Written by 16:10 KÜLTÜR

Mücadeleci bir sendikacı Sybille Stamm anısına

Ali Çarman/Stuttgart

“Yürüyoruz yürüyoruz, yan yana, güzel günler adına
Kadınız, insanız, insanlığı ayağa kaldırıyoruz
Paydos bundan böyle köleliğe, aylaklığa
Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sundukları
İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden
Bu ekmek ve gül türküleri
Ve yineliyoruz hep bir ağızdan
‚Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!”

 James OPPENHEIM

Kadınların, özellikle işçi-emekçi kadınların gerçek anlamda özgür ve eşit haklara sahip olmaları doğrudan sınıf mücadelesinin hedefleri arasındadır. Bu konuda kısmen önemli gelişmeler yaşanmış olsa da asıl çelişki ve eşitsizlik devam etmekte.

Toplumsal gelişmenin somut ihtiyaçlarının ortaya çıkardığı işçi hareketi ve sendikalar tarihinde tarihsel olarak öyle mücadele dönemleri var ki, her daim dönüp kendi sınıfının deneylerine bakmakta oradan sonuçlar çıkarıp daha ileri adım atmaya büyük yararı olur.

Almanya’da emekten yana mücadeleci bir kuşağın temsilcileri bir bir aramızdan ayrılıyor. Geçtiğimiz günlerde (14.12.2023) beyin kanaması sonucu hayata veda eden Sybille Stamm da çekirdekten yetişme bir sendikacı, kadın hakları savunucusu, toplumsal sorunlara duyarlı, ilerici ve hümanist olarak sözünü ettiğimiz kuşak içinde öne çıkan bir isimdi.

Sybille Stamm, 24 Mart 1945’te Kuzey Almanya’nın Flensburg şehrinde doğdu. Eğitimini tamamladıktan sonra siyaset bilimci olarak çalıştı, sendikal faaliyetlerine IG Metall’de toplu pazarlık uzmanı olarak başladı.

1980’den 1990’a kadar IG Metall sendikasının Stuttgart şubesinde TİS ve kadınlar bölümü sekreteri olarak çalıştı. Sendikalar içinde mücadeleden yana sendikacı, işyeri temsilcilerinin kurduğu veDIDF Stuttgart’ın da temsil edildiği ‘Stuttgart Sendikalar Forumu’ toplantılarına katılarak entellektüel olarak ne kadar gelişkin bir sendikacı olduğunu gösterdi.

Metal işçileri tarihinde önemli bir yer tutan ve çalışma süresinin 35 saate düşürülmesi grevlerinde emekten yana bir sendikacı olarak canla başla çalıştı. Bu dönemini bir toplantı esnasında şöyle anlatır: „1984’te haftada 35 saatlik çalışma konusundaki iş anlaşmazlığında kadınların sloganı şuydu: ‚Yaşamak, sevmek, gülmek için daha fazla zaman istiyoruz‘. Ve bazen bir „öğrenme“ eklendi, çünkü kadınlar bunun için de daha fazla zaman istediler. Bu, çalışma saatlerini azaltarak işsizlikle mücadele etmek istemenin çok ötesine geçti. Kadınların sloganıyla, grev sırasında aniden çok özel bir melodi duyuldu, tüm hayatı hesaba katan bir melodi.“

Daha sonra IG Medien sendikasına geçerek kavgasını burada sürdürdü. Mücadeleci, militan kişiliği kısa sürede sendikanın eyalet başkanı olmasını sağladı. Bir defasında Türkiye’den gelen bir grup sendikacıyla yapacağımız toplantı için yanına gitmiştik. Toplantıya destek vererek eşi Jurgen Stamm ile birlikte katıldı. TÜMTİS başkanı Sabri Topçu’nun konuşması sonrası arkadaşlarınız sınıf sendikacılığını savunuyor diyerek sevincini ifade etmekten kaçınmadı.

Sybille Stamm; ÖTV, HBV, IG Medien, DAG ve Alman Posta Sendikası katılımıyla oluşan Birleşik Hizmetler Sendikası ver.di’nin kuruluş çalışmalarında bir kez daha dikkatleri üstüne çekti. Emekli olduğu 2007 yılına kadar da ver.di Baden-Württemberg başkanlığında bulundu.

Sybille Stamm, emekli olduktan sonra da boş durmadı. Şehirde düzenlenen işçi eylemleri başta olmak üzere, ırkçılığa ve savaşlara karşı yapılan yürüyüşlere hep katıldı. Sol Parti ve Rosa Luxemburg vakfında aktif olarak çalıştı.

6 Ocak 2024 Cuma günü Stuttgart/Pragfriedhof’da yapılan bir tören ile külleri toprağa bırakıldı. Sybille’nin arkadaşları, yoldaşları ve ver.di sendikası mücadeleci bir sendikacıya, bir işçi önderine yaraşır tarzda sade bir tören düzenlediler. Yüzlerce kişinin hazır bulunduğu törende: ver.di eyalet başkanı Martin Gross, Sol Parti milletvekili Bernd Riexinger, Sozialismus dergisi temsilcisi konuşmalar yaptılar.

Sybille Stamm hakkındaki konuşmalarda; Karl Marx, Wilhelm Zimmermann, B.Brecht, Gramski ve Luxemburg’dan alıntılar yapılarak mücadelenin önemi vurgulandı.

Müzik bölümünde gitar ve piyano ile 1905 Rus devrimi, 1848 Alman devrimi, ekmek ve gül şarkılarının melodileri büyük bir sessizlik içinde dinlendi.

Sybille, tüm gücünü ve enerjisini kendisinin de parçası olduğu işçi sınıfı mücadelesine ve örgütlenmesine vermişti.

Sendikaların gerçek rollerini yerine getirmesi birçok şeyin yanı sıra Sybille Stamm misali mücadeleci, emekten yana sendikacıların çoğalmasına bağlı…

Anısı işçi sınıfının mücadelesinde yaşayacak.

Close