Written by 20:30 ÇALIŞMA YAŞAMI

Makinistler grev oylamasında

GDL, DB AG’deki üyelerini grev oylamasına çağırdı. GDL’in taleplerini aşağı çekmesine karşın tekel yönetimi reel ücretlerin düşürüldüğü, çalışma koşullarının kötüleştirildiği 40 aylık bir teslimiyet sözleşmesi dayatıyor. DB AG’nin hedeflediği ‘teslimiyet’ ücret ve çalışma koşulları ile sınırlı değil, örgütlenme konusunda da teslimiyet dayatılıyor.

Alman Makinistler Sendikası GDL, tüm üyelerini süresiz grev için grev oylamasına çağırdı. 24 Haziran günü Berlin’de düzenlenen basın toplatışında konuşan GDL Genel Başkanı Claus Weselsky, “Bu kez birkaç saatlik uyarı grevlerine gitmeyeceğiz, hemen süresiz grev için grev oylamasını başlatıyoruz” dedi.

Alman Demiryolları tekeli DB AG’nin emrinde sayısız hukukçu olduğunu hatırlatan Weselsky, “Her uyarı grevi çağrımıza karşılık onlarca mahkemede ihtiyati tedbir davaları açılıyor. Bu kez bunlarla uğraşmak istemiyoruz” dedi. Grev oylamasının sonucundan emin olduğunu söyleyen Weselsky, “Biz bütün üyelerimize güveniyoruz. Sadece grev oylamasında süresiz grevden yana tutum alacaklarına değil, aynı zamanda bu talepleri elde etmek için bütün güçleriyle mücadele edeceklerine inanıyoruz ve güveniyoruz” dedi.

UZLAŞMA DEĞİL TESLİMİYET İSTENİYOR

Toplu sözleşme görüşmelerinde elde edilen tüm sonuçların uzlaşma olduğunu hatırlatan Weselsky, “Ciddi bir müzakere sonucu için masaya oturan tüm taraflar uzlaşma ararlar. Biz de üyelerimiz için iyi bir uzlaşma arayışıyla masaya oturduk. Ama tekel yönetimi kesinlikle uzlaşma istemiyor. İleri sürdüğümüz talepleri değerlendirmediği gibi görüşmelerde esamesi geçmeyen konuları, kamuoyuna sunulan teklifler gibi yansıttılar” dedi. Tekel yönetiminin kamuoyunu bilinçli yanılttığını söyleyen sendikacı birçok basın organında yayınlanan haberlerin de bu tutumu desteklediğini belirtti.

DB AG yönetimi ile yapılan TİS görüşmelerinden sonra GDL’in durumu değerlendirerek kamu alanında imzalanan TİS’lerin örnek alınması teklifini getirdiğini söyleyen sendikacı, “Bu teklifle masa başında uzlaşma yanlısı olduğumuzu gösterdik. 12 aylık bir süre için yüzde 4,8 ücret zammı yerine ilk 12 ay için 1,4 ve ikinci 12 ay için yüzde 1,8 ücret zammı istedik. Toplamında 28 aylık bir sözleşme imzalayabileceğimizi söyledik. Ama karşı taraf 2021 yılı için zam vermeyi reddetti, 1 Ekim 2022’den itibaren yüzde 1,4 zam ve 1 Nisan 2023’den itibaren ise yüzde 1,8 ücret zammı vermeyi teklif etti. Toplamında 40 aylık bir sözleşme istiyorlar. Ayrıca esnek çalışan personel kotasının yüzde 20’den yüzde 40’a çıkarılmasını, vardiya planlarının daha geç ilan edilmesini, işyeri emekliliğinin düşürülmesini talep ediyorlar. Yani zaten zor olan çalışma koşullarının daha da kötüleştirilmesini istiyorlar. Bu teklif uzlaşma değildir, GDL’in teslim olması isteniyor” dedi.

DB AG’nin kamuoyuna, ‘GDL’e havaalanlarında imzalanan sözleşmeyi sunduk ama bu teklifimiz geri çevrildi’ açıklaması yaptığını hatırlatan Weselsky, “Havaalanlarıyla demiryollarını karşılaştırmak mümkün değil. Uçaklar aylarca yerinden kımıldamazken trenler normal çalıştı. Bu nedenle Eylül 2022 sonuna kadar ücretlerin dondurulması, ki bu reel ücret kaybı anlamına gelmekte, kabul edilemez bir tekliftir” dedi.

