Written by 13:00 HABERLER

Keglerheim Katliamı

Faşizme karşı mücadele katliamlarla bastırılmaya çalışıldı. Bunlardan birisi de, daha Hitler başbakan olmadan Dresden’de yaşandı. 9 işçinin öldüğü, 11 işçinin ölümcül şekilde yaralandığı Keglerheim katliamı tam 90 yıl önce gerçekleşti.

1933’ün ocak ayında Dresden’de faşizm karşıtı bir toplantıda dokuz işçi polis tarafından öldürüldü.

25 Ocak 1933’ü 26 Ocak’a bağlayan gece Saksonya polisi tüm ülkeyi sarsan bir katliam gerçekleştirdi: Dresden’deki Keglerheim’da Faşizme Karşı Mücadele Birliği (Kampfbund gegen den Faschismus/KgdF) tarafından düzenlenen bir etkinlikte polis memurları kalabalığın üzerine kasten ateş açtı. Bu, Weimar Cumhuriyeti’nde işçi hareketi eylemlerine yönelik öldürücü polis şiddetinin ilk örneği değildi: KPD’ye bağlı dayanışma örgütü Rote Hilfe Deutschlands (Almanya’nın Kızıl Yardımı, RHD) sadece 1930-1932 yılları arasında polis müdahalesi sonucu 172 ölüm vakası tespit etmişti. Ocak 1933’te yeni vakalar ortaya çıkmaya başladı. Bununla birlikte, Keglerheim’daki orantısız şiddet ve vahşet 30 Ocak 1933’ten sonraki dönemi önceleyen devlet terörünün yeni bir boyutunu temsil ediyordu.

KPD’YE PROVOKASYON

Anti-faşist 25 Ocak 1933 mitingi, Adolf Hitler’in Reich Şansölyesi olarak atanması için bastıran ve güçlenmekte olan Nazi hareketine yönelikti. Protestoların nedeni 22 Ocak’ta Berlin KPD (Almanya Komünist Partisi) merkezi Karl Liebknecht Evi önünde düzenlenen büyük Nazi yürüyüşüydü- komünist harekete karşı kasıtlı bir provokasyondu bu. Birçok şehirde protestolar düzenlendi.

25 Ocak akşamı, Dresden şehir merkezinde faşizm karşıtı bir gösteriyle başladı ve komünist ve sosyalist örgütler için popüler bir buluşma yeri olan Friedrichstraße 12’deki Keglerheim’ın önünde sona erdi. Kampfbund gegen den Faschismus’un daha sonraki salon toplantısına 600 ila 800 arasında gösterici katıldı ve burada gece yarısı konuşmacı Herbert Fraedrich Nazilerin silahlı saldırılarına karşı militan muhalefet çağrısında bulundu. Süreci yakından izleyen polis, bu açıklamayı bahane ederek etkinliğin dağıldığını ilan etti ve „şiddete teşvik“ gerekçesiyle salonu boşalttı. Üniformalı birlikler silahlarını çekerek kalabalık salona tek girişten girmiş, bunun üzerine kalabalığın bir kısmı kapıyı iterken diğerleri oturmaya devam etmiş ve baskıcı önlemi protesto ederek Enternasyonal’i söylemişti. Organizatörler, panik nedeniyle can kayıplarından kaçınmak için disiplin çağrısında bulundu.

80 EL ATEŞ EDİLDİ

Olaylar bir polis memurunun havaya ateş açmasıyla başladı, bunun üzerine orada bulunanlar panik içinde kaçmaya çalıştı. Ardından diğer memurlar da kalabalığın üzerine ateş açtılar; memurların özellikle toplantıya katılanların başlarına nişan aldıkları dikkat çekti. Bu durum, ölü ve yaralıların neden neredeyse tamamının kafalarından ve sırtlarından vurulduğunu açıklamaktaydı. Toplamda polis yaklaşık 80 el ateş etti, çevredeki sokaklarda kaçan insanları takip etti ve  sınır tanımadan olaya karışmamış insan gruplarına da saldırdı.

Başlangıçta beş kişi öldürüldü, ancak ambulanslar bir buçuk saatten fazla bir süre sonra geldiği için kısa sürede daha fazla kişi öldü, dört anti-faşist hastaneye götürülürken yolda öldü. On bir ağır yaralı erkek ve kadın kurtarıldı. Buna ek olarak, birçok kişi darp veya kitlesel panik nedeniyle hafif yaralandı. Çoğu işçi sağlık görevlileri tarafından tedavi edildi, bu nedenle kesin sayı kaydedilemedi.

