Ford tekel yönetimi Ford Köln’ü gözden çıkardı. Uzun yıllardır adım adım Avrupa’daki fabrikaları kapatan Ford patronları, “teminat mektubunu” geri çektiği Köln’deki fabrikayı hedef tahtasına koydu. Tekel merkezinin bu tutumunu “normal duruma dönüş” olarak yorumlayan Ford Köln şefi Wassenberg, işçilere şantaj yapmanın zeminini hazırladı. İşyeri Temsilciliği ve IG Metall Köln, sözde “öfkeli” açıklamalar yaparak işçileri oyalamayı sürdürüyor.
UMUT YAŞAR
Geçtiğimiz kasım ayı sonunda Ford yönetimi Avrupa genelinde 4 bin işçiyi çıkaracaklarını açıklamıştı. Planlara göre bunun 2 bin 900’ü Köln’den, 800’ü İngiltere’den de İspanya’nın Valencia kenti ve Belçika’daki tesislerden ise toplam 300 işçi işten çıkarılacak. Böylece tekel yönetimi 2027 sonuna kadar 4 bin işçiyi işten çıkaracak.
2023 başında alınan bir kararla ise Merkenich’deki AR-GE bölümünden 2500 mühendisin işten çıkarılacağı ve idari bölümden 700 olmak üzere 3 bin 200 emekçinin işten çıkarılacağı açıklanmıştı. Böylece önümüzdeki birkaç yıl içinde 6 bin 100 işçi ve emekçinin Ford Köln’ün Merkenich ve Niehl fabrikalarından çıkarılması gündemde. Bu yılın Kasım ayında ise Saarlouis’de (Saarland eyaleti) üretime son veriliyor. Burada da 3 binden fazla işçi işini kaybedecek ve bin kadar işçinin 2032 yılına kadar Ford bünyesinde istihdam edilmesi kararlaştırıldı.
TEKEL YÖNETİMİ ŞANTAJ YAPIYOR!
Pazartesi günü bütün işçilere gönderilen e-posta ve video mesajda, ABD’deki tekel merkezinin 2006 yılından bu yana Ford Almanya için verdiği “Teminat Mektubunu” (“Patronatserklärung”) geri çektiğini açıkladı. Tekel merkezinin teminat mektubunu geri çekmesi bundan böyle bankalardan alınacak krediler için kefil olunmayacağı ve olası zararları da tekel merkezinden karşılamayacağı anlamına geliyor. Bu ise Ford Almanya’nın önümüzdeki birkaç yıl içinde iflas edebileceği anlamına geliyor.
Ford adına Almanya’daki bütün Ford çalışanlarına mesajı gönderen Ford Almanya şefi Marcus Wassenberg, “Bu aslında normal duruma dönüş. Hiçbir ülkedeki Ford fabrikaları için böyle bir teminat mektubu verilmemişti, sadece Almanya’ya verilmişti” diyor. Ford için “normale dönüş” olan şey Almanya’daki binlerce Ford işçisi için tazminat bile alamadan işten atılma tehdidi anlamına geliyor.
Ford tekelinin merkezi tarafından yapılan açıklamada, Ford Almanya’nın 5,7 milyar euro borcu olduğu bildirildi. Almanya’ya borçlarını azaltması için son kez 4,4 milyar euro verileceği bildirilen açıklamada, “Birkaç yılı kapsayan bir Business Plan kapsamında ayrıca özel fonlar sağlanacak. 230 milyon euro tutarında ilk seansın ardından, 2026’dan itibaren her yıl yaklaşık 127 milyon euro Almanya’ya aktarılacak. Ödenecek fonun toplam miktarı piyasadaki durumun nasıl geliştiğine ve elektro-mobilitenin ve satış rakamlarının yükselip yükselmediğine de bağlı olacak” denildi. Açıklamayı yapan Ford Motor Company Başkan Yardımcısı John Lawler, “Ford bu finansmanla Avrupa’daki işlerine açık bir taahhütte bulunuyor” dedi.
BR VE IGM NE DİYORLAR?
