,4 olarak kayıtlara geçmiş. Burada ilk etapta göze çarpan, dikkat çeken ve tepki toplayan elbette yüzde 5,5’lik artış. Ancak bunun gerçek bir veri olmadığı sonradan ortaya çıkıyor.

Buna, AB ülkelerinden değil de doğrudan Almanya’ya illegal giriş yaptıkları için Yabancılar Yasası ihlal edenler de çıkarıldığında rakamın daha da düşeceği anlaşılıyor. Zira sahte kimliklerle, kaçak yollardan Almanya’ya giriş yapanların bu eylemleri de Yabancılar Yasası’nın ihlali olarak değerlendiriliyor.

ŞİDDET ARTIYORSA NEDENLERİ SORGULANMALI

2023’e dair açıklanan verilerde şiddet olaylarının bir önceki yıla göre yüzde 8,6 arttığı ifade edilerek toplumda şiddet eğilimin güçlendiği değerlendirmesi yapılıyor. Pandemi öncesi 2019 ile kıyaslandığında şiddet olaylarındaki artışın yüzde 18,3 olduğu belirtiliyor. Keza 2007’den bu yana en fazla artış 2023’de gerçekleşmiş.

Bir diğer önemli artış ise suç olaylarına karşına çocuk ve genç sayısındaki artış. 2023’de reşit olmayan şüphelilerin sayısında genel olarak yüzde 17’lik bir artış söz konusu. Bu artış özellikle Alman pasaportu olmayan çocuk ve gençler arasında yüksek.

Şüpheliler arasında 14 yaşından küçük çocukların oranı bir önceki yıla göre yüzde 12 arttı. Bu artış

Alman çocuklar için artış yüzde 2,8 iken, Alman olmayan çocuklar için yüzde 31’in biraz altında tespit edilmiş. 14-18 yaşları arasındaki Alman gençlerin işlediği suçlarda yüzde bir, Alman olmayan gençlerde ise yüzde 31’lik bir artış meydana gelmiş. Yetişkinler tarafından işlenen suçlar da dahil edildiğinde, etnik kökenler bakımından Alman vatandaşı şüphelilerde artış yüzde bir iken, Alman olmayan şüpheliler arasındaki artış yüzde 17,8 olarak açıklandı.

KİM YABANCI KİM ALMAN?

Rakamlarla aslında genel olarak ‚Alman pasaportu olmayan yabancıların‘ kriminal olduğu topluma anlatılmak isteniyor. Ancak bu yabancıların kimliği, kökeni, kaç yıldan biri Almanya’da yaşadığına dair bilgiler ise ortada yok. Genel çerçevede mülteciler, erkekler ve gençler hedefe konuluyor ve bunlar üzerinden aslında bütün göçmenler suçlu ilan ediliyor. ‚Alman pasaportu olmayanlar‘ olarak sınıflandırılan yabancılar arasında 40-50 yıldır Almanya’da yaşayan göçmenler de turist olarak Almanya’ya gelip bir olaya karışanlar da var.

Suç işleyen ‚Alman olmayanların‘ kimler olduğu konusundaki sorulara yanıt vermekte zorlanan Reul, Der Spiegel dergisindeki söyleşisinde bunların çoğunun Güney Avrupa ülkelerinden geldiğini, olaylara karıştıktan geri gittiklerini söylüyor. Bu da suç işleyenlerin asıl olarak ülkede yaşayan göçmenler olmadığını gösteriyor. Ama ülkede yaşayan ‚yabacılar‘ bu grup üzerinden potansiyel tehlike olarak topluma sunulabiliyor. Keza turist olarak gelenlerin işledikleri suçların da bu rakama dahil edilmesi kendi başına sorunlu.

Dolayısıyla kriminal olaylara karışanları ‚Alman pasaportuna sahip olanlar ve olmayanlar‘ olarak sınıflandırmak, ülkede kalıcı olarak yaşayan göçmenlerin durumunu açıklama konusunda aslında bir veri sunmuyor. Sadece bilinçli bir hedefle göçmenlerin ‚kriminal‘ ilan edilmesine yarıyor. Nitekim, aşırı sağcı, ırkçı partiler rakamları kendi tezlerini kanıtlamak için bol bol kullandılar. Böylece, güvenlik birimlerinin servis etnik kimlikler üzerinden servis ettiği rakamlar en çok bu kesimlerin işine yaramış oldu.

SOSYAL SORUNLAR BÜYÜDÜKÇE SUÇ OLAYLARI ARTAR

Rakamların temelsizliği, tutarlı bir şekilde tasnif edilmemesi bir yana, olaylardaki artış ile sosyal sorunlar arasındaki bağlantılar da koparılıyor. 2019’dan bu yana yaşandığı ileri sürülen yaklaşık yüzde 20’lik artışta, hangi etnik kimlikten olduğundan bağımsız olarak, artan yoksulluk, hayat pahalılığı da suç olaylarını tetiklemiştir elbette. Zira veriler yoksul bölgelerdeki kriminal olayların zengin bölgelerden daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu artış yoksul semtler ve bölgelerde polislerin sık sık kontroller yaparak, insanların görünüşüne bağlı olarak suçlu göstermesinin de rolü bulunuyor. Zengin bölgelerde kontroller az yapılmakla birlikte zenginlerin yaptığı vergi kaçakçılığı, uyuşturucu vs. olaylar genellikle kriminal kayıtlarda görünmüyor.

SUÇLAR ETNİK KÖKENLERE GÖRE İŞLENMİYOR

Toplumda işlenen suçları belli etnik kökene, inanca bağlamak her bakımdan sorunlu. Sonuçta kriminal suçlar sahip olunan kökenden devralının bir davranış değildir. Sosyal çevre, ekonomik koşullar, eğitim, ailenin durumu gibi pek çok faktör Alman veya Alman olmayan kişileri çeşitli suç olaylarına yöneltebiliyor. Bir Alman vatandaşının Yabancılar Yasası’nı ihlal etme gibi bir suçu işleme ihtimali yok. Ancak güvenli bir oturumu bulunmayan, sabit bir işi ve geliri olmayan yabancıların bu yasayı ihlal etme olasılığı yok yüksek. Kriminal suçlar nihayet bireyler tarafından bireysel işleniyor. Bu nedenle bunu sahip olduğu kökene, pasaporta bağlamak her zaman aşırı sağın, göçmen düşmanlarının işine yarıyor. Bir yandan aşırı sağ partiye karşı mücadele çağrısı yapan diğer yandan ise suç olaylarını etnik kökenlere indirgeyen siyasetçiler ve medya bir kez daha ırkçıların düşmanlığı körüklemesine yardımcı oldu.

Close