Written by 14:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

Metal işçileri hükümetin savaş politikasına tepkili

KAMİL GÖMLEKSİZ*

Avrupa’nın ortasında tehlikeli bir savaş sürüyor. Bir yandan da toplu sözleşme görüşmeleri sürüyor bu savaşın gölgesinde.

Üc yıldır reel ücretlerde düşüş var. Korona bahanesiyle son iki toplu sözleşme sıfır zamla kapatıldı. Enflasyon yükseliyor. Alım gücümüz her geçen gün daha da düşüyor. Soğuk bir kış bekliyor bizi.

Bütün bunlar işçilerin bantlarda, mola saatlerinde, işe gelip giderken kendi aralarında en fazla üzerinde konuştukları sorunlar. Bu sohbetleri devamlı işitmek mümkün.

Bu sorunlara yaklaşım zaman içerisinde olayların gerçek yüzü ortaya çıktıkça işçilerin görüşlerinde değişimler olduğunu görüyoruz.

İŞÇİLER SAVAŞA KARŞI
Savaşın ilk aylarında işçiler arasında hükümet politikasından etkilenen yaklaşımların bugün büyük ölçüde ortadan kalktığını ve giderek savaş karşıtı bir tepkiye dönüşmüş olduğunu söyleyebiliriz. Tabi burada gaz, enerji, gıda zamları başta olmak üzere günlük hayatın her alanındaki kötüleşmeler hükümetin savaş politikası ve Rusya’ya uygulanan çok yönlü ambargo, gaz boru hatlarının açılmaması gibi nedenlerin bu sıkıntılara neden olduğunu belirtiyorlar. Peki ‘ne yapılmalı’ diye sorduğumuzda, ‘Alman hükümeti derhal gaz boru hatlarını açmalı ve savaşta tarafsız kalmalı’ diye düşüncelerini belirtiyorlar.

Bu arada ileri işçiler ve sendika temsilcileri arasında başta DGB olmak üzere ona bağlı sendikaların savaşa yönelik adeta hükümetin arkasında duran tutumuna karşı eleştiriler de gittikçe artmaya başladı. İleri işçiler, ‘sendikalar neden savaşa karşı somut tutum almıyor’, ‘neden bir milyon kişiyi Berlin’e yığıp tepkisini göstermiyor’ diye eleştiriyorlar yaptığımız sohbetlerde.

BU KIŞ SOĞUK GEÇECEK

En fazla konuşulan konu hükümetin doğalgaz fiyatlarına yaptığı ek zam. Bu konu en fazla tepki gösterdikleri bir sorun olarak görülüyor. İşçilerle bu sorunu konuştuğumuzda bir çoğunun değişik arayışlara girdiğini de görüyoruz. Özellikle köylerden gelenler veya evi olanların, ağırlıklı olarak odun ve yağ sobası edinme telaşı içinde olduklarını hatta işçilerin birbirleriyle yardımlaştıklarını da izleyebiliyoruz.

Bu olanağı olmayanlar ilgili dairelerin gönderdikleri yazıları gösteriyorlar bize. Aşağı yukarı ikiyüz euro aylık ek bir ödeme isteniyor kendilerinden.

Zaten bazıları da kendiliğinden artırmışlar bu ödenekleri ‘yıl sonunda zorlanmayalım’ diye.

YÜZDE 8 ÜCRET ZAMMI YETERLİ DEĞİL

İlk olarak çelik sektöründe %8,2`lik zam talebi açıklandığında metal işçilerinin bunun enflasyon karşısında düşük bir talep olduğu eleştirileri oldu. Gerçek talep iki rakamlı olmalıydı, ki enflasyonun altında bir anlaşma olmasın. Bu metal işkolu için de kötü bir örnek olabilirdi.

Korkulan oldu. Sendika bürokrasisi tuhaf formüllerle bugünkü enflasyon oranının kısa süreli olacağını, bunun daha sonra aşağılara ineceğini öne sürerek yüzde 8’lik zam talebini kararlaştırdı. Ama gerçek enflasyon pazarda, markette çok daha yüksek. Bunu en iyi işçiler görüyorlar ve yaşıyorlar. Bu arada toplu sözleşme görüşmelerinin ikinci turları da başladı.

İşverenlerse hala sıfır zam diyorlar. Ekim sınıf mücadelesi açısından da sıcak geçecek.

28 Ekim’de barış dönemi bitiyor. 24 saatlik grevler içinde hazırlıklar var A-işletmelerinde. Tabi ki bir gece yarısı bir ihanet sözleşmesi olmazsa.

* M.A.N İşyeri Temsilciliği/BR üyesi

Close