Written by 09:53 AVRUPA

Macron’dan „demokrasiye darbe“: Sol ittifakın başbakan adayını atamadı

Fransa’da hükümet kurma krizi tırmanıyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, son turu 7 Temmuz’da yapılan erken genel seçimlerde en fazla sandalyeyi kazanan sol ittifak Yeni Halk Cephesinin (NFP) başbakan adayı Lucie Castets’i atamayı reddetti. NFP’yi oluşturan siyasi parti ve örgütlerin yanı sıra öğrenci örgütleri 7 Eylül’de sokağa çıkmaya hazırlanıyor.

2024 Paris Olimpiyatları boyunca askıya aldığı hükümet kurma sürecini, geçen hafta parti liderleri ve parlamentodaki siyasi grupların temsilcileri ile Elysee Sarayı’nda iki gün görüşerek yeniden başlatan Macron, seçim sonuçlarını yok saymakla suçlanıyor. Görüşmeler sonunda Macron, NFP’nin adayını atamama kararı aldığını açıkladı ve bu karar öfkeyle karşılandı.

Macron, pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, görüşmeleri „adil, samimi ve faydalı“ olarak nitelendirse de „uygulanabilir bir çözüme ulaşılamadığını“ öne sürdü. NFP tarafından kurulacak bir hükümetin güvensizlik oyu alacağını ve düşeceğini savundu.

Macron, NFP ittifakının en büyük partisi Boyun Eğmeyen Fransa’yı (LFI) dışlayarak, ittifakın geri kalan sol partilerine „meclisteki diğer siyasi partilerle iş birliği“ çağrısı yaptı. „İstikrarlı ve kapsayıcı çoğunluk hükümeti kurmak için“ müzakerelerin sürdürüleceğini ifade eden Macron’un bu dışlayıcı tavrına sol ittifak tepki gösterdi.

SOL PARTİLER VE GENÇLİK ÖRGÜTLERİ SOKAĞA İNİYOR: SEÇİM BİZDEN ÇALINIYOR

Macron’un ardından konuşan LFI Lideri Jean-Luc Mélenchon, Macron’u “Halkın ve siyasetin vereceği yanıt, hızlı ve sert olmalı” dedi. LFI, Macron’a “Demokrasiye saygı gösterme” çağrısı yaptı. LFI’nın önde gelen isimleri, „seçim sonuçlarını görmezden geldiği için demokrasiye karşı darbe yapmakla“ suçladıkları Cumhurbaşkanı’nın azledilmesi için yasal süreç başlatacaklarını duyurdu.

Sol ittifakın başbakan adayı Castets, Macron’un kendisine hükümete başkanlık etme görevi vermemesine ilişkin, “Demokrasinin Cumhurbaşkanı gözünde değeri yok” ifadesini kullandı. Castets, Macron’un „gücü“ elinde tutmak istemesine ilişkin „hem cumhurbaşkanı, hem başbakan hem de parti başkanı olmak isteyen bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıya olduklarını“ söyledi.

Ayrıca Sosyalist Parti ve Yeşiller’in liderleri de Macron ile yeni yapılacak görüşmelere katılmayacaklarını belirterek, halka protesto çağrısı yaptılar. Yeşiller Partisi Başkanı Marine Tondelier yerel radyoya verdiği demeçte “Bu seçim bizden çalınıyor. Zaten bizi dinlemeyen ve kontrolü elinde tutmayı kafayı takmış bir başkanla bu sahte istişarelere devam etmeyeceğiz. O bir çözüm aramıyor, çözümü engellemeye çalışıyor” dedi.

Sosyalist Parti Başkanı Olivier Faure, France 2 televizyonuna verdiği demeçte, Macron’un yeni tur görüşmelerini “demokrasi parodisi” olarak adlandırdı.

Komünist Parti Ulusal Sekreteri Fabien Roussel de Macron’un “Fransız halkının iki önemli seçimde değişim arzusunu dile getirdiği bir dönemde, ülke için çok ciddi bir krize yol açtığını” söyledi. Roussel, “Mitingler ve seferberlik çağrısında bulunacağız” dedi. Partiden yapılan açıklamada da, “Komünist Parti, Fransız halkının seçimlerde dile getirdiği değişim taleplerini kaçınılmaz kılmak için halkı, Yeni Halk Cephesi güçlerini ve sosyal ve demokratik acil durumu paylaşan ülkenin tüm yaşayan güçlerini seferber etmeye çağırıyor” denildi.

Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), öğrenci örgütlerinin 7 Eylül’de Macron’a karşı kitlesel bir protesto çağrısına katıldığını açıkladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Cumhurbaşkanı, sandıktan çıkan sonuçları ve parlamento seçimlerini kazanan Yeni Halk Cephesi hükümetini reddederek demokrasiyi ciddi bir şekilde tehlikeye atmaktadır. Durumun istisnai ciddiyeti göz önüne alındığında, Fransız toplumunun sert bir tepki vermesi çağrısında bulunuyoruz. Bu nedenle gençlik örgütleri Union Étudiante ve Union syndicale lycéenne’in 7 Eylül’de Emmanuel Macron’un iktidarı ele geçirmesine karşı büyük bir gösteri düzenlenmesi çağrısına katılıyoruz. Demokrasiyi savunmaya kararlı siyasi, sendikal ve dernek güçlerinin de bu çağrıya katılacağını umuyoruz.”

NE OLMUŞTU?

Macron, aşırı sağın 9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki galibiyetinin ardından ulusal meclisi feshederek gittiği erken genel seçimlerin kaybedeni olurken, seçimlerde hiçbir parti ya da ittifak, hükümet kurmak için gerekli salt çoğunluk olan 289 milletvekiline ulaşamadı.

Seçimler, Fransa tarihinin en parçalı meclis tablosunu çıkararak ülkeyi alışık olmadığı bir koalisyon hükümeti sürecine itti. Aşırı sağcılar da sandalye sayısını artırırken, seçime ittifak kurarak giren sol partiler, 577 sandalyeli mecliste 193 sandalye ile en büyük siyasi grup oldu. Macron’un iktidar koalisyonunun 166 milletvekili, aşırı sağcı RN ve ortaklarının ise 142 milletvekili bulunuyor.

NFP, Paris Belediyesinde mali işler müdürü olan 37 yaşındaki ekonomist Lucie Castets’i aday olarak gösterdi. Macron ile görüşen RN liderleri Marine le Pen ve Jordan Bardella ise NFP’yi „Fransa için bir tehlike“ olarak nitelendirdi. Bardella “solcu bir başbakan” seçilmesi halinde partisinin güvensizlik oylaması yoluna gideceğini ilan etti. Böylece Macron’la faşist parti aynı çizgide buluşmuş oldu.

Siyasi çevrelerde başbakan adayı olarak tartışılan diğer isimler arasında eski Sosyalist İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ve merkez sağ Cumhuriyetçilerin bölgesel liderlerinden Xavier Bertrand da bulunuyor. Macron’un partisinden eski başbakan olan Gabriel Attal, hâlâ fiili olarak başbakanlık görevini sürdürüyor.

Fransa’da Anayasa uyarınca Macron’un dilediği kişiyi başbakan olarak atama yetkisi bulunuyor, siyasi geleneklere göre ise başbakan en fazla oyu alan parti ya da ittifaktan seçiliyor. (DIŞ HABERLER)

Close