Written by 15:04 TOPLUM

Kurtarılışının 72. yılında Auschwitz-Birkenau Toplama Kampı

72 yıl önce bugün, 27 Ocak 1945’te Kızıl Ordu, Polonya’da bulunan Auschwitz-Birkenau Toplama Kampındaki tutsakları Nazilerden kurtarmıştı…

Ali ÇARMAN

Tüm dünyada faşizm veya Hitler denilince akla ilk önce toplama kampları geliyor. İşçi sınıfının, sosyalizmin, Yahudi olmanın ve de insanlığın amansız düşmanı olan faşizm işbaşına geldiği andan itibaren bütün barbarlığını gün be gün dünyaya gösterdi. Sokaklarda insan avı başladı. Tutuklananların sayısı yüzbinlerle ifade edilmeye başlanınca bu kez Almanya’nın dört bir yanına toplama kampları yapıldı. Ölüm tarlaları olarak ifade edilen toplama kampları yok edilmekte olan insanlığın trajedisi oldu.

Özgürlük, eşitlik ve adalet bağlamında insanlığın kazanımlarına savaş açan Hitler, 1 Eylül 1939 Cuma sabah saatlerinde Polonya’ya saldırdı. İşgal birliklerinin gerekçesi “Polonya askerlerinin Alman askerlerine ateş açması” gösterildi.

Almanya toprakları dışında Nazi toplama kampları için Polonya sınırları içinde Krakow şehri yakınlarında Auschwitz-Birkenau’da geniş bir arazide 14 Haziran 1940’da toplama kamp kurdular. Bu tarihten itibaren vagonlarda istif edilmiş ölüm yolcuları; Yahudiler, Polonyalılar, Romenler buraya getirildiler.

Geçtiğimiz yaz dönemi bir grup arkadaşla toplama kampını ziyaret edip bilincimizi tazeleyelim dedik. O gün dünya gençlik günü vesilesiyle Papa, Auschwitz’i ziyaret edeceği için, kamp alanı tam bir asker ve polis ablukası altındaydı. İki kez kimlik kontrolünden geçerek kamp yerine gelebildik.

Papa sessizce dua okuyacak diye görülmesi gereken yerlerin büyük çoğunluğu ziyaretçilere kapatılmıştı. Dünyanın her tarafından insanlar otobüslerle kamp yerine gelmişti.


Ölüm kampı Auschwitz

Bütün toplama kamplarının ana girişinde duran „Arbeit macht frei“ (Çalışma özgürleştirir) yazısı insanın içini ürkütüyor. 40 kilometrekarelik bir alanı 3-4 saatte gezmek zor. Büyük bir sessizlik içinde gruplar halinde kamp sokaklarını gezenlerin gözlerinde hüzün ve öfke açıktan belli oluyor.

Yollar boyunca değişik levhalarda yaşananlardan örnekler sunulmuş.

İşte onlardan biri: Toplama kampında daha önceleri hiç tanımadığı bir tutsağın yerine kendisini feda eden Maximilian Kolbe adına yapılmış. Bir başka levhada çırılçıplak işkenceye, gaz odalarına götürülen tutsaklar. Az ileride barakaların girişine yaklaşıldığında ise kampa getirilen ve katledilenlerin toplam sayısını; 1,1 milyon Yahudi, 150 bin Polonyalı, 23 bin Romen, 15 bin Sovyet Kızıl Ordu esiri, 25 bin diğer uluslardan tutsak olduğunu gösteren kocaman bir pano.

Nazi toplama kamplarının en büyüğü olan Auschwitz-Birkenau kampına 1,3 milyonda fazla insan yerleştirilmiş. Almanya, Fransa, Polonya, Çekoslovak, Macaristan, Avusturya, Belçika, Romanya’dan vb. getirilenlerin 900 bini kısa süre içinde, gaz odalarında, kurşunlarla, idamla ve en azgın ateşle krematoryumlarda yakılarak katledildi.

Kendinden olmayan herkes düşman

Sınırsız şovenizm ve yağma savaşı, en alasından gericilik, insanlığa dair ne kadar güzellik varsa hepsine düşman olan faşizm işbaşına getirildiği andan itibaren her şey arı Alman ırkı ve geleceği için denilerek başta Almanya’da işçi ve emekçilere sonrasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmak üzere bütün Avrupa halklarına savaş açtı. Faşizm ve Hitler düpedüz tüm insanlığa savaş açtı.


Ölüm Kampları

Hitler ve şürekası; yalnızca Yahudileri değil tüm rejim muhaliflerini, komünistleri, sosyal demokratları, sendikacıları, aydınları ve kendilerince sakıncalı buldukları eşcinselleri, çingeneleri ve asosyal dedikleri kitleleri topladılar.

Toplumu ıslah etme ve Alman ırkını arındırma adı altında açılan bütün toplama kamplarının bir ortak özelliği de kamplara getirilenlerin en sağlıklı ve en genç olanları karın tokluğuna değişik iş dallarında çalışmaya götürülmek olmuştur.

Dikenli ve elektrikli tellerle çevrilmiş, her 50-100 metresinde gözetleme kuleleri ve bu kulelerin içine yerleştirilmiş makinalı tüfekler, açık alanda kurulan teşhir amaçlı idam sehpaları, kurşuna dizilme yerleri, gaz odaları, fırınlar yazmakla bitmez. Bunlar Nazilerin toplama kamplarında olağan olarak görülen yaptırımları. Kamp sokaklarını gezerken, ziyaretçilerin bilgisine sunulan dokümanları incelerken üst üste yığılmış insan cesetlerinin fotoğraflarını gördüğümüzde bir kez daha faşizme olan kinimiz bileniyor.

Dachau, Buchenwald, Mathausen kamplarında fırınlar var. Ancak Auschwitz toplama kampında insanın eli yazmaya varmıyor günde 6 bin insan (ceset) yakılıyordu. Yakılan insanlarda geriye kalan objelerden dahi küçük tümsekler olmuş.

Auschwitz-Birkenau kampının bir diğer özelliği ise en akıl almaz ve alçakça deneyleri ile bilinen ölüm meleği Nazi doktor Josef Mengele’dir. Tutsakların hangisinin çalıştırılacağı, öldürüleceği veya tıbbi deneyler yapılacağına karar veren SS doktoru Mengele ne yazık ki kamp kurtarılmadan kaçarak başka kimliklerle faşizme hizmet vermeye devam etmiştir.

Halklar ve gerçeğin zaferi

Toplama kampları en ağır koşullarda en onulmaz denilen anlarda dahi direnişin olabileceği, örgütlenebileceği örnekleriyle dolu. Tutsaklar umuda sımsıkı sarılıp özgürce yaşamı hayal etmeyi elden bırakmadılar. Dayanışma, yaşam koşullarına yardım ve dış dünya ile bağ kurma temelinde oluşturulan illegal komiteler moral kaynağı oldular.

1944 yılının sonlarına doğru Faşist Hitler ve ordusunun yenilgi haberleri çoğalmaya başlar. Faşistler Kızıl Ordu‘nun büyük zafere doğru ilerleyen ayak seslerini duydukları anda itibaren işlemiş oldukları insanlık suçlarının belgelerini imha ettiler.

Öyle ki; bazı binaları dinamitle havaya uçurdular. Kızıl Ordu kampa yaklaşınca bu kez kampta bulunan tüm tutsakları „Ölüm Yürüyüşü”ne (Todesmarsch) çıkardılar. Ölüm yürüyüşüne çıkarılan 56 bin kişiden 15 bin kişi ancak kurtarılabildi.

27 Ocak 1945’te Sovyet Kızıl Ordusu kampı özgürlüğüne kavuşturduğunda yedi bin tutsak kalmıştı. İnsanlık için büyük bir zafer olan bu mutlu günün 72. yılındayız…

Almanya’da 1996‘dan bu yana her 27 Ocak, Yahudi Soykırımı Anma Günü olarak programlar gerçekleştirilir.

İnsanlık tarihinin en uğursuz döneminde yaşanılanlar için yeterince ders çıkarıldığı söylenemez. Nazi barbarlığı yenildi, ancak ardıllarını orada-burada, yakınlarımızda görmek mümkün.

Toplama kampında deli divane olmuş gezinirken; dayanışma, birleşme ve her koşulda direnmenin insana büyük güç kattığını gördük. Ve önemli olan da budur.

Close