Yukarıdan sözü edilen e-posta ve video mesajın yayınlanmasıyla Genel İşyeri İşçi Temsilciliği (GBR) ve IG Metall Köln “öfke dolu” birer açıklama yayınladılar. “Bu hepimize yönelik bir saldırıdır” denilen GBR açıklamasında, tekel merkezinden verilen teminatın artık geçerli olmadığı ve Ford Almanya’nın iflasla karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor. Bütün Avrupa’daki otomobil satışlarından sorumlu olan Ford Almanya’dan harcamaları düşürmesi ve kâr etmesi beklendiği belirtilirken, “Ama sorun tam da bu: Alman Ford GmbH’nın işletme stratejinde, üretim portfolyosunda veya belirleyici olan yatırımlarda söz hakkı yok! Buna karşın tek başımıza kâr yapmamız bekleniyor ve iflas tehdidine maruz bırakılıyoruz” denildi.
“Daha ne kadar alçalabilirsiniz, Bay Wassenberg?” başlığıyla yayınlanan IG Metall Köln açıklamasında Ford genel merkezinin “kirli bir oyun” oynadığı belirtiliyor. Açıklamada, “2006 yılından bu yana yürürlükte olan teminat mektubu olmaksızın Ford Werke GmbH’nın ekonomik durumu düzelmez ve ABD’deki ana şirket artık zararları telafi etmezse önümüzdeki birkaç yıl içinde iflas edebilir. Amaç, İşyeri Temsilciliğine mümkün olan en kötü şekilde baskı yaparak planlanan bu değişikliği kabul etmesini sağlamaktır” denildi,
Genel müdür Wassenberg’in sürekli “sosyal ortaklığın kendisi için önemli olduğunu” söyleyerek övündüğü belirtilen açıklamada, “ancak bu şekilde sosyal ortaklık ayaklar altına alınıyor! İşçiler uzun zamandır yönetime olan güvenlerini kaybetmişlerdi, ancak şimdi tesis için son gelecek umudu da sönmüş oldu” deniliyor.
BU AÇIKLAMALARDAN NE ÇIKARMALI?
Her iki açıklamanın ortak yanları şöyle; bugün bütün çıplaklığıyla ortaya çıkan durumun GBR ve IGM için “sürpriz” veya “beklenmedik bir gelişme” olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılıyor olması. İkinci ortak yan ise, “Ford Köln’ü kurtarmak mümkün değil – iflas edeceğiz” görüşünün savunuluyor olması.
Açıkça söylemek gerekirse sadece Ford tekeli “kirli bir oyun” oynamıyor. GBR Başkanı Benjamin Gruschka ve IGM Köln Başkanı Kerstin Klein’de bu “kirli oyunun” aktörleri konumundalar. Herkesin bildiği bir atasözü var: “perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” diye, bu söz Ford Köln için de geçerli. Çok gerilere gitmeye gerek yok, 2024 yılına bakmak yeterli olacak. Yılın ilk ayında Saarlouis’teki fabrikanın kapanacağı ve Merkenich’ten 3 bin 200 kişinin çıkarılacağı kesinleşmişti. O dönem Ford-Werke GmbH’nın 10 yöneticisi bulunmaktaydı. Haziran ayında yapılan bir açıklamayla altı yöneticinin şirketi terk edecekleri açıklandı. Geri kalan dört yöneticinin ise üstlendikleri görevleri bir süreliğine yapacakları açıklanmıştı. En önemlisi ise bugün bütün sorumluluğu üstlenen ve Köln’e atanın iki isimdi: Dave Johnston ve Marcus Wassenberg.
D. Johnston bilinmeyen biri değil: 1995 yılından bu yana Ford’da değişik görevler üstlenen bir menajer. 2019’dan bu yana Ford Otosan YK üyesi ve 1 Temmuz 2024 itibarıyla Ford Avrupa’da (yani Köln’de) Dönüşüm ve Ortaklıklardan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Johnston, İngiltere ve Belçika’daki Ford fabrikalarını adım adım, Saarlouis’in hızla kapatılmasını sağlayan ve Ford Krayova’nın (Craiova/Romanya) Koç Holding’e devredilmesini sağlayan kişi. Yani bilinmeyen ve buraya ne için geldiği tahmin edilemeyecek biri değil.
M. Wassenberg’de genel kamuoyunda olmasa da sanayi çevrelerinde “batmakta olan fabrikaları yeniden düzlüğe çıkarmakla” ünlü bir şahsiyet. Son yıllarda Heidelberger Druckmaschinen ve Rolls-Royce’da Genel Müdür ve İş Direktörü olarak görev yaptı. Her iki fabrikayı da yüzlerce işçinin işten atılması ve haklarının gasp edilmesi yoluyla “düzlüğe” çıkardı. Heidelberger Druckmaschinen fabrikası 2024 sonunda “yeni bir gelenek” başlattı: Hiç rapor almayan işçiler arasında yapılan bir çekilişle üç kişiye 800 euroluk ikramiye verilecek!