Polis yaptığı basın açıklamasında meşru müdafaa durumundan bahsederken ve küstahça katılımcıların önceden ateş ettiklerini ve memurlara sandalye ve bira bardağı fırlattıklarını iddia ederken, görgü tanıklarından gelen raporlar farklı bir tablo çiziyordu. Dahası, sorulduğunda polis tek bir memurun bile yaralanmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Bu nedenle burjuva basını bile resmî açıklama hakkında belirgin şüpheler dile getirdi.

Yüksek mevkilerde bile çok sayıda Nazinin görevli olduğu bilinen Dresden polisinin katliamı yaygın bir öfkeye neden oldu: komünist ve sosyalist gazeteler ve örgütler cinayetleri kınadı ve anti-faşist protesto çağrısında bulundu. Sadece Dresden SPD, 26 Ocak’taki ilk açıklamasında KPD’nin „provokasyonlarını“ suçlamaya çalıştı, ancak kısa süre sonra olanlarla ilgili açıklamasını düzeltmek zorunda kaldı. Ülke genelinde polis terörüne karşı gösteriler ve kitlesel kararlar alındı ve özellikle Dresden bölgesinde yaygın öfke mitingler ve grevlerle kendini gösterdi.

PROTESTO GREVİ

Yetkililer 26 Ocak 1933 gibi erken bir tarihte Dresden genelinde toplantı yasağı getirdi, ancak bu durum işçi hareketinin katliamdan ve iktidarın Nazilere devredilmesinden sorumlu olanları protesto etmesini engelleyemedi. Ölen dokuz anti-faşistin cenaze töreninin yapıldığı gün, çok sayıda fabrika işçisi protesto grevi çağrısına uydu. Yaklaşık 30.000 komünist, sosyal demokrat ve partisiz katılımcının yer aldığı 31 Ocak 1933 tarihli cenaze töreni, 1945 yılına kadar Dresden’de düzenlenen son büyük çaplı anti-faşist gösteri oldu.

Olayların aydınlatılmasını sağlamak amacıyla Almanya Kızıl Yardım Örgütü, 1929’da Berlin Kanlı Mayıs’ta olduğu gibi kendi araştırma komitesini kurdu. Aynı zamanda milyonlarca tirajı olan bir broşür, sadece Saksonya için 250.0000 tirajı olan ayrı bir broşür çıkarılıp dağıtıldı. Broşürde „Das Blutbad in Dresden“ (Dresden’deki Kan Gölü) başlığı altında, soruşturma komitesinin topladığı görgü tanıklarının ifadeleri özetleniyordu. Bu bulguların sunulacağı 12 Şubat 1933 tarihli halka açık bir toplantı emniyet müdürlüğü tarafından yasaklandı.

Saksonya Parlamentosu da haftalarca Keglerheim’daki katliamla ilgili hararetli tartışmalarla meşgul oldu. Şubat ayının sonlarında, milletvekilleri polise yönelik herhangi bir saldırı olmadığını ve operasyonun hukuka aykırı olduğunu tespit etti. Ancak o sırada 17 Şubat 1933 tarihli kurşuna dizme kararnamesi zaten yürürlükteydi. Devlet cinayetleri anti-faşistler için günlük bir kabusa dönüşmüştü.

İŞÇİ KANI DÖKÜLDÜ

Çıkarılan bildirilerde şunlara dikkat çekilmekteydi: 20 işçinin hayatı mahvoldu! Dresden’deki katliamın suçlusu kim? Dresden’de şu ana kadar dokuzu ölü ve on biri ağır yaralı olmak üzere 20’den fazla işçinin hayatına mal olan katliam, Almanya genelindeki tüm emekçi kitlelerde büyük bir öfke uyandırdı. Şu anda Dresden’de bir kuşatma hali uygulanmakta olup, gösteri ve toplantılara genel bir yasak getirilmiştir. Polisin karabinalarla işçi mahallelerinde devriye gezmesine rağmen, her yerde kendiliğinden gösteriler oluyor, her köşede konusu korkunç katliam olan heyecanlı tartışmalar yaşanıyor. Korkunç olaydan sadece on saat sonra, Dresden yakınlarındaki Sachsenwerk Niedersedlitz protesto grevine başladı. İşyeri işçi temsilciliği tarafından yapılan kısa bir yoklamanın ardından 800 kişilik işgücünün tamamı işyerini terk etti. (YH)

Close