Beş aydır devam eden çetin bir mücadelenin ardından GDL ve DB, ücret artışı ve çalışma sürelerin kısaltılmasını içeren toplu sözleşmeyi imzaladılar. GDL ve üyeleri, uyarı grevleri, grev oylaması ve “grev dalgalarıyla” verdikleri mücadeleyi -tüm baskılara ve saldırılara karşın- başı dik sonuçlandırdılar ve grev hakkına yönelik saldırıları boşa çıkardılar! Buna rağmen bütün TİS’lerde olduğu gibi makinistlerin imzaladıkları sözleşmeyi olduğu gibi bütün bir süreci eleştirel bir gözle değerlendirmemiz gerekiyor. Hatalardan, eksiklerden ders çıkarmadan gelecekteki mücadelelere hazırlanamayız.
UMUT YAŞAR
Alman Makinistler Sendikası GDL ve Alman Demiryolları DB arasında beş aydır devam eden toplu pazarlık görüşmeleri sona erdi. 2023/24 TİS dönemi beklenildiği gibi çok daha çetin geçti. Ve en sonunda DB’nin “kesinlikle olmaz” dediği oldu ve haftalık çalışma günlerinin beş gün ile sınırlanmasını içeren ve haftalık çalışma sürelerinin tam ücret karşılığı 35’e düşürülmesini içeren sözleşme imzalandı.
Bu TİS dönemini değerlendirmek için başa dönmekte ve bazı şeyleri hatırlatmakta fayda var: En son olarak 2021 yılında ücretlerle ve çalışma koşullarıyla ilgili toplu sözleşme imzalayan GDL, bu TİS döneminde bir yandan yüksek enflasyonla eriyen reel ücretleri yükseltmek diğer yandan ise makinistlerin ve tren personelinin çalışma koşullarını iyileştirecek adımlar atmak istiyordu.
Vardiyalı çalışanlar için haftalık çalışma günlerinin 5 ile sınırlandırılmasını ve haftalık çalışma saatlerinin ise tam ücret karşılığı 35’e düşürülmesini talep eden GDL, bu talebiyle DB menajerlerinin yanı sıra bütün bir sermayeyi ayağa kaldırdı. O günü kadar “dört günlük çalışma haftasından” dem vuranlar birden, “nitelikli işgücü açığı giderek büyürken çalışma sürelerini kısaltılma talebinin anlaşılacak bir yanı yok” demeye başladılar.
Nitekim GDL, sermayenin istediği gibi 7/24 üretimi/çalışmayı mümkün kılan bir esnek çalışma modeli değil, işçilerin sağlığının ön planda olduğu bir çalışma modeli için yola çıkmıştı. Hem de tam ücret karşılığında!
GDL ayrıca aylıklara 555 euro zam yapılmasını, 3 bin euro tutarında enflasyon telafi primi ödenmesini, vardiyalı çalışanlara ödenen ek ödeneklere yüzde 25 zam ve işyeri emeklilik fonuna zam yapılmasını talep etmişti.
“HER ŞEYİN BİR SINIRI VAR”
Sermaye ve yardakçıları için GDL sınırı birçok yerden çoktan aşmıştı. Reel ücret kaybını karşılamakla kalmayıp artışını da içeren ücret zammının yanı sıra 3 bin euro tutarında enflasyon telafi primi ödenmesini talep ediyordu. Hiçbir sendika bunu talepleri arasına almamıştı! Gerekçe ise, “Bunu da talep edersek kalıcı ücret zammı düşük olur”. Neden böyle olacağı konusunda ise hiç kimse aklı selim bir yanıt veremiyordu.
Gerçekte ise sosyal demokrat sendika bürokratları 2022 Temmuz ayında hükümetle vardıkları anlaşma bunu içeriyordu – kalıcı ücret zamları düşük tutulduğu taktirde vergisiz ve sosyal kesintisiz 3 bin euroya kadar ikramiye ödenebilecekti! Bazı iş kollarında bu ikramiyenin 100 euroya kadar düştüğünü neredeyse hiçbir sermaye basınında yer bile almadı!
Tabi en önemlisi ise çalışma sürelerin tam ücret karşılığı kısaltılması talebiydi. Sermaye açısından “böylesine zor bir dönemde bu talebi ileri sürmek küstahlığa tekabül” ediyordu.