Kısacası hem Johnston’u hem de Wassenberg’i, Gruschka ve Klein çok iyi tanıyorlar ve bunların göreve gelmelerinin Niehl ve Merkenich’teki işçiler için ne anlama geleceğini de çok iyi biliyorlardı.
OYALAMAYA DEVAM MI?!
Ford tekelinin otomobil üretimini ne istihdam yaratmak ne de hayır için yapmadığı ortada. Tekelin tek derdi sürekli daha az işçiyle daha fazla kâr etmek. Bu hedefe ulaşmak için ise her yol mübah. İşçiler üzerinde baskı oluşturmak, işçi çıkarmak, gerekirse fabrika kapatmak ve gerekirse bütün üretimin sorumluluğunu bir ortağa devrederek, az sorumlulukla çok kâr etmek. Ford’un yaptığı ve bundan sonra da yapacağı bu. Bunun sadece Gruschka ve Klein değil bütün işyeri temsilciliği ve IG Metall yönetimi biliyor!
Gazetemiz baskıya girdiği gün Köln Niehl’in W1 ve W2 bölümlerinde bütün (Merkenich ve Niehl) işçilerin katılacağı bir işyeri toplantısı düzenleniyordu. GBR Başkanı Gruschka durum hakkında bilgi verecek ve bundan sonra yapılacakları açıklayacak. GBR ve Ford yönetimi arasında halen devam eden “sosyal toplu sözleşme” (“Sozialtarifvertrag”) üzerine görüşmelerde şimdiye kadar somut bir gelişme yok (en azından böyle söyleniyor). Ford merkezi (ABD) de bu nedenle baskıyı artırmak için yukarıda sözü edilen teminat mektubunu geri çekti ve “iflas” tehdidini gündeme getirdi.
Ford yönetimi bu yolla paralı çıkışlarda tazminatların düzeyini düşürmek istediği gibi işten çıkarmayacağı işçilerin toplu sözleşmelerle kazanılmış bir dizi hakkını da (T-Zug gibi) gasp etmek istiyor. Bir fabrikada “sosyal plan” üzerine görüşmeler yapılırken sendika çok sınırlı söz sahibi oluyor ve iyi bir sonuç elde etmek için grev çağrısı yapamıyor. Ama sosyal toplu sözleşme” (“Sozialtarifvertrag”) üzerine görüşme yapılırken asıl olarak sendika söz sahibi ve hedeflerine ulaşmak için grev çağrısı da yapabiliyor.
Değişik kaynaklardan aldığımız bilgilere göre ne Gruschka (kendisi aynı zamanda IG Metall merkezi Yönetim Kurulu üyesi) ne de Klein greve gitmeyi düşünmüyorlar. Yapılan planlara göre en erken 6 Mayıs 2025’te grev oylamasına gidilebilir. Öncesinde -muhtemelen Paskalya Bayramı (Osterfest) döneminde- bir uyarı grevi yapılabilir. Kısacası Gruschka ve Klein ikilisi işçileri oyalamaya devam edecekler!
Ford işçilerinin Gruschka ve Klein ikilisinin sözde “öfke dolu” söylemlerini dinlemek ve olacakları beklemek için hiçbir nedenleri yok. Üzerinden 50 yıldan fazla bir süre geçmiş olsa da Ford işçileri 1973 grevini hayata geçirmiş bir sınıfın unsurlarıdır. Tabiri caizse mücadele onların genlerinde mevcuttur! Yeter ki kendilerine güvenerek harekete geçsinler.
* “Business Plan” (“iş planı”) hedeflerin nasıl gerçekleştirileceğini gösteren detaylı planlar ve bütçelerle bir işletmenin başarıya gitmesini sağlayacağı umulan yol haritasıdır. Sonuç itibarıyla bu planın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise gerçekte birçok faktöre bağlıdır. Üretilen ürünün piyasada alıcı bulmasından piyasadaki rekabet koşullarına kadar bir dizi etken ne kadar gözetilmeye çalışılsa da kapitalist ekonomide bunların hepsi öngörülmesi mümkün değildir.