Written by 15:46 HABERLER

IG Metall Göçmen İşçiler Konferansı

ALİ ÇARMAN

IG Metall sendikasının 1986’dan bu yana düzenlemekte olduğu göçmen işçiler konferansının 13.’sü, “Değerlerimiz pazarlık konusu edilemez” başlığı altında 14 – 16 Şubat tarihlerinde Kassel yakınlarındaki Willigen’de gerçekleştirildi.

Spiegel dergisinde yapılan bir röportajda Juan Moreno’nun Max Frisch’ten alıntıladığı; “Wir riefen Arbeitskräfte, und es kamen Menschen- Biz iş gücü istedik ve insanlar geldi” sözleriyle başlayan konferansa Almanya’nın onlarca şehrinden 180 delege ve misafir katıldı.

14 Şubat akşamı program başlamadan önce, Türkiye’deki büyük depremde can verenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve yardım çağrısı yapıldı. Kültürel program çerçevesinde, Almanya genelinde tanınan komedyen/Stand up’cu Enissa Amani sahne aldı. Büyük bir ilgiyle izlenen programı boyunca işçiler zaman zaman kahkaha kimi zaman da alkışlarla İran kökenli sanatçıya destek verdiler. Konferansın ilk akşamı sonunda, ‘Jin Jiyan Azadi‘ pankartı ile toplu halde fotoğraf çekildi.

15 Şubat sabahı ana salonda yerlerini alan delegelere hitaben önce, IG Metall göçmen işçiler bölümü başkanı Fessum Ghirmazion açılış konuşmasını yaptı.

“Almanya’daki ekonomik mucize, işgücü talebinin muazzam bir şekilde artmasına neden oldu, öyle ki bu talep artık sadece yerli işçiler tarafından karşılanamaz hale geldi. Bu nedenle çok çeşitli (İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Türkiye..) ülkelerden misafir işçiler işe alındı. Güçleri ve cesaretleri sayesinde son on yıllarda gelenler, kalanlar ve gülenler, engellere rağmen ülkeyi, toplumu ve özellikle de şirketleri zenginleştirmeyi ve olumlu yönde şekillendirmeyi başardılar- tüm bunlar bir başarı öyküsüdür.

 

Bizlerin işçi karakteri vardı

1960’ların sonunda IG Metall yönetim kurulunda „Yabancı İşçiler“ departmanı kuruldu. Daha sonra düzenli çalışan bir bölüm haline geldi. Bu, sistematik göç çalışmaları için personel ve altyapı koşullarını oluşturdu. Sendikamızda yarım milyondan fazla üyemiz göçmen geçmişine sahiptir. Değerlerimiz her zaman net olmuştur: ‚Eşitlik ve ortak karar alma‘, ‚ırkçılık karşıtlığı ve dayanışma‘ ya da sendikanın diliyle ifade edecek olursak, ‚çeşitlilik içinde birlik‘. Bu değerler bizim için müzakere edilemez.” sözleri ayakta alkışlandı.

Daha sonra söz konferansın en yaşlı delegesi olan İtalyan işçi Lorenzo Annese’ye verildi. 21 yaşında iken 1958’de Almanya’ya işçi olarak gelen Lorenzo Annese kendi hayat hikayesini ve ilk göçmen işçi olarak işyeri işçi temsilcisi seçilme sürecini, işçi sınıfının hak alma mücadelesinde sendikanın rolünü anlattı. Sahnede tahta bavulunu açarak duygusal ve coşkulu bir konuşma yaptıktan sonra; “Ekmek için geldik ve hep çalıştık, çalıştık, bizim bir karakterimiz vardı” diyerek sözlerini tamamlayan emekli Lorenzo’ya IG Metall ikinci başkanı Christiane Benner bir plaket ve sendika çantası hediye etti.

 

Irkçılığa karşı birlik ve dayanışma

Üç gün boyunca konferansta hazır bulunan IG Metall ikinci başkanı Christiane Benner; “üyelerimizin yüzde 23,6, işyeri işçi temsilcilerinin yüzde 21, işyeri işçi temsilciliği başkanlığının ise yüzde 16,9’u ve sendika temsilcilerinin yüzde 31.4 ü göçmen işçilerden oluşmaktadır. Almanya’nın üç büyük firması, Mercedes, Thysen ve VW işyeri işçi temsilciliği başkanlığı göçmen işçilerde. İşte bu bizim tarihimiz ve geldiğimiz yeri göstermekte” dedi.

NRW’den katılan bir delege de konuşmasında, “Solingen katliamı yaşandığında ben üç yaşındaydım. Evimizde ırkçı saldırılar konusunda hep bir korku vardı. Ve ırkçılık bir türlü bitmedi. NSU cinayetleri, Hanau katliamı… bunlar izah edilemez. Bugün gelinen yerde kimseye ’nerden geldin‘ sorusu sorulmamalı. Zira bizler burada doğduk ve buralıyız” derken bir başka delege ise “Avrupa Birliği ülkelerinden gelenler 6 hafta sonra yerel seçimlere katılırken 20 yıl, 30 yıl burada olan diğer ülke işçilerine bu hak verilmemekte” diyerek basit bir hukuksuzluğa dikkat çekti.

Irkçılık konusunun işlendiği bu bölümde birçok delege söz alıp ırkçılığı protesto eden konuşmalar yaptı ve işçilerin ortak sorunlarının altını çizdi.

Eyaletler düzeyinde oluşan çalışma grupları ayrı ayrı toplantılarını yaparak konferansa sunumlarını yaptı. Göçmen işçiler konferansının dikkat çeken bir yanı genç delegelerin çokluğu oldu. Birçok konuşmacı umut verici bu gelişmeden övgüyle söz etti.

Konferansın ikinci günü akşamı kültürel program öncesi bu kez ‚dayanışma‘ yazılı pankart, ırkçılığa ve faşizme karşı yazılmış dövizlerle fotoğraf çekildi.

 

Vestas grevcileriyle dayanışma

35 saatlik iş haftası mücadelesinde (1984) göçmen işçilerin en önlerde yer aldıklarını dile getirenler, Polonya ve Romanya’dan getirilen düşük ücretli işçiler, TESLA’da örgütlenme zorlukları konularında delegeler deneyimlerini aktardılar.

Uzun bir süredir (Kasım 2022) değişik biçimlerde grevlerine devam eden rüzgâr türbini üreticisi Vestas işçilerinin haklı direnişiyle dayanışma bulunmak için bir deklarasyon hazırlanarak canlı yayınla açıklama yapıldı.

Üç gün süren konferansın ana başlıkları; Dayanışma, Örgütlenme, Irkçılığa karşı durma, Göçmen işçiler tarihi ve birlikte mücadele, işyerlerinin başka ülkelere taşınması ile güncel sorunlar oldu.

Kültürel program bölümünde İmran Ayata ve Bülent Kullukçu’nun bir saati aşan sinevizyonlu sunumları dinleyenleri geçmişe götürdü.

IG Metal Başkanı Jörg Hofmann, Prof. Serhat Karakayalı, Meral El, Dr. Peter Birke, Ferda Ataman, Dominique John, Uwe Garbe de diğer sunum yapan isimler oldu.

IG Metall sendikasında yıllarca aktif olarak çalışmalar sürdüren Nihat Öztürk’ün fotoğraf sergisi ve Valizler Dolusu Umut fotoğraf sergisi konferansa ayrı bir renk kattı.

Üç gün süren konferans yapılan canlı tartışmalar, coşkulu havası, grup sohbetleri ile birlikte alkışlarla sona erdi.

Close