GDL her türlü sınırı aştığı için daha ilk uyarı grevinde sermaye yanlısı gazetelerde “grev hakkının sınırları”, “grev hakkını kötüye kullanılması durumunda ne yapılabileceği” üzerine tonlarca yazı çıktı.
Fakat makinistlerin sendikası bu konuda da geri adım atmadı. Grev oylaması yaptı ve yüzde 97 gibi bir mükemmel denebilecek bir sonuçla, “Biz bugün Almanya’da grev hakkını da savunuyoruz” diyerek binlerce makinist 35 saat greve çıktı!
DB AG ile devam eden TİS müzakerelerine paralel olarak devlete ait olmayan özel demiryolu şirketleriyle de aynı talepler için pazarlıklarını sürdüren GDL, toplam 29 işletmede sözleşme imzaladı.
SÖZLEŞME GERÇEKTEN İYİ Mİ?
Bir TİS döneminde elde edilen uzlaşmanın iyi olup olmadığı şüphesiz öncelikle ileri sürülen taleplere bakılarak yapılır ve doğru olan budur. Buradan bakıldığında (kutuya bkz.), GDL’in birçok konuda ileri sürdüğü taleplerin gerisinde kaldığını söylemek gerekiyor.
Öncelikle ücretler dokuz ay (Kasım 2023 – Temmuz 2024 arası ücretler artmayacak) donduruldu – daha doğrusu reel olarak düşmeye devam edecek! Ağustos ayında ödenecek ilk ücret zammı 210 euro, aynı düzeyde ikinci ücret zammı ise yedi ay sonra 1 Nisan 2025’te ödenecek. Oysa GDL 12 aylık bir süre için aylıklara 555 euro zam istemişti. Dolayısıyla ücret konusunda GDL ileri sürdüğü talebin çok gerisinde kaldı.
Ayrıca GDL, vardiyalı çalışanlara ödenen ek ödeneklere yüzde 25 zam talep etmişti – elde ettiği ise yüzde 4 oldu. Zam alınması iyi fakat talep edilenin çok altında. 50 euroluk “Deutschland-Ticket” biletine aylık 12,50 euro katkı ise “eşantiyon” olarak kabul edilebilir – ama hiç abartılmamalı.
Bu TİS dönemini en önemli kazanımı haftalık çalışma günlerinin beş gün ile sınırlanması ve 35 saat doğru ilk adımın atılmış olmasıdır. Burada ise eleştirilmesi gereken makinistlere kurulan tuzaktır: Eğer makinistler bireysel olarak DB’ye başvurmazlarsa o zaman saat ücretlerine yüzde 2,7 ek zam alarak uzun çalışmaya devam edecekler!
PEKİ BAŞARI BUNUN NERESİNDE?
Her ne kadar burada “büyük bir başarıdan” söz edilmesi mümkün görünmese de, GDL’in başarılı bir TİS dönemini geride bıraktığını söyleyebiliriz. GDL’in başarısı, sermaye sınıfının ve yardakçıların topyekûn saldırılarına karşı boyun eğmemesi, grev hakkına yönelik saldırılar karşısında geri adım atmak yerine, grev hakkını grev yaparak koruması oldu.
Ama bunun yanı sıra sözleşme sonucuna yansıyan diğer faktörlere de bakmak gerekir. Müzakereleri sürdüren sendikayla karşısındaki sermayeyle arasındaki güç dengesi örneğin.
DB gibi bir tekel, sendikanın karşısında hiçbir zaman tek başına değildir. Ayrıca DB’nin özel şirket statüsünde bir devlet şirketi olması da TİS sürecine değişik burjuva siyasetçilerinin müdahale etmesine açık olduğu anlamına geliyor. Çalışma süreleri gibi “sermayenin ortak çıkarları” söz konusu olduğunda, böyle bir devlet şirketi, grevlere birçok özel şirketten daha uzun süre ayak direyebilir, DB’de olduğu gibi her grev gününde onlarca milyon euro zarar etse de! Gerektiğinde hükümet, mahkemelerini harekete geçirerek greve son verebilir veya en son aşamada yeni bir yasal düzenlemeyle grev hakkını sınırlayabilir.
