Written by 13:29 AVRUPA

Fransa: Macron ne yapmaya çalışıyor?

Yıldız Eren / Paris

Fransa, 7 Temmuz’dan bu yana istifa etmiş bir hükümet ve başbakanla yönetiliyor. Beşinci Cumhuriyet tarihinde ilk kez yasal olarak istifasını sunmuş bir hükümet iş başında.

Devlet Başkanı’nın, 7 Temmuz’da seçim sonuçlarının ardından partisinin azınlığa düşmesini kabul etmesine ve „seçim sonuçlarına saygı göstereceğiz“ demesine rağmen, yaklaşık iki aydır yeni Halk Cephesi’nin sunduğu adayı kabul etmekte direniyor.

9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın birinci parti olarak çıkmasının ardından meclis feshedilmiş ve erken genel seçime gidilmişti. Macron ve ekibi bu erken genel seçimleri kaybetti ve seçimlerde hiçbir parti, hükümeti kurmak için gerekli olan 289 milletvekili sandalyesini elde edemedi. Erken genel seçimlere sol partilerin ittifakı olarak katılan Yeni Halk Cephesi ittifakı, seçimlerden birinci parti olarak çıktı.

Yasal olarak cumhurbaşkanının, NFI’nin (Yeni Halk Cephesi) sunduğu adayı başbakan olarak ataması gerekirken, Macron ve devletin iplerini elinde tutan MEDEF (Fransız İşverenler Sendikası) patronları ve aşırı sağcılar, Macron’u tehdit ederek buna izin vermeyeceklerini her gün ilan ediyorlar. MEDEF patronlarının sözcüsü, „Fransa’nın AP içindeki reform yoluna engel olan ve ülkenin siyasi ve ekonomik dengesi için NFI’nin tehlikeli olduğunu“ açıklarken, NFI’nin sunduğu programın halk ve emek hareketinin taleplerini gerçekleştirmesi iktidar çevrelerini korkutuyor.

NFI, erken genel seçimlerden sonra yaptığı açıklamada, taleplerin arkasında duracaklarını, emeklilik reformu paketi, asgari ücretin yükseltilmesi ve uluslararası planda barış yanlısı bir dış politika izleyeceklerini belirtti. Asıl kaygı yaratan da budur.

Macron, parti ve ittifak güçleriyle yaptığı başbakan atama görüşmelerini henüz tamamlamadı. Parti liderlerinden sonra bireysel görüşmelerin hafta sonu devam edeceği duyuruldu. NFP (Yeni Halk Cephesi), Paris Belediyesi’nde mali işler müdürü olan 37 yaşındaki ekonomist Lucie Castets’i aday olarak gösterdi. Devlet başkanı ise bunu reddetti ve yeni sol cephe arasında bölünme yaratmaya çalışıyor. Macron ile görüşen RN liderleri Marine Le Pen ve Jordan Bardella ise NFP’yi „Fransa için bir tehlike“ olarak nitelendirdi. LR (Cumhuriyetçiler) merkez sağ partisinin lideri de aşırı sağa karşı herkesin NFI’nin başbakanına veto koyduğunu açıkladı. Merkez sağ, Bardella’nın „solcu bir başbakan“ seçilmesi halinde partilerinin güvensizlik oylaması yoluna gideceğini ilan etti.

Başbakan adayı olarak tartışılan diğer isimler arasında eski Sosyalist İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve de bulunuyor. Cazeneuve, Sosyalist Parti’de en sağ kanadı temsil ederken, zaten NFI karşıtı pozisyonu ile tanınan bir isim. Bu hafta sonu yaz üniversitesini düzenleyen Sosyalist Parti, kendi içinde bölünmelerle karşı karşıya. Eski Hollande ekibi, Boyun Eğmeyenler Hareketi ile ipleri koparmayı çağrısında bulunurken, ittifak görüşmelerinde yer alan ve şimdiye kadar bu birliğe sadık kalan Olivier Faure buna yanaşmıyor ve seçim sonuçlarına göre NFI’nin adayının hükümeti kurması için ortak hareketten ayrılmayacaklarını açıkladı. NFI’nin ittifakının bileşenleri şimdilik birlikte olma yanlısı tutumlarını sürdürüyorlar. Macron’u yenilgiye uğratacak olan da bu olabilir.

Eski Başbakan Sarkozy de devreye girerek, seçimlerde hezimete uğrayan partisine hükümete aday olmalarını isterken, hükümetin kurulamaması durumunun ne kadar süreceği merakla bekleniyor. Şimdilik NFI’nin işi zor. Öğrenci sendikaları ve Boyun Eğmeyenler Hareketi 7 Eylül için genel eylem günü çağrısı yaparken, CGT ve diğer sendikalar da 1 Ekim’de bütçe tartışmalarının olduğu gün genel eylem çağrısında bulunuyor.

Başbakanın kim olacağından çok, aylardır süren emek-sermaye çatışmasında belirleyici olacak olan, sokağın sesidir ve bu da sonbaharda netleşecek gibi görünüyor.

Close