Written by 10:50 HABERLER

KUTUPLAŞMAYA KARŞI SAĞDUYU

Türkiye’nin Kuzey Doğru Suriye’ye 9 Ekim’de başlattığı ‚Barış Pınarı‘ harekatı, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler arasında bir kez daha kutuplaşmaya yol açtı. Pek çok kentte yapılan gösterilerde karşılıklı gerilimler yaşandı. Alman medyası ve güvenlik birimleri ise gerilimin çıkması için adeta pusuda bekliyor. Türkler ve Kürtler arasındaki gerilim asıl olarak onları bölmek, önyargıları körüklemek isteyen kesimlerin işine yarıyor. Bu nedenle sağduyu büyük bir önem taşıyor.

Türkiye devletinin içeride ve dışarıda Kürtlere, demokrasi güçlerine ve basına yönelik saldırı ve baskıları bir kez da binlerce kilometre ötedeki Türkiye kökenli göçmenler arasında kutuplaşmaya, gerilime ve tartışmaya neden oldu.

9 Ekim’de Türk ordusunun Kuzey Doğu Suriye’de Kürtlerin yaşadığı bölgelere uönelik işgal hareketine karşı Almanya’nın pek çok kentinde başta Kürtler olmak üzere savaşa karşı çıkan kesimler tarafından düzenlenen gösteri ve yürüyüşlerin bir kısmında gerilimler yaşandı. Bazı kentlerde ise kavgalar çıktı. Operasyona destek veren bazı Türklerin bayrak ve değişik semboller göstererek yaptıkları provokasyonlar üzerine çatışmalar çıktı. Bazı kentlerde ise öfkeli Kürt gençleri Türklere ait işyerlerine saldırılar düzenlediler.

Savaş ve işgal karşıtlarının katıldığı eylemlere tepki gösteren bir kısım Türk milliyetçisi de Stuttgart’ta eylem düzenledi. Türk bayraklarının taşındığı gösteri sırasında sık sık “tekbir” getirilerek milliyetçi ve militarist sloganlar atıldı. Böylece, operasyonun Türkiye içinde yarattığı gerilimin bir benzeri Almanya’ya taşınmış oldu.

Sokaklara yansıyan kutuplaşmanın hayatın diğer alanlarında da kendisini hissettirdiği elbette sır değil. Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenlerin bir kez daha Türkiye’deki gelişmeler üzerinden bölündüğü, hatta karşı karşıya geldiği bu süreçte “sağduyu” çağrıları ise çoğunlukla cılız kaldı. Özellikle de Suriye’den gelen ve Türklerle fazla bir ilişkisi olmayanlar arasında öfkenin daha yüksek olduğu dikkat çekiyor.

İŞGAL UZADIKÇA SORUNLAR BÜYÜYECEK

İşgal harekatı uzadıkça, Kürt sorununda demokratik bir çözüm bulunmadıkça gerilimin artacağı, kutuplaşmanın devam edeceği anlaşılıyor. Bu nedenle farklı uluslardan emekçiler arasında önyargıları, düşmanlıkları körükleyen tutumlardan uzak kalmak ve bunu yapanlara tutum almak büyük bir önem taşıyor.

Aksi takdirde, Almanya’da genel olarak göçmenlere, özel olarak da Türkler ve Kürtlere karşı önyargılar körüklenmeye devam edecek. Basın ve güvenlik birimlerinin bunun için adeta fırsat kolladıkları, pusuda bekledikleri yaşanan bir kaç olaydan sonra görüldü. Küçük çatışmalar ve kavgalar, basın tarafından “Türk-Kürt savaşının Almanya’ya taşındığı” şeklinde sunulmaya başlandı. Keza, Kürtlere karşı önyargıların körüklenmesi, kriminalleştirme çabaları da devam ediyor. 19 Ekim’de Köln’de yapılacak gösteri öncesinde emniyet teşkilatının yarattığı hava tam da bu yöndeydi. “Binlerce şiddet yanlısı Kürdün eyleme katılacağı” şeklindeki propagandanın gerçekle ilişkisi olmadı görüldü.

Özetle, Türkiye’deki gelişmelere bağlı olarak Almanya’da Türk ve Kürt gençlerinin, emekçilerinin karşıya karşıya gelmesi, çatışması onların yararına değil zararınadır.

ALMANYA AÇIKLAMALARIYLA SAMİ Mİ?

Avrupa’da en çok Türk ve Kürdün yaşadığı ülke olan Almanya’da hükümetin tutarsız bir politika içerisinde olduğu görülüyor. Başta Dışişleri Bakanı Heiko Maas olmak üzere, kabine üyeleri sert açıklamalara devam ederken, bölgede barışın tesis edilmesi için somut bir adım atmaya ise yanaşmıyorlar. Halktan ve muhalefet partilerinden gelen tepkiler üzerine Türkiye’ye silah satış iznini durduran Almanya, AB genelinde bir silah ambargosunun uygulanmasına karşı çıktı.

Bu nedenle, Almanya’dan verilen sert mesajlar gerçek hayatta karşılığının olmadığı görülüyor. Bir taraftan ekonomik ilişkiler devam ederken diğer taraftan Türkiye’ye silah satışı hız kesmeden sürüyor. Dolayısıyla bölgede savaşın büyümesi halkların değil, emperyalist devletlerin, silah tekellerinin işine yarayacağı görülüyor.

Özetle savaş ve çatışmanın daha fazla büyümemesi, halkların daha fazla zarar görmemesi için başta Almanya olmak üzere bütün emperyalist devletlerin Türkiye’ye silah satışını acil olarak durdurması, sorunların diyalog yoluyla çözülmesinin yolları açılması gerekiyor. (YH)


Futbol federasyonundan kulüplere uyarı

Almanya’da Türklerin yönetimde bulunduğu amatör futbol takımlarının futbolcularının asker selamı vermesi, eyalet futbol federasyonlarını harekete geçirdi. Futbolcuların asker selamını siyasi mesaj olarak tanımlayan futbol federasyonları, kulüpleri asker selamı konusunda uyardı.

Berlin, Bavyera, Kuzey Ren Vestfalya, Baden Württemberg, Aşağı Saksonya, Rheinland Pfalz ve Hamburg Futbol Federasyonları, kulüp yönetimlerinin bu konuda duyarlı davranmalarını istedi. Bazı federasyonlar ise kulüplere yazı göndererek ceza tehdidinde bulundu. Bavyera Futbol Federasyonu yöneticisi Josef Janker imzası ile eyaletteki futbol kulüplerine gönderilen yazıda “Maçlardaki asker selamlarına ağır cezalar verilecek” uyarısı yapıldı.

Almanya 2. Futbol Ligi ekiplerinden St. Pauli, Türk oyuncu Cenk Şahin’i Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda başlattığı askeri operasyonuna verdiği destek gerekçesiyle kadro dışı bırakmıştı. St. Pauli tarafından yapılan açıklamasında, „Kimsenin farklı kültürlerden doğan farklı yaklaşımlar ve algıları yargılayamayacağı“ belirtilirken buna karşın kulübün değer yargılarına dikkat çekildi. Açıklamada, her türlü tartışmadan ve kuşkudan bağımsız olarak kulübün savaşı destekleyen bir tutumu reddettiği ve Şahin’in tutumunun kulübün değer yargıları ile bağdaşmadığı belirtildi.

Cenk Şahin, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü askeri operasyona destek amacıyla Instagram hesabından paylaştığı mesajda „Kahraman Mehmetçiğimizin ve ordumuzun yanındayız. Dualarımız sizinle“ demişti. Ancak 25 yaşındaki futbolcunun bu paylaşımı Alman kulübünün taraftarları tarafından eleştirilmişti. Şahin, 2016 yılında Başakşehir Futbol Kulübü’nden St. Pauli’ye transfer olmuştu. (YH)

Close