Bütün bu “olasılıklar” DB ile GDL arasında devam eden beş aylık müzakere döneminde gündeme geldi. Frankfurt İş Mahkemesi, GDL’in grevini yasaklamadı ama karara, “arabulucuların gözetiminde müzakerelerin sürdürülmesinde fayda var” diye bir cümle ekledi. Koalisyon ve muhalefet partilerinden siyasetçiler grev hakkının nasıl kısıtlanabileceği ile ilgili taslakları çekmecelerinden çıkarmaktan geri durmadılar.
GDL sadece sermaye cephesinden değil aynı zamanda sendika bürokrasisi tarafından hedef haline getirildi. DB içindeki büyük sendika pozisyonunda olan EVG’nin GDL yönelik saldırıları artık “olağan” hale gelirken demiryollarıyla sadece metal ve elektro işkolunda üretilen malların taşınması nedeniyle uzaktan bağı olan IG Metall’in Başkanı Benner, GDL’in grevlerini, sendikaya zarar verdiği için eleştirmesi hafife alınacak bir durum değildi. Bu şu anlama geliyordu: Bizden hiçbir dayanışma bekleme!
İŞÇİ SINIFI GDL’DEN ÖĞRENDİ
Her ne kadar sınıfın çıkarlarını gözeten sendikacılar, özellikle elde edilen maddi sonucu, “diğerlerinden çok farklı değil” diye haklı olarak eleştirseler de burada da gözetilmesi gereken bir şey daha var: Makinistler sendikası, sermayenin ve işbirlikçilerinin karşısında geri adım atmadı ve direndi.
Grev oylaması yapmakla kalmayıp altı kez greve çıktı ve DB tekelinin “kesinlikle olmaz” diye dünya aleme ilan ettiği çalışma süreleri konusunda geri adım attırmayı başardı ve tam ücret karşılığında 35 saate yönelik ilk adımı attı. Ve bunu milyonlarca işçi ve emekçinin gözleri önünde, televizyon kanallarında, internet sitelerinde ve ülkenin bütün gazetelerinde günlerce gündem olarak yaptılar. Buda çok önemli bir başarıdır!
Almanya işçi sınıfı, çok öncesinde tecrübe ederek öğrendiği, sınıfın kolektif hafızasından hala önemli bir yere sahip olan, “mücadele eden kazanır – mücadele etmeyen çoktan kaybetmiştir” sloganının ne kadar doğru olduğunu bugün makinistler aracılığıyla tekrar hatırladı. Bu tecrübe, önümüzdeki dönem çok daha değerli hale gelecek.
Sözleşmede neyi içeriyor?
ÜCRETLER
1 Ağustos 2024 210 euro aylık zam
1 Nisan 2025 210 euro aylık zam
(Çıraklar ve stajyerlerin maaşlarına aynı dönemlerde 105 euro zam yapılacak)
Ayrıca “dinamik ek ödenekler” (“dynamisierte Zulagen”) 1 Ağustos 2024 ve 1 Nisan 2025 tarihlerinde yüzde dört oranında artırılacak
ENFLASYON TELAFİ PRİMİ
Mart 2024 1.500 euro
Mayıs 2024 1.350 euro
ULAŞIM KATKISI
“Deutschland-Ticket” biletine aylık 12,50 euro katkı
ÇALIŞMA SÜRELERİ
1 Ocak 2025’ten itibaren beş günlük çalışma haftası.
Haftalık çalışma süreleri vardiyalı çalışanlar için tam ücret karşılığı 2026’da 37 saate, 2027’de 36 saate, 2028’de 35,5 saate ve 2029’da 35 saate düşürülecek.
2027’den itibaren daha kısa çalışmak yerine uzun çalışmak isteyenlerin saat ücretleri yüzde 2,7 zamlı ödenecek.
TİS KAPSAM DIŞI
GDL toplu sözleşmeleri, “InfraGO AG” ve “RegioNetz Infrastruktur GmbH”yi kapsamayacak!
TİS GEÇERLİLİĞİ
Sözleşmenin “ücret” ve “beş günlük haftaya” ilişkin düzenlemeyle ilgili bölümleri 31 Aralık 2025’e kadar (26 ay) geçerli olacak. Diğer sözleşme bileşenleri 31 Aralık 2028 tarihine kadar geçerlidir.
Not: Elde edilenle talep edileni karşılaştırmak isteyen okuyucularımız, gazetemizin internet sayfasında (www.yenihayat.de/almanyada-makinistler-greve-cikti/) GDL’in TİS dönemi başında ileri sürdüğü talepleri yeniden inceleyebilirler.