Deniz Çelik*
13 Nisan Perşembe günü Hamburg Eyalet Parlamentosunda yapılan oturumunda, koalisyon ortakları SPD ve Yeşiller, CDU ve AfD ile birlikte Sol Parti (Die Linke) Meclis Grubu’nun NSU cinayetlerinin Hamburg ayağının aydınlatılması için verdiği meclis araştırma komisyonu kurulması yönündeki önergesini reddetti. NSU tarafından 27 Haziran 2001’de Süleyman Taşköprü’nün öldürülmesinden 22 yıl sonra Hamburg, NSU cinayetlerinin işlendiği ancak bir araştırma komisyonunun kurulmadığı tek eyalet olmaya devam ediyor. Bu daha birkaç ay önce ırkçılığa ve faşizme karşı mücadeleyi anayasasına yazmış bir eyalet için tam anlamıyla büyük bir utanç. Taşköprü ailesinin iradesine karşı aldıkları bu kararla ezici çoğunluk, kurbanların bakış açısını ne kadar az ciddiye aldıklarını da göstermiş oldu.
YETKİLİLER SORULARA AÇIK YANIT VERMELİ
Bu kararla, Taşköprü davasındaki ırkçı soruşturmaların, aileye yönelik yabancı düşmanlığı şüphesi, Anayasayı Koruma Dairesi’nin karışıklıklarının ve örtbaslarının eleştirel bir incelemesinin istenmediği açıkça ortaya çıkmıştır. Red gerekçesi olarak, birçok sorunun zaten açıklığa kavuşturulduğu ve daha fazla açıklama için başlangıç noktalarının eksik olduğu söylendi. Bu yanlıştır, çünkü bir dizi açık soru Hamburg makamları tarafından cevaplandırılabilir. Örneğin NSU ile temas halinde olan Hamburglu Neonazilerin hangilerinin Hamburg Anayasayı Koruma Dairesi’nin ajanı olduğu ya da Hamburg polisinin seri cinayetlerin arkasında ırkçı motifler olduğundan şüphelenen bir soruşturmaya neden şiddetle karşı çıktığı gibi.
NEDEN KORKUYOR NEYİ GİZLİYORSUNUZ?
Hamburg’daki durumun açıklığa kavuşturulması konusundaki siyasi isteksizlik kabul edilemez. Siyasi parti temsilcilerinin neden korktukları ve neyi gizlemek ve örtbas etmek isteyebilecekleri sorusu ortaya çıkmaktadır. Hamburg’daki güvenlik makamlarının önemli siyasi aktörler olduğu ve Hamburg’u yöneten partilerin onlarla uğraşmak istemediği açıktır. SPD, 2001 yılında Hamburg’da iktidarı kaybetmesini iç güvenliğe borçlu olduğundan, özellikle baskıcı bir güvenlik politikasından sorumludur ve haksız da olsa, her türlü eleştiriye karşı güvenlik makamlarını kayıtsız şartsız savunmaktadır. NSU kompleksinde ırkçı bir tutumla soruşturma yürüten ve suçların sağcı saiklerle işlendiğine dair emareleri görmezden gelen sorumlular hiçbir şekilde cezalandırılmadı. Kurumsal ırkçılık ve Anayasayı Koruma Dairesi’nin olaya müdahil olması tartışılmamalıdır. Hamburg’da devletin varlık sebebi güvenlik birimlerine temiz notu vermektir. Örneğin G20 zirvesindeki polis şiddetinde olduğu gibi. Nazi suçlarının soruşturulmasının bir kenara bırakılması utanç vericidir.
KARAR KABUL EDİLEMEZ
Hanau, Halle ve Walther Lübcke cinayeti, sağcı terörün insanlarımız ve toplumumuz için en büyük tehlike olmaya devam ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ancak NSU kompleksini ve sağcı terörü açıklığa kavuşturmayan ve güvenlik makamları ile kurumsal ırkçılığa ilişkin sonuçlar çıkarmayanlar, gelecekte sağcı teröre ilişkin yeni ölümleri kabul etmiş olurlar. Hamburg Parlamentosu’nun kararının kabul edilemez ve ölümcül bir sinyal olmasının bir başka nedeni de budur.
*Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili (Sol Parti)