SONUÇ 9 AĞUSTOS GÜNÜ SONUÇ AÇIKLANACAK

Grev oylaması hazırlıklarının tamamlandığını söyleyen Weselsky, 9 Ağustos günü sayımı yapıp sonuçlarını kamuoyuna sunacaklarını belirtti. Weselsky, “Grev oylamasına katılımın yüksek olacağına, üyelerimizin verecekleri kararı tüm demiryolu çalışanlarıyla dayanışma duygusu içinde vereceklerine güveniyor ve inanıyoruz. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok” dedi.

“İşveren tarafı bilinçli olarak provokasyon yolunu seçti ve uzlaşmaya ilgisinin sıfır düzeyinde olduğunu gösterdi” diye konuşan sendikacı, “Bu nedenle gerginliğin artmasının ve önümüzdeki dönem gündeme gelen grevlerin tek sorumlusu da onlardır”diye devam etti.. (YH)


“Milyonlar çarçur edildi”

GDL’in merkez yayın organı “Voraus” (“İleri”) dergisinin Nisan sayısında tekel yönetiminin kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik çabalarına yanıt verildi. Hatırlanacağı gibi DB AG yönetimi, tekel borçlarının şirket tarihinin en yüksek düzeyinde olduğunu açıklamış ve GDL’in ileri sürdüğü taleplerin borçlanmayı artıracağını ve şirketin geleceğini tehlikeye atacağını ileri sürmüştü.

“Voraus” dergisinde (bkz.: gdl.de) şirket borçlarının 30 milyar euroya çıktığının doğru olduğu belirtilirken, “ancak bu borçlar DB AG çalışanlarının ücretlerinin yüksek veya zam taleplerinin aşırı olmasıyla bağlantılı değil. Borçların asıl nedeni DB AG’nin lojistik alanında dünya tekeli olma hayalleriyle ilgilidir. Dünyanın

birçok ülkesinde yapılan saçma ve gereksiz yatırımlar sorumlu bir şirket yönetiminin değil, devletin vergi gelirleriyle finanse ettiği bir şirketin sorumsuz yönetiminin kararlarıyla ilgilidir” deniliyor.

Bir başka sayfada ise tarihi borçlanmaya karşın tekelin en üst 3 bin 500 yöneticisinin 2020 yılında ikramiyelerini aldıkları belirtiliyor. 2021 yılında ikramiyeden feragat edildiği ama yüzde 10’luk bir ücret zammı istendiği hatırlatılan haberde, “Yüzde 10’luk zam talebi şimdilik yerle bir edildi. Ne var ki DB AG Şefi Richard Lutz, uzun yollardan sorumlu yönetim kurulu Berthold Huber ve alt yapıdan sorumlu yönetim kurulu Ronald Pofalla’nın sabit maaşlarının 2023’den itibaren yüzde 10 artması kararlaştırıldı. Bu Lutz’un yıllık maaşının 900 bin eurodan 990 bine çıkması, Huber ve Pofalla’nın yıllık maaşlarının ise 650 bin eurodan 715 bin euroya çıkması anlamına geliyor” denildi.

„ORTA ÇAĞ GİBİ”

“Başkalarına su içmelerini tavsiye edenlerin kendileri şampanya içiyor” denilen yazıda DB AG’deki rakip sendika EVG’nin bu tutuma boyun eğmesi ve yönetim kurulu için zamlara onay vermesi de eleştiriliyor.

Yazıda GDL Başkanı Weselsky’nin, “Demiryolları yönetiminin davranış ve kararları karşısında, kendinizi orta çağa geri konulmuş hissine kapılıyorsunuz. Krallar ve imparatorlar halkın sırtına ağır vergileri yüklerken kendileri ve sarayın ileri gelenleri bollukta yaşıyorlardı. Orta çağ sona ereli bir hayli olmasına karşın bazı yerlerde değişen bir şey yok. Hiç kimsenin vergi gelirlerini dilediği gibi cebine yönlendirme hakkı yok” sözlerine de yer veriliyor. (YH)

Close