Written by 19:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

Kesintisiz dayanışma – Kesintisiz mücadele!

Alman Sendikalar Birliği DGB’nin “Kesintisiz Dayanışma” başlıklı 1 Mayıs çağrısına Almanya genelinde 300 bine yakın emekçi katıldı. 1 Mayıs mitinglerinde yapılan konuşmalarda sendikacılar imzalanan sözleşmeleri “başarı” olarak değerlendirirken, işçi ve emekçilere, “dönüşüm sürecine hazırlanın” çağrısı yaptılar. DGB Başkanı Fahimi Köln’de ayrıca, “sanayi için ucuz enerji” talep etti. Sendika bürokrasisi, “hepimizin yararına” diye Alman sermayesinin çıkarlarını savunurken, değişik bölgelerde mücadeleci sendikacılar, genç işçiler daha fazla ücret, fiyatlar düşürülsün, daha iyi çalışma koşulları, silahlanmaya değil gençliğe bütçe gibi talepleri alanlara taşıdı. Yapılan bütün konuşmalarda grev hakkına yönelik saldırılara karşı mücadele çağrısı yapıldı.

UMUT YAŞAR

Bu yılın ilk haftasından itibaren bugüne kadar damgasını vuran postane, kamu ve demiryollarındaki toplu sözleşme dönemi 1 Mayıs gösterilerine kısmen yansıdı. Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin ana konuşmacı olarak katıldığı bölgelerde katılımda çok bir değişiklik yaşanmazken Demiryolu ve Ulaşım Sendikası EVG’nin ana konuşmacı olduğu bölgelerde katılım geçmiş yıllara göre biraz daha yüksek oldu.

Genel olarak gösteri ve mitinglere katılım geçmiş yıllara göre yaklaşık 300 bin ile daha düşük oldu. Bir önceki yılla, korona salgınından sonra yapılan ilk gösterilerle kıyaslandığında ise katılım yaklaşık 100 bin daha fazla oldu. 2022 yılında Almanya genelinde gösterilere katılım 200 bin civarında olmuştu.

“KESİNTİSİZ DAYANIŞMA”

Alman Sendikalar Birliği DGB’nin bu yılki 1 Mayıs gösterilerine çağrıyı, “Kesintisiz Dayanışma” (“Ungebrochen Solidarisch) sloganı altında yapmıştı. Almanya genelinde 400 bölgede yapılan gösteri ve mitinglerdeki konuşmalarda asıl olarak bu çerçevede yapıldı.

Yüksek enerji fiyatlarına karşı hükümet tarafından kararlaştırılan, “enerji fiyat freni” ve 300 euro düzeyindeki bir kerelik ödemenin sendikaların baskısıyla yürürlüğe girdiğini ileri sürülen konuşmalarda, “Yasal asgari ücretin 12 euroya yükseltilmesi ve vatandaşlık geliri (“Bürgergeld”) ile düşük gelirli insanların daha iyi durumda olması için mücadele ettik. Ama hepsinden önemlisi, sendikalar birçok toplu sözleşme görüşmesinde milyonlarca işçinin daha iyi çalışma koşullarına kavuşmasını ve cüzdanlarına daha fazla para girmesini sağladı” denildi.

Hatırlanacağı gibi işçi ve emekçiler arasında enerji fiyatlarına tavan fiyatı uygulanması talebi ileri sürülmüştü. Fakat Başbakan Olaf Scholz’un çağrısı üzerine yapılan “Uyumlu Eylem Planı” (“Konzertierte Aktion”) kapsamında tavan fiyatı talebi “enerji fiyat frenine” dönüştürülmüştü. Ve bu milyonlarca işçi ve emekçinin enerji masraflarının olağanüstü yüksek kalmasına neden olduğu gibi bütçelerinde de derin izler bırakmıştı. Hükümetin söz konusu yasası ve sendikaların buna destek vermesi sadece enerji tekellerinin kazançlarının güvenceye alınmasını sağlamıştı.

DGB’nin Köln’de yapılan merkezi gösterisinde konuşan DGB Başkanı Yasmin Fahimi, “Ekonomimiz için ucuz sanayi enerjisi talep ediyoruz” dedi. Fahimi, “Şimdi bize bunun nasıl finanse edileceğini soracaklar. Bunun finansmanı zenginlere yönelik özel servet ve miras vergisi uygulaması ile sağlanabilir. Hükümet nihayet bu yasa değişikliklerini gerçekleştirmeli” dedi.

Hatırlanacağı gibi DGB ve üye sendikaların genel kurullarında alınan kararlarda, servet ve miras vergilerinin yükseltilmesi ve elde edilecek ek gelirin başta eğitim olmak üzere değişik sosyal alanlara aktarılması talep ediliyor. Fahimi konuşmasıyla bu kararları da çiğnemiş oldu.

‘AYNI GEMİDEYİZ’ TERANESİ!

DGB’nin 1 Mayıs çağrısındaki, “Artan fiyatların özel tüketicileri olduğu gibi işletmeleri de olumsuz etkilediği” cümlesi sendika genel merkezleri adına yapılan neredeyse tüm konuşmalarda yer aldı. “Enerji krizi, iklim krizi, enflasyon ve savaş ile dünya sürekli bir kriz modunda” denilen konuşmalarda, krizlerden çıkış olarak ise yeni enerji alanlarına olduğu gibi dijitalleşmeye de yatırım yapılması talep edildi.

Özellikle IG Metall ve IG BCE merkezlerinden gelen konuşmacılar, “Aynı gemideyiz” teranesini döne döne dile getirdiler. “Dönüşüm bizsiz olmaz” diyerek sermayeye, sendika genel merkezlerine kulak vermeye, dönüşüm sürecini birlikte organize etmeye çağırdılar. Teknolojik dönüşümün ancak böyle başarıya ulaşabileceğini ileri süren konuşmacılar, işçi ve emekçilere, “dönüşüm sürecine hazırlanın” çağrısı yaptılar. Önümüzdeki yıllarda uygulamaya sokulacak yeni teknolojilere ayak uydurmak için mesleki geliştirme kurslarının devlet tarafından finanse edilmesi de ileri sürülen talepler arasındaydı.

Sendika bürokrasisinin ilginç konuşmalarından biri de IG Metall Genel Başkanı Jörg Hofmann aitti. Hofmann konuşmasında, “yaklaşan dönüşüm süreci göz önüne alındığında, işyeri temsilciliklerinin ve sendikaların haklarının güçlendirilmesi gerektiği açıkça ortada. Federal İşyeri Teşkilat Yasası ve kurumsal ortak karar alma mekanizmalarının 21. yüzyılın gerekliliklerine uyarlaması gerekiyor ve bunu hükümetten bekliyoruz” dedi. Sermayenin birçok kez kendi lehine de olan gelişmeleri kısa vadeli çıkarlar nedeniyle reddettiğini söyleyen Hofmann, “Bazen onu itelemek gerekiyor” dedi.

Kurumsal ortak karar alma hakkının geliştirilmesi için parlamentonun harekete geçmesini beklemekle yetinmeyeceklerini söyleyen Hofmann, Ancak sadece yasa koyucuyu beklemeyeceğiz. Sendikaların öz gücüne dayanarak ve imzaladıkları gelecek toplu sözleşmeleriyle bugün zaten ekonomide daha fazla demokrasiyi mümkün kılmaktadır. Üretim merkezi, yatırım ve istihdamla ilgili hiçbir karar artık bir toprak ağası gibi alınamaz” dedi

BAŞARILI BİR TİS SÜRECİ

Fahimi Köln’de geçen yıl kimya işkolunda başlayan 2022/2023 toplu sözleşme sürecini “başarılı bir süreç” olarak değerlendirdi. “Kimyacılar, metalciler ve şimdi siz posta ve kamu alanında çalışanları, hepinizi kutluyorum. Pahalılığa karşı ücretlerinizin artması için mücadele ettiniz ve hakkınızı aldınız” dedi.

TİS konusunda da genel merkezlerden gelen konuşmacılar ağız birliği etmişçesine, “satın alma gücünün korunduğunu”, “çalışanların hak ettiklerini mücadeleyle aldıklarını” söylediler.

IG BCE, IG Metall ve son olarak Ver.di sendikasının postane ve kamu alanında imzaladıkları bütün sözleşmeler reel ücretlerin düşmesini içeriyor. Ve sözleşmelerin hepsi iki yıla yayıldığı için reel ücretler önümüzdeki süreçte de düşmeye devam edecek.

EVG adına konuşan sendikacıların konuşmalarına ise demiryollarında devam eden TİS pazarlıkları yansıyordu. Alman Demiryolları (DB) şirketinin çalışanlarına gerçek bir asgari ücret bile ödememek için değişik yol ve yöntemleri seçtiğine dikkat çeken EVG’liler, “Biz talebimiz yüzde 12 – en azından 650 euro yerine getirilinceye kadar mücadele etmekte kararlıyız. Şimdiye kadar olduğu gibi sadece kısa değil uzun süreli grevlere de hazırız” dediler.

GENÇLİK UMUT VERDİ

Sendika bürokrasisi, “hepimizin yararına” diye Alman sermayesinin çıkarlarını 1 Mayıs alanlarında savunurken, değişik bölgelerde mücadele yanlısı sendikacılar, genç işçiler ve çıraklar daha ileri talepleri alanlara taşıdılar.

Gazetemize ulaşan bilgilere göre değişik bölgelerde sendika bürokratları geçmiş TİS süreçlerini savunup, “başarı” olarak lanse ederken, “fiyatlar aşağı – ücretler yukarı” sloganı atıldı. Özellikle hastane, demiryolu, postane, hava alanlarında çalışanların düşük ücretlerine ve zor çalışma koşullarına dikkat çeken dövizler taşındı.

Son birkaç yıldır gündeme getirilen nitelikli elaman eksikliği konusu da gençlerin gündemindeydi. Çıraklık döneminde olduğu gibi kalifiye elaman olarak çalışıldığında da yeterli ücret alınmadığına dikkat çeken sendika gençlik kolları, “çıraklara bağımsız yaşayabilecek yeterli maaş” talep ettiler. “Nitelikli elamanlar gökten düşmez – Daha fazla meslek eğitim yeri” talebini ileri süren genç işçi ve çıraklar, “Meslek eğitiminden sonra işe alınma güvencesi” talep ederek on binlerce gencin meslek eğitimi sonrası işsiz kaldıklarına dikkat çektiler. Genç işçi ve çıraklar çevre ve iklim konusunda olduğu gibi savaşa ve silahlanmaya, ırkçılığa ve faşist örgütlenmelere karşı talepleri de alanlara taşıdılar. Gençler bütün bir sınıfa umut verdiler.